Arzu Güven [email protected]
Derin Devlet
14 Mayıs 2021 09:41
Mafya konuşuyor ; ortalık yangın yeri , hükümet bildiğimiz gibi. Sabır zorluyor.
DERİN DEVLET BİR TRİPOD VE BİR KAMERAYA MI YENİLECEK?
SATIRI KİM VURACAK ? RACONU KİM KESECEK ?,
Sedat Peker’in iddialarına Süleyman Soylu ”Bir mafya pisliğinin hezeyanı” dedi. Mehmet Ağar ise hakkındaki suçlamaları : “Ne yaptıysam ‘Devlet’ in bilgisi dahilinde yaptım!”sözleriyle özetledi. Mutmain oldunuz mu bilmem ama yayınladığı serinin son videosunda iki milyon izlenme rekoruyla kıymetli kardeşlerinin “teveccühünü” kazanan mafya lideri gündemi meşgul etmeye devam ediyor.
Susurluk’ta asfalta saçılan ,Ergenekon’da mahkeme salonlarına evrilen kirli düzenin , konjonktüre göre dizaynını izliyoruz. Sedat Peker:” Vatan ,Millet , Sakarya” diyerek ülkeyi nasıl çökerttiklerini anlatıyor . Seyit Rıza‘dan alıntı yapan “Neden bir Che çıkaramadınız” sözleriyle Türk soluna sitem edip devrim tarihini sorgulayan Peker: “Devlet geleneğinde Savcı soruşturma yapar, Savcılar nerede? diyerek ne yapmak, nereye varmak istemektedir? Sn. Bahçeli’ye sorsak bilir mi acaba? Organize çete lideri yargıdan umudu kesip “Tek Yol Devrim” diyecek diye milletçe endişeliyiz.
Bir TV dizisindeki ‘Peker’ karakteri üzerinden mesaj yollanmasına da çok incinmiş olacak ki konuşmasına devam ediyor: “Sedat boş konuşuyor dedirtmişsiniz. Diyet olarak parmağımı koydum. İki müfettiş , yalan makinası , et satırı…Boş konuşuyorsam parmaklarımı kesin . Yalan söyleyip kendime ‘Parmaksız Sedat’ dedirtir miyim?”
Derin devlet bir tripod ve bir kameraya mı yenilecek?
Satırı kim vuracak ? Raconu kim kesecek ?
Meraktayız.
PEKİ HÜKÜMET NE YAPIYOR?
İMAMOĞLU’NUN “ELİ” İLE MUHALEFETİ MARJİNALİZE ETMEYE ÇALIŞIRKEN KENDİSİNİN MARJİNALİZE OLDUĞUNUN FARKINDA DEĞİL Mİ GERÇEKTEN ?
Mafya konuşuyor ; ortalık yangın yeri , hükümet bildiğimiz gibi. Sabır zorluyor. Dezenfektan skandalıyla koltuğundan olan Ruhsar Pekcan örneği… Görevi “kamu hizmeti” olan Pekcan Hanım , kendine ait şirketin mallarını bakanlığına kakalayıp görevi çok güzel yürüttüğünü (!) ispatlayıp gitti ya…
Meclis Soruşturması falan bekliyoruz bakalım .
Yine görevden alınan Zehra Zümrüt Selçuk…
Garibana huzur beleş : “Sabır dua, sükür”.
Zümrüt Hanım’ın hakkı ballı maaş : 39 bin 423 TL
Ama lafa gelince: Huzur İslamda!
Vah benim Cancağızım…
Vah benim ülkem...
Ağlayanı çok, yetişeni yok !
Milleti sosyal ve ekonomik destekten yoksun bırakarak “Tam Kapanma” adı altında evlere hapsederek taraklı kürekli genelgelerle oyalayan Saray kontrolü kaybettikçe baskıyı arttırıyor. Alkol yasağı gibi uygulamalarla ,dikkatleri derinleşen sınıfsal uçurumdan ;yapay gündeme çekmeye çalışırken iyice battılar . Yönetemiyorlar! İktidar İmamoğlu’nun “eli” ile muhalefeti marjinalize etmeye uğraşırken ,kendisinin marjinalize olduğunun farkında değil mi gerçekten?
VE İSRAİL’İN FİLİSTİN’E YÖNELİK SALDIRILARI…
ÇOCUKLAR ÖLÜYORSA BAYRAĞIM “VİCDANIMDIR”
KISITLAMALAR SÜRERKEN KİTLEYİ EŞ ZAMANLI SOKAĞA DÖKMENİN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLMEK BİLE İSTEMİYORUM…
AMA MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU BİLSİN İSTİYORUM
BİZ ÜMMET DEĞİL MİLLETİZ.
TÜRK MİLLETİ!
Ne yazık ki çocukluğumdan beri…
İsrail başkasının bahçesine bombalar yağdırıyor.
Çocuklar ölüyorsa bayrağım “vicdanımdır”
Sınır tanımaz …
Dil, din ,renk ayrıt etmeksizin sızlar.
Mescid-i Aksa insanlığın ortak mirasıdır . Bu insanlık suçuna, konsolosluk önünde bayrak yakarak mı engel olacaksınız?
Boynumuzda madalyası , limanlarında ticari gemilerimiz varken ; Diyanetin camilerden okuttuğu sala İsrail’i imana , sokağa döktüğünüz kalabalıklar dize mi getirecek ?
Lobin yok , ekonomin yok .
Tam kapanmada kısıtlamalar sürerken , yokluk intiharları salgın halinde can alırken ,kitleyi eş zamanlı sokağa dökmenin ne anlama geldiğini bilmek bile istemiyorum.
Ama Mevlüt Çavuşoğlu bilsin istiyorum :
Biz Ümmet değil , Milletiz…
Türk Milleti!
Özlemi düşlerimizi süsleyen aydınlık günlerin ümidiyle selamlıyorum .
Yarınlar Bayram Tadında Olsun .