Yabancıların gözüyle en iyi İngiliz romanları
10 Aralık 2015 22:13
BBC Culture, İngiltere dışından 82 edebiyat eleştirmeni ile görüşerek İngiltere’nin en iyi romanları konusunda düşüncelerini sordu.
İngiltere’de yazılmış gelmiş geçmiş en iyi romanlar hangileridir?
İngiltere dışından 82 edebiyat eleştirmenine başvurarak bu ülkede en beğendikleri 10 romanı sorduk. İşte ilk 20’ye giren romanlar...
20. İkna (Jane Austen, 1817)
Jane Austen’in ölümünden sonra yayımlanan bu son romanının kahramanı yaşı ilerlemiş, erdemlerini çevresindeki insanların görmediği, ama sonunda sevdiği erkekle mutlu bir evlilik yapan bir kadın. Kitaptaki keskin zekayı ve duruluğu öven eleştirmenler, ağırlığı ve karmaşıklığının onu ‘okunması gereken bir kitap’ haline getirdiğini ifade ediyor.
19. Emma (Jane Austen, 1815)
Austen’in hayattayken yayımlanan bu son romanı da onun basiretli ve eğlenceli toplumsal eleştirilerinin mükemmel bir örneğini oluşturur. Romanın kahramanı Emma genç, güzel, zeki ve zengin olmasına rağmen kendisini evlendirme oyunlarının içinde bulur. Ailesinin ve arkadaşlarının yaşamlarına müdahale ederken kendi kusurlarının farkında değildir. Ta ki kendisine aşık olduğunu iddia ettiği üç erkekten birine aşık olup “mükemmel mutluluğu” buluncaya kadar.
18. Günden Kalanlar (Kazuo Ishiguro, 1989)
Ishiguro’nun üçüncü romanı olan bu kitap, 1989’da İngilizce dilinde yazılmış kitaplara verilen Man Booker ödülünü aldı. Kitapta, Lord Darlington’un sadık uşağı Stevens’in İkinci Dünya Savaşı sırasındaki hikayesi anlatılır. Stevens öylesine resmidir ki ilk adını bile öğrenemeyiz. Hatıra ve güncelerine bakarak aslında bir zamanlar evin diğer hizmetlisi Bayan Kenton’dan hoşlanmış olduğunu fark eder. O ise artık evden ayrılmış, evlenmiş, çocuk sahibi bir kadındır. İşverenini değiştirir, Bayan Kenton’u aramaya çıkarken hayatındaki pişmanlıkları ve kaçırdığı fırsatları düşünür.
17. Howards End (EM Forster, 1910)
Eleştirmenler bu romanda Forster’in sadece romanın, edebiyatın amacını değil, bir bütün olarak insanın özlemlerini anlattığını ifade ediyor. Bazıları da onu insanın var oluşuna dair en özlü pasajlar içeren, ail eve kardeşlik ilişkilerinin karmaşıklığını çok iyi tariff eden bir kitap olarak görüyor.
16. Dalgalar (Virginia Woolf, 1931)
Eleştirmenler Woolf’un bu eserini döneminin çok ilerisinde, okyanus kadar heyecan verici ve karmaşık bir roman olarak görüyor. Kitapta altı ses vardır.Bunlar EM Forsteri TS Eliot, Lytton Strachey, Mary Hutchinson, Thoby Stephen, Vanessa Ball ve Woolf’un kendisinin sesidir ve günlük yaşamın akışına dair şiirsel pasajlarla iç içe geçer bu sesler.
15. Kefaret (Ian McEwan, 2001)
McEwan’ın muhteşem bir kurgusu olan bu eseri 1935’te başlar ve altmış yıla yayılır. Küçük Briony’nin tanık olduğu bir olayla ilgili ifadesinde şüpheleri komşunun oğluna çekmesinin sonuçları ağır olacaktır. Daha sonra savaş yıllarında Dunkirk çıkartmasına ve Londra’nın bombalanmasına tanık oluruz. Briony ise hemşiredir ve kefaret ararken kendisini resme vermiştir. Hikaye evrildikçe onun perspektif değişimini, anlatımdaki sürprizleri, savaşın yıkıcı etkilerini görürüz.
14. Clarissa (Samuel Richardson, 1748)
Romanın kahramanı Clarissa Harlow’un trajedisi dizginsiz aşk hayallerini, kendi elleriyle yıkıma sürüklenişini ve korkunç Robert Lovelace’in tutsağı olmasını içerir. Clarissa, erkeklerin kadınlara çektirdikleri nedeniyle kararan bir kalbin romanıdır ve bazı eleştirmenler, romanın ortaya çıkışını da buna bağlar. Bazılarının da bunu Don Kişot gibi derin, Dostoyevski, Tolstoy ve Flaubert’in hikayeleri kadar acımasız bulduğu bu romanın hak ettiği ilgiyi görmediğinden yakınır.
13. İyi Asker (Ford Madox Ford, 1915)
Romanın Amerikalı anlatıcısının “Duyduğum en acıklı hikaye bu” sözleriyle başlar hikaye ve birbirini aldatan eşlerin, boşanmaların, ölümlerin, intihar ve çıldırmaların hikayesi haline gelir. Ford’un bir arkadaşının sözleriyle bu aslında “İngilizce dilinde yazılmış en iyi Fransız romanıdır”. Muhteşem anlatım tekniğiyle Ford, karakterlerinin psikolojisine, ahlaki zayıflıklarına ve çağın ıstıraplarına nüfuz eder. Onun kurduğu açmazlar tüm romancılar için örnek teşkil eder.
12. 1984 (George Orwell, 1949)
Akıldan çıkmaz ve etkileyici kelimelerle devlet kontrolünü ve gözetimini anlatan Orwell’in distopyan romanının içeriği bugün de geçerliliğini korumaktadır. Kitapta geçen Büyük Birader ve Düşünce Polisi gibi deyimler kültürel DNA’nın bir parçası haline gelmiştir. Bazı eleştirmenler 1984’ü otoriter rejimin zalimliğini ve kötülüğünü, ideolojinin bulaşıcı sinsiliğini en iyi tanımlayan kitap olarak değerlendirir.
11. Aşk ve Gurur (Jane Austen, 1813)
Austen’in romanı bildik şu cümleyle başlar: “Zengin ve bekar her erkeğin mutlaka bir eşe ihtiyacı olduğu dünyaca kabul edilir bir gerçektir.'' Evlenmemiş beş kız kardeşten biri olan Elizabeth Bennett’in zengin ve toprak sahibi Bay Darcy ile ilişkisi anlatılırken diğer kardeşlerin de evlilik umutları, eş seçerkenki tercihleri, sınıf atlama özlemleri ele alınır.
ingiliz edebiyatı, ingiliz romanları, ingiliz yazarlar, yabancıların gözüyle, en iyi romanlar