Veyis Ateş : Sezgin Baran Korkmaz Mağdur Olduğu için Görüştüm
18 Haziran 2021 21:03
Halk TV'de İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtlayan Veyis Ateş, hakkındaki iddialara yanıt veriyor.
Halk TV'de İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtlayan gazeteci Veyis Ateş, hakkındaki iddialara yanıt veriyor.
Ateş'in açıklamalarından satır başları şöyle:
- İlk gün sana dedim ki bir süre daha konuşmayacağım ama söz konuşmaya karar verirsem ilk sana konuşacağım dedim, bu yüzden teşekkür ederim. Halk TV'ye teşekkür ederim, ekranlarını bana açtığı için. Ben de bir sürü sorular aldım, ben de şunu istiyorum ki olmayan, atlanan bir şey olursa cevap vermek isterim.
- Sezgin Baran Korkmaz'la ben Temmuz 2020'de, 20'leri olabilir, meşhur Paramount Otel'e davetli olarak gittim. Ben zaten Bodrum'da tatildeydim. Arkadaşımın teknesindeydim. Ben o tekneye bindikten, İstanbul'a döndükten sonra orada çekildiğim bir fotoğrafı attım, Instagram'a koydum. Bizim aramızda geçen diyalogla, benim bir teknem yok. Benim arkadaşlarımın teknesi. Paramount Otel'e Cihan Ekşioğlu beni davet etti. Bir defa gittim. Ya cuma ya da cumartesi pazar akşamı, para ödemedim, davetli olarak gittim. Bu ve benzer otellere davetli olarak zaten gittim. Daha lükslerine de gittik, gördük. O günün kaldığım sabahın ertesi sabahı kahvaltı sofrasında biri yanıma geldi, merhaba ben Sezgin Baran Korkmaz dedi. Tanışma bir. Temmuz dediysem, eylül ekim gibi olabilir, bir balıkçının kapısında bir kez daha tanıştık. Bu ikinci. Sonrasında aradan...
- O tatil buraya gelecek tatili ne zaman, bir kez daha tatile gitmek istemişim. Arkadaşlarımızla kendi Instagram hesabımda goy goy yapıyoruz. Bakılsın bugüne kadar tekne almış mıyım, satmış mıyım. İş adamı bir arkadaşımın iş adamı bir arkadaşıyla teknede fotoğrafım var, onu da linç ettiler.
- Savcılığa başvuracağım, soruşturulsun isteyeceğim. Herhangi bir şekilde servet çoğalması, aşırı zenginleşme var mı hepsini buyursunlar araştırsınlar.
- (Sezgin Baran Korkmaz) Kasım-Aralık olabilir, yurt dışına çıktıktan iki hafta sonra bir ortak tanıdığımız dedi yurt dışında, seni aramak istiyor dedi. Ben dedi çok mağdur edildim dedi. Tarihini hatırlamıyorum, 5 Ocak olamaz. Ben aramadım, o aradı beni. Senden ricam, sayın bakan beni yanlış anlıyor, ben şöyle mağdur edildim, lütfen bu mesajımı iletir misin? Ben yarın-bugün gidebilirim, gittiğimde iletirim dedim. İki üç hafta sonra gittiğimde Sayın bakan Sezgin Baran Korkmaz diye biri var, beni aradı dedim. Keşke açmasaydın dedi. Dedim böyle böyle şeyler var, kesinlikle doğru değil dedi.
- Sezgin Baran Korkmaz mağdur olduğu için görüşmeyi kabul ettim.
- Bakan, bana keşke Sezgin Baran Korkmaz'ın telefonunu açmasaydın dedi. Gaflete düştüm.
- 10 milyon euro'luk bir talep aramızda geçmedi. İstemedim. Madem böyle bir telefon konuşmam var. Nerede? Diyelim ki 10 milyon euro'yu ben istedim, ben 10 milyon euro'yu nereye saklayabilirim İsmail?
- Bu benzeri hikayeleri Balyoz'da, 17-25 Aralık'ta görmüştük.
- Nereye sokacağım ben bu parayı? Nereye teslim edeceğim?
Bu insanlarda utanma ve arlanma duygusu olduğunu düşündüğüm için, kaydı Veyis Bey'in çalıştığı haber kanalındaki bir kişiyle paylaştım. Bu konunun neden bu noktaya geldiğini anlatmak istiyorum. Beyefendi benim kendisini aradığımı, hayatın olağan akışına da çok aykırı, benim zekamla da dalga geçiyor. Benim hukukçu bir arkadaşım üzerinden defalarca ulaşmaya çalışmış. Ben de Veyis Bey ile konuştuğumda kendisi bana bu konuda yardımcı olabileceğini söyledi. Ailemin, çocuklarımın ne kadar güç durumda olduğunu anlattım. O da beni çok iyi naladığını ve yardım etmek istediğini söyledi. Görüşmesini de gerçekleştirdikten sonra beni arayıp... Eğer ki Veyis Bey ben bu konuşmayı yapmadım diyorsa, ben ilk uçakla Türkiye'ye gelmeye namus ve şeref sözü veriyorum. Siz bana bir gazeteci söyleyin, arayıp hemen ona dinleteyim. Veyis Bey'den sadece doğru olanı istiyorum. Görüşmeyi dinlediniz, bana niye soruyorsunuz.
- Üstadım, Veyis Bey beni Ankara'ya gitmeden bir gün önce arayıp bir görüşme yapacağını söyledi. Ben seni anlıyorum dedi. Telefon konuşmasından sonra dönüş yolunda beni aradı, görüşmelerimi yaptı, başka başka şeyler söyledi, başkalarını da zan altına sokmak istemiyorum. Bu laflar bana inandırıcı gelmiyor. Bana bu işi halledebileceğini, benimle uğraşan bir lobinin bana bunu yaptığını, kendisinin aracı olduğunu, bu nasıl olacak dediğimde istedikleri meblayı vermemiz gerektiğini, meblanın ne olduğunu söylediğimde 10 milyon euro olduğunu açık açık söylemiştir. Beni aradığı zaman insanlar gözaltındaydı. Ben bu konuşmayı kimseyle paylaşmayacaktım, avukatlarımla konuştuk, savcılığa gidecektim ve savcılığa suç duyurusunda bulunacaktım.
Ateş şöyle devam etti:
- Pazartesi günü gelsin, suç duyurusunda bulunsun. Buradayım. Avukatı da isterse telefona bağlansın. Babamın servetine kadar her şey araştırılsın.
-Sayın Bakan beni aradı, ben Habertürk'e çıkmak istiyorum dedi. Türkiye'nin meşru hükümetinin İçişleri Bakanı üzerinden bu devletin Cumhurbaşkanı'na, hükümetine operasyon çekilirken bu organizasyonu ben yapmışım, eski hukukumuzdan dolayı beni aramış.
-Erdal Aras, DYP İstanbul İl Yönetiminde beraber çalıştık. Erdal Aras da yönetimdeydi, yardımcısı değildim. Erdal Aras, biz yayın arasındayken 'insan da biraz bizden bahseder' diye şakalaştık. Erdal Aras, bu ülkenin meşru, aranmayan adamlarından biri. Peker'in adamı mı bilmiyorum. Ben bunu Sedat Peker'den öğrendim. O zaman telefon açtığında da bilmiyordum.
Ayrıntılar geliyor...