Uğur Dündar'dan Boğaziçi'ndeki Olaylar İçin Ders Gibi Anı...
04 Şubat 2021 00:54
Yeniçağ Yazarı Orhan Uğuroğlu, Boğaziçi Üniversitesindeki protestolarda polisin takındığı tutumu ele aldığı yazısında Uğur Dündar'dan bir anıya yer verdi
Yeniçağ Yazarı Orhan Uğuroğlu, Boğaziçi Üniversitesindeki protestolarda polisin takındığı tutumu ele aldığı yazısında Uğur Dündar'dan bir anıya yer verdi
İşte Uğur Dündar ustanın anısı:
"28 Nisan 1960 sabahı kahvaltı sonrası kahvesini yudumlarken Emniyet Amirinin telefonu çaldı.
Arayan Beyazıt Karakol Amiriydi.
İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin iktidar karşıtı gösteri için bahçede toplanmaya başladıklarını haber veriyordu.
Emniyet Amiri, "Hemen üniversiteye gidin. Diğer karakol amirlerine de emir veriyorum, hepimiz orada olacağız!" dedi.
Başkomiser, "Ama rektörlükten talep yok. Onlar istemedikçe üniversiteye giremeyiz amirim!" deyince, "İzin de ne demek?" diye şöyle çıkıştı:
"Öğrenciler Başbakanımızı, Cumhurbaşkanımızı protesto edecekler, biz de seyredeceğiz! Öyle mi? Ne izni? Derhal göreve!"
Bu emri alan Eminönü Emniyet Amirliği'ne bağlı karakollardaki tüm polisler, yarım saat içinde İstanbul Üniversitesi bahçesine gittiler.
Makam odasındaki tüm duvarları Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlarla çekilmiş fotoğraflarıyla süsleyen Emniyet Amiri, ekiplerin en önündeydi.
Atatürk Anıtı'nın çevresinde toplanan gençlerin marşlar söyleyerek kendilerine doğru yürüdüğünü görünce "Silahlarınızı çekin!" dedi.
Amirler, polisler, bekçiler, tabancalarını çekip mermileri namluya sürdüler.
Biri hariç… Sadece bir Başkomiser silahını çekmemişti.
Amir hışımla ona "Emre niçin itaat etmiyorsun!" diye çıkıştı. Başkomiser çok sakindi.
"Kanunsuz emre itaat etmek zorunda değilim. Üstelik gençler protesto haklarını kullanıyorlar. Silahları yok, şiddet yok. Ben niçin tabancamı çekeyim? Silah göstererek onları tahrik etmekten kaçınmalıyız!" dedi.
Nitekim çok geçmeden korkulan oldu. Polislerin tabancalarını gören öğrenciler, taş yağdırmaya başladılar. Üniversite bahçesi bir anda savaş alanına dönmüştü.
Artık taşlar havada uçuşuyor, Beyazıt Meydanı tabanca sesleriyle yankılanıyordu.
İşte o anda Rektör Ordinaryüs Profesör Sıddık Sami Onar ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Naci Şensoy bahçede göründüler. Rektör merkez binaya doğru ilerleyen Emniyet Amiri'nin önünü kesip "Yaptığınız müdahale kanunsuzdur. Üniversite yönetiminin çağrısı olmadan buraya giremezsiniz. Hemen üniversiteyi terk edin!" dedi.
Bu sözler Emniyet Amiri'ni çileden çıkarmaya yetmişti. Hiçbir şey söylemeden Rektöre yaklaştı ve suratına okkalı bir tokat attı!
Ufak tefek yapılı Anayasa Profesörü Onar'ın yere düştüğünü görünce, tabancasını çekmemekte direnen Başkomiser'e dönüp "Gördün mü? Koskoca rektörü iskambil kâğıdı gibi devirdim!" dedi.
Başkomiser sinirlenmemekte kararlıydı:
"Devirdiğini sandığın o kişinin senin boyun kadar kitapları var. Ayrıca kimin kimi devireceğini zaman gösterir!"
Aynı gün Turan Emeksiz adlı üniversite öğrencisi, seken bir kurşunla hayatını kaybetti.
Bir ay sonra da 27 Mayıs darbesi oldu.
Rektörü tokatlayan Emniyet Amiri Zeki Şahin tutuklandı.
Kanunsuz emre uymamakta direnip silahını çekmeyen Baş komiser ise babam Osman Dündar'dı."
uğur dündar, orhan uğuroğlu, melih bulu