Tribünlerde yeni trend: İzmir Marşı
05 Şubat 2017 10:58
Son günlerde taraftarlar yeri göğü ‘İzmir Marşı’yla inletiyor: “İzmir’in dağlarında çiçekler açar / Altın güneş orda sırmalar saçar / Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar / Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa / Adın yazılacak mücevher taşa”.
Bestecisi olduğu iddia edilen İzzettin Hümayi Elçioğlu’nun torununun oğlu, orkestra şefi Naci Özgüç de marşla ilgili bilinmeyenleri anlattı.
1-Nasıl başladı?
Hürriyet spor yazarı Kenan Başaran: Karşıyaka, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın birçok basketbol maçında söylendi. Futboldaysa; Ümraniyespor-Adana Demirspor, Fethiyespor-Bucaspor (Bu maçta Atatürk’ün sesinden ‘Nutuk’ da okundu), Trabzonspor-Gaziantepspor, Aytemiz Alanya-Beşiktaş, Galatasaray-Akhisar ve Beşiktaş-Atiker Konyaspor maçlarında...
2-Taraftar ne diyor?
Sindirilmeye çalışılan muhalif ses tribünden yükseliyor ...Doğan Dikdere-Muhasebeci (Beşiktaş)
‘İzmir Marşı’ ve ‘Türkiye laiktir, laik kalacak’, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganları, baskıcı rejimin dayattığı Anayasa taslağına karşı bir duruştur. Asıl belirtilmek istenen; demokrasiye, Cumhuriyet’e olan inancın tek adamcılığa terk edilmek istenmemesidir. Barıştan yana tavrımızı sergiliyoruz. Ülkenin sıkıntılı günlerinde kendini ifade edebilmenin gururu yayılıyor. Sindirilmeye çalışılan muhalif ses, tribünlerden yükseliyor.
Cumhuriyet’in değerlerini hatırlatmak için söylüyorum
Erdem Gürtepe-Grafik tasarımcı (Galatasaray) Marşı gururla söylüyorum. Bunu da ülkemizin çalkantılı döneminde özellikle yapıyorum. İnsanlarda yanlış bir algı var: Cumhuriyet rejimi, siyasi görüş gibi değerlendirilir oldu. Oysa Cumhuriyet, bir yaşam biçimidir. Günlük yaşamda kitlelerle bir araya fazla gelemiyoruz ve sesimizi ülkenin farklı yerlerindeki insanlara duyuramıyoruz. Tribünden Cumhuriyet’in değerlerinin hatırlatılmasını ve yarınlara umutla bakılmasını istiyorum.
Tüyleri diken diken etti
Murat Şeker-Yönetmen (Fenerbahçe)
Cumhuriyet değerleri Fenerbahçe’nin kulüp kültürü içinde çok hassas bir mesele. En son CSKA Moskova’yı yendiğimiz maçta 16 bin seyirci okudu. Tüyleri diken diken etti. Günümüz Türkiye’sinde neler yaşandığını herkes biliyor ama tanımlamaktan kaçıyor gibi... Atatürk’e ve ilkelerine verilen değer her geçen gün daha kıymetli oluyor. Bunu sosyologlar araştırmalı. Bu konuda ben tarafım, Fenerbahçe taraftarıyım!
Altaylılık bunu gerektirir!
Uğur Saatçi-İşletmeci (Trabzonspor)
Taraftarın İzmir Marşı’nı söylemesi “Gol!” diye bağırmasından milyon kat daha güzel. Beraber kurtardığımız vatana beraber sahip çıkarsak başarabiliriz. Devrimci Trabzonspor’un bir taraftarı olarak; bu marşı haykırarak söyleyen ‘Vira’ grubuna çok teşekkür ederim. Keşke bütün stat söyleseydi. Kendisinden bir kupa alacağımız olan Fenerbahçe’ye de teşekkür ederim, İzmir Marşı’nı Türkiye’ye hatırlatan kulüp oldukları için...
3-Neden bu kadar popüler oldu?
Kenan Başaran (Hürriyet spor yazarı): Bir yanıyla terör eylemlerine tepki, bir yanıyla güncel tartışmalara karşı bir pozisyon olma durumu var. Zira marşa zaman zaman “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı eşlik ediyor. ‘Ortak zemin’ çağrısı gibi de okunabilir. Sonuçta bu marş, bir bağımsızlık savaşı sonucunda yazıldı.
Ersin Antep (Müzikolog): Bayramlarda, konserlerde, kutlama programlarında en çok seslendirilen eserlerden biridir. Hatırlanması için vesileye ihtiyaç duyulmayacak kadar bilincimize işlemiştir.
Murat Meriç (Müzik tarihçisi): Gündeme gelmiş olmasını rejim değişikliği konusundaki ısrara bağlamak mümkün. Cumhuriyet’e vurgu yapmak ve Atatürk adını hep bir ağızdan dillendirmek için biçilmiş kaftan: Güzel ve etkileyici.
Marşın tarihi
Murat Meriç-Müzik tarihçisi
Anonim olarak geçiyor
Tarihi biraz tartışmalı. Kimi kaynaklar, aslının ‘Kafkasya dağlarında çiçekler açar’ dizesiyle başlayan marş olduğunu yazar. Besteci olarak görünen bir isim var: İzzettin Hümayi Elçioğlu. Ancak ispatlanmış değil. Bazı kaynaklar, Alman besteci Kurt Striegler’in bir bestesinden uyarlandığını yazsa da bu yanlış: Striegler, ‘Türk İzmir Marşı’nın bestecisi. Özetle: Söz yazarı ve bestecisi bilinmiyor, resmi kaynaklarda ‘anonim’ olarak geçiyor. Kimi kaynaklarda Muammer Sun ismine de rastlıyoruz ancak Sun marşı düzenleyen isimlerden biri.
Naci Özgüç-Şef, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin orkestra şefi, İzzettin Hümayi Elçioğlu’nun torununun oğlu: Sözleri gereği bir başkaldırış, bir tür manifesto gibi...
Bu marşın ‘Kafkasya Marşı’ olarak babamın dedesi İzzettin Hümayi Elçioğlu tarafından bestelendiğini ailemden öğrenmiştim. Yaptığım araştırmalarda; İzzettin Bey’in 38 yaşındayken, cephede bestelediğinin sanıldığını gördüm. Çok önemli bir bestekâr olduğunu başka kaynaklardan da doğrulattım.
Babaannem Belkıs (Elçioğlu) Özgüç ut sanatçısı, babam Akgün Özgüç bir opera sanatçısıydı, amcam Fehamettin Özgüç hem keman/viyola sanatçısı hem de müzik eğitimcisiydi. Annem Müfide Özgüç ve dayım Osman Gökoğlu opera solisti, yengem Meral Gökoğlu opera solisti, kuzenim Umut Gökoğlu ve onun eşi Evren Gökoğlu opera sanatçıları... Ben de Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin orkestra şefiyim.
Sözleri gereği hem bir başkaldırışı hem güçsüz sanılanın zaferini ve buna bağlı duyguları içeriyor. Bir tür ‘manifesto’ gibi... Tabii ki “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa” verilmek istenen asıl mesaj.
ankara, izmir marşı, atatirk, evren gçkoğlu, müfide özgüç, kafkasya marşı