TOKİ konutları neden milletten esirgendi
12 Temmuz 2016 11:34
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Suriyelilere vatandaşlık ve Toki karşı nutlarından ev verilmesini eleştirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriyelilere vatandaşlık verilmesine yönelik tartışmaya ilişkin olarak, “Suriyelilerin hukuki statülerinin hangi kategoride olduğu belirlenmeden yapılacak her siyasi tasarruf sorgulanacak ve ters tepecektir” görüşünü dile getirdi. “Komşuluk hukuku neyi gerektiriyorsa onu yapalım. Oy hesabıyla gündeme getirmek sorumsuzluktur” diyen Bahçeli, “Madem Suriyelilere verilecek TOKİ konutları var idiyse bu milletin asil evlatlarından niçin esirgenmiştir?” diye sordu.
Bahçeli, terör operasyonlarına ilişkin olarak, “Vatandaşlarımız hükümetin terörle mücadelede başarısız olacağaı kanaatine varırsa, bireysel ceza kesme psikolojisinin yayılabileceği bilinmelidir. Bunun sonu hepimiz için hüsran olacaktır” dedi. “Türk milleti öfke içindedir” diyen Bahçeli, “Ülkemizdeki her rezaletin mimarı bellidir. Vebal AKP’nindir. Bu dehşet tablosu çözüm süreci denen ihanet sürecinin başaktörlerinin eseridir” görüşünü dile getirdi.
Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:
Geçmiş bayramınızı tebrik ediyorum. Gönül isterdi ki bayramı huzur içinde geçirelim. Yüzler gülsün, gönüller coşsun. Zincirleme felaketler durmadı. Bizleri derinden yaralayan olaylarda bir zayıflama, azalma görülmedi. Buruk geçen Ramazan ve sonrasında aradığımız ortama ulaşabilmiş değiliz. Bayram’ın birinci günü Giresun’da TSK’ya ait Sikorsky helikopter kaza kırımına uğramıştır. 7 vatan evladı şehit olmuş, 8 kardeşimiz de yaralanmıştır. Bölgenin elverişsiz şartlarından dolayı yaralılara ulaşmak kolay olmamıştır. Karadeniz’in yiğit insanı yeri ve zamanı gelirse hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacaktır. Türkiye milleti çok şükür haysiyetini kaybetmemiştir.
Bayramda Karadeniz bölgesindeki yağışlar sele neden olmuştur. Hasarlar ciddi boyutlara ulaşmıştır. İstanbul, Van ve bazı diğer bölgelerimizde de etkisini gösteren yoğun yağışlardan dolayı hayatın akışı olumsuz etkilenmiştir. Ordu’nun yaraları acilen sarılmalıdır. Ordulu vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
İnsanlık terör ve şiddet karşısında tarihi bir imtihandan geçmektedir. Roma İmparatorluğu'nun çöküşüyle Avrupa'da başlayan karanlık çağın bir benzeri yaşanmaktadır. Kutuplaşma sertleşmektedir. Küresel adalet yerlerde sürünmekte, karşılıklı hoşgörü ve saygı kriz geçirmektedir.
Beşeriyet kan ve revan içindedir. Tahammülsüzlük, vicdansızlık, vandallık yayılmaktadır. ABD'de polis dehşeti, Avrupa'da ırkçılık, Ortadoğu'da etnik ve mezhep gerilimleri, her ülkeyi saran ekonomik ve sosyal çalkantılar küresel huzursuzluğun göstergesidir.
Terör örgütleri küresel emperyalizmin güdümünde ve emrindedir. Coğrafyalar üzerinde spekülasyon ve oynamalar yapılmaktadır. İslam toprakları üzerindeki ölü toprağı hala aralanmamıştır. Yaşananlar tam bir kaostur. Arife günü Suudi Arabistan'da teröristler bombalı saldırı düzenlemişlerdir. Bu imansız insanlık düşmanlarının İslam'la uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. Aksini düşünen iblisin kölesidir.
Suriye'de yıllardır kan akmaktadır. Terör her yerdedir ve insanlığın başına musallat olmuştur. Bombalar, silah sesleri, pusular, ağlayan analar, viraneye dönen haneler, omuzlara alınan şehit naaşları milleti perişan etmektedir.
Barış masalları anlatıyorlardır. Baharın yerini karakış aldı, biteceği söylenen terör Türkiye’yi kana buladı. 6 Temmuz’da Yüksekova’da bayram ziyaretinden dönen yiğit korucumuz kaçırılarak alçakça şehit edildi. Cevizli Jandarma Karakolu’na saldırıdan teröristler 2 askeri şehit etmiştir. Erciş’te jandarma karakoluna saldıran teröristler bir korucu ve bir askeri şehit etmiştir. 10 Temmuz’da Aktütün’de can pazarı yaşanmıştır. 5 asker şehit düşmüştür. Bu şahadetler normal görülemeyecek düzeydedir. Türk milleti bir günde 9 şehit vermiştir. Tüm şehitlerimize rahmet diliyorum.
Türkiye Cumhuriyeti terörist eylemlerin 0 denecek kadar azalmış olduğu günden bu güne getirilmiştir. PKK açılımı adı altında AKP milli birliğimizi sabote etmiştir. Türkiye bunalım dönemine girmiştir. Milletimizin kimliksizleştirilmesi açılım ve çözüm ihanet terörü kamçılamıştır. AKP’nin gafleti sayesinde PKK’nın saldırıları bekaa üzerinde tehdit haline gelmiştir. Yaşanan politik, ahlaki, toplumsal ve ekonomik çöküşün sonucunda kahraman evlatlarımız şehit olmakta veya yaralanmaktadır. Vatandaşlarımız hükümetin terörle mücadelede başarısız olacağaı kanaatine varırsa, bireysel ceza kesme psikolojisinin yayılabileceği bilinmelidir. Bunun sonu hepimiz için hüsran olacaktır. Türk milleti öfke içindedir. Ülkemizdeki her rezaletin mimarı bellidir. Vebal AKP’nindir. Bu dehşet tablosu çözüm süreci denen ihanet sürecinin başaktörlerinin eseridir.
14 yıldır Türkiye’yi yönetenler tarih şuurundan habersizdir. Milliyetçilikten bahsenler ayaklar altına alırlar, doğruluktan dem vururlar hırsızlıktan geri kalmazlar. Dik durduklarını söylerler başları yerden kalkmaz. Hak derler, hakikate kast ederler. Din derler diyanete suikast yaparlar. Geri adım atarlar diyalog diye açıklarlar. Boyun eğerler, işbirliği naraları atacak kadar yüzsüzleşirler. İsraille cepheleşip ceplerini doldururlar. Zoru gördüklerinde dost olduklarını hatırlarlar. Gazze’ye giderken bana mı sordunuz diye 180 derece çark ederler. Dostları artırıyoruz derken Esad’a göz kırparlar. Nasılsa yanlış politikaların bedeli henüz ödenmemiştir. Terör bu kadar azmışsa bunun gerisinde 14 yılın ihmal ve iradesizliği vardır.
Biz AKP ile her teşhisimizde haklı çıktık. Hükümetin tarihin yanlış yerinde durduğunu söyledik. Terörle mücadeleye destek verdik. Türkiye’nin asıl meselesi açılışı yapılan köprüden geçtin geçmedin değildir. Osmangazi Köprüsü’yle övünenler Bizans artıklarıyla yok edilmektedir. PKK ve küresel emperyalizmin tetikçisi IŞİD Türkiye’yi infazla görevlendirildi. Siz ne yapıyorsunuz? Anaların ağlaması hiç mi vicdanlarınızı sızlatmıyor? Kahramalarımıza saldıran şerefsizleri koruma ordusuyla gezenler yok sayamaz. Sayın Erdoğan, Sayın Yıldırım bu terör ne zaman bitecek?
İnsanları isyan ettiren şahadetler basit ifadelerle geçiştirilemeyecek düzeydedir. Türk milleti bir günde tam 9 şehit vermiştir. Vatan topraklarına değil, milli yüreklere de emanet edilmişlerdir. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti, terörist eylemlerin sıfıra kadar yaklaştığı 2002 yılından bugüne aşama aşama getirilmiştir.
Türkiye çok tehlikeli sonuçları olacak bir bunalıma girmiştir. Milli devlet ve üniter yapının tasfiye planları hız kazanmaktadır. Yapay azınlıklar oluşturulması, alt kimliklerin sivriltilmesi terörü kamçılamıştır. AKP'nin gafleti sayesinde PKK saldırıları beka düzeyinde mesele haline gelmiştir. Yaşanan politik ve ahlaki çöküşün üzerinde, her gün vatanımızın bir yerinde bombalı, mayınlı, silahlı saldırı sonucu birbirinden kahraman evlatlarımız şehit olmaktadır. Toplumsal tepki, iç savaşın çatısını örmektedir.
Gelin bu ülkeyi hainlerden koruyalım. MHP'nin inançlı kadroları Türkiye için her fedakarlığı yapmaya hazırdır. Bu hesap ahirete kalmayacaktır. Her oyun ve senaryoya rağmen ayakta durabilmiş vatan ve millet aşıklarıyız. Zafer inananların olacaktır. Milli varlığımızı cesurca müdafaa etmezsek korkakça ağlayacağımız günlerin yakın olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.
Gündemdeki meselelerden biri de Suriyelilere vatandaşlık meselesidir. Bize göre bu teşekkürün içi boş, anlamı yoktur. Hepsinden önemlisi ortada teşekkürü gerektirecek bir şey yoktur. Cumhurbaşkanı Suriyelilere vatandaşlık hakkı vereceğini duyurmuştur. Kimi zaman sığınmacı, kimi zaman göçmen, kimi zaman mülteci denen bu kişilerin hukuki statüleri belirli değildir.
Suriyelilerin hukuki statülerinin hangi kategoride olduğu belirlenmeden yapılacak her siyasi tasarruf sorgulanacak ve ters tepecektir. Komşuluk hukuku neyi gerektiriyorsa onu yapalım. Oy hesabıyla gündeme getirmek sorumsuzluktur. Madem Suriyelilere verilecek TOKİ konutları var idiyse bu milletin asil evlatlarından niçin esirgenmiştir?
Sayın Erdoğan'a tavsiyem, önce kendi vatandaşlarımızın ibretlik ve hazin hallerine bakmasıdır. Türk vatandaşları Almanya'ya ülkelerinden kaçarak değil, bilakis davet üzerine gitmişlerdir. Türk vatandaşlığı Cumhurbaşkanlığı keyfine bırakılmış bir unvan değildir. Siyasi düşünce ve parti farkına bakmadan herkesi Türk vatandaşlığı konusunda demokratik itirazını göstermeye çağırıyorum.
bahçeli
devlet bahçeli, mhp, suriyeliler, grup, toki