• USD  34,28
  • EURO  37,18
  • BORSA  8.828,79
  • ALTIN  3.005,56
SON DAKİKA

Kılıçdaroğlu'ndan TTB gözaltısı tepkisi.

Kılıçdaroğlu'ndan TTB gözaltısı tepkisi.

30 Ocak 2018 13:19

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, soruşturma konusu olan TTB'nin 'savaş bir halk sağlığı sorunudur' diyen bildirisini okudu.


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin satır başları şöyle:

Bildiriyi okuyorum arkadaşlar. "Biz hekimler uyarıyoruz." Hekim, doktorlar. Diyorlar ki, biz uyarıyoruz, herkes uyabilir mi? Uyarabilir. Şu veya bu şekilde herkes görüşlerini dile getirir. “Savaş doğada ve insanda tahribat yapan, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur” Yanlış mı? Doğru. Bana söyleyin, hangi söyleyin hangi savaş doğada ve insanda tahribat yapmadı? İnsan olmazsa savaş olmaz zaten. Bunu söylüyor.

Türk Tabipleri Birliği merkez konseyi üyesi doktorlara gözaltı
Gözümüzün önünde Suriye var. 3,5 milyon mülteci var Türkiye’de ya. 30 milyar dolar harcadıklarını söylediler. Emin olun 3 milyar dolar bile harcamadılar. Suriyeli çocukların sokaklarda nasıl direndiklerini de biliyoruz. Bu dramı yaratan savaş değil mi? Suriye’deki kavga, terör değil mi? Buna dikkat çekiyorlar. Niye alınıyorsunuz?

İstanbul Tabip Odası'ndan gözaltı tepkisi
'TOPLUMUN DESTEKLEDİĞİ OPERASYONA GÖLGE DÜŞÜRÜR'


“Yaşatmaya and içmiş bir mesleğin mensubu olarak…” Hastalanırız gideriz, bir de yemin ederler. Dünyanın her tarafında doktorlar aynı yemini ederler. Hastanın kimliğine, siyasi görüşüne bakmaz. Hasta ise tedavi eder. “Yaşamı savunmanın barış iklimine sahip olmanın birinci görevimiz olduğunu aklımızdan çıkartmıyoruz” Evet ben de savunuyorum, siz de savunuyorsunuz. Aklı başında hangi insan hayatı, güzelliği savunmaz?

Devam ediyor, “Savaş ile baş etmenin yolu adil eşitlikçi barışçıl yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır” Demokrasi olsun deniyor, huzur içinde yaşayalım deniyor. Daha ne olsun? Savaşa hayır barış hemen şimdi desinler. Vay sen misin bunu diyen. Sabahın köründe tutuklayın gözaltına alın. Bu tür davranışlar sizin yaptığınız ve toplumun desteklediği Afrin operasyonuna gölge düşürür. “Yahu bir yerde bir hata yapıyoruz, bu hatayı kimse görmesin” diye… Bütün dünyanın ilgisini farklı bir noktaya çektik. “Doktorların üzerine gidiyorlar.”

'DOKTORUN DÜŞÜNCESİNİ AÇIKLAMASINA TAHAMMÜL EDEMİYORSUNUZ'

Asker bile dağda terör örgütü mensubunu yaralı yakaladığında ekmek veriyor su veriyor, hastaneye götürüyor. Bu ordunun saygınlığı açısından çok önemlidir. İnsan sağlığına değer verdiği için çok ama çok önemlidir. Siz doktorun düşüncesini açıklamasına tahammül edemiyorsunuz, baskı kuruyorsunuz. Doğru değil, Türkiye’nin itibarını zedeliyor bunlar.

Daha önce pek çok ortamda ifade ettim. Türkiye bulunduğu coğrafya itibariyle çok stratejik bir bölgede. Ve bu bölgede Türkiye’nin bütün bölgeye örnek olacak demokratik adımları atması, uluslara örnek olması bizim dünyada saygınlık kazanmamız için çok ama çok önemlidir. Elbette hiçbir ülke kendi sınırında terör örgütlerinin yuvalanmasını istemez. Terörü sonlandırmak ister. Sınırdaki bir terör örgütü sadece bizim için değil onu barındıran ülke için de tehlikedir. İnsan haklarına evet, ama teröre hep beraber hayır demek zorundayız. Bu insanlığın temel görevidir.

'AFRİN OPERASYONU'NA DESTEĞİMİZ TAMDIR'

Bu bağlamda bizim Afrin operasyonuna desteğimiz tamdır. Ama bunun ÖSO ile paralel adlandırılması büyük rahatsızlık yaratıyor. Giden ordumuz, şehit olan askerimiz efendim bunu neredeyse ÖSO’nun kahramanlığına bağlayacağız. Ya bizim ordumuz, ya bizim şehitlerimiz. Neredeyse onlar ikinci sınıf. Ordunun haysiyetini ve onurunu korumak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının en temel görevidir. Ayrıca Mehmetçik kanıyla oy devşirmeye çalışmak da büyük bir ahlaksızlıktır.


26 Ocak 2011. Suriye’de iç ayaklanmalar başlıyor. 29 Nisan 2011, Suriye’den kaçanlar bizim sınırlara geldiler, Türkiye’ye geldiler mülteci olarak. 31 Mayıs 2011. Karşıt gruplar Antalya’da toplandılar. Ve hükümet bunlara destek verdi. IŞİD, El Nusra gibi pek çok radikal grup bu süreçte oluşmaya başlandı. Ve bunlara TIR’larla silah gönderildi. Biz dedik ki sakın ola ki buraya silah göndermeyin, Suriye’nin içişlerine karışmayın. 2011’den bu yana hemen hemen her grup toplantısında bunları ısrarla dile getirdik. Ama bunların hiçbirisi iktidar tarafından kabul görmedi. Onlar her fırsatta bizi eleştirdiler. Bakın, Suriye karıştığı zaman o zaman henüz Rusya ve Amerika bölgede ana aktör olarak bulunmuyordu. Türkiye’de zaman zaman toplantılar yapılıyordu. İlerde felaketler açar diye 24 Ağustos 2012’de Erdoğan’a bir mektup gönderdim.


kemal kılıçdaroğlu, operasyon, öso, mehmetçik, kahraman, Afrin
ÖNCEKİ Pentagon'dan YPG çıkışı SONRAKİ Gülse Birsel'in jet sosyete isyanı