Kılıçdaroğlu iktidara seslendi: Para değil insan önemli
05 Ocak 2021 16:28
Kılıçdaroğlu, üniversite kapısına kelepçe takılmasına ilişkin olarak, "Kelepçe takılması, darbe döneminin daha güzel fotoğrafı olabilir mi? Üniversitenin kapısına kelepçe vuruyorsunuz" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, özetle şunları dile getirdi:
KISIR TARTIŞMALARA GİRİLMEMELİ
Siyasette her zaman ve her ortamda doğruları söylemek önemli bir konudur. Siyasetçinin samimi olması, vatandaşları kavga ettirmemesi lazım. Türkiye’nin dünya kadar sorunu var, nereye dokunsanız bir sorun yumağı. İster ekonomi, ister sağlık, ister dış politika. Gerçekten mutfaklarda yangın var, insanlar perişan. Böyle bir ortamda kısır tartışmaların içine girmek yerine vatandaşın var olan sorunlarını çözmeye siyaset kurumunun kilitlenmesi gerekmez mi?
2021’DE SORUNLARI DEVRALDIK
Torpili olan iş buluyor torpili olmayan isterse KPSS’de 100 alsın eleniyor, devlet liyakat üzerine inşa edilmez mi? Liyakat kavramını hangi gerekçe ile unuttuk? Tüm bunlar, 2021’de önümüzdeki sorunlar. 2020’den 2021’e sorunları devraldık. ‘Artık yeter’ diyoruz. Kısır tartışmalar yerine çözüm üretilmeli. Erdoğan bu soruma asla cevap veremiyor: 18 yıldır yönetiyorsun 82 milyon insanı hangi gerekçe ile Londra’daki tefeciye mahkum ettin? Neden dünyanın en yüksek faizini ödüyoruz?
VATANDAŞ ‘ARTIK YETER’ DEMELİ
Halktan yana yönetselerdi tefecilerin kucağına oturmazlardı. Bugün sokaktaki çocuk bile ülkede adaletin olmadığını biliyor, biz 2021’de de ülkenin tüm sorunlarına çözüm üreteceğiz. Ülkenin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Tamamen yapay gündemlerle tartışıyoruz. Sorunu çözecek insanı devlette liyakatin ne kadar önemli olduğunu, o farklı düşüncelerden ‘Acaba ben de yararlanabilir miyim ‘diye bilmesi gerekir. 2021’de sorunu çözecek insanların siyasette yükselmesini istiyoruz. Vatandaşın da ‘artık yeter’ demesini bekliyoruz. Bu kadar açlık, gözyaşı, bizim hak ettiğimiz bir şey değil. Her alanda ciddi sorunlarımız var ve biz bunları aşmaya kararlıyız; aşacağız. Bu ülkenin insanlarıyla beraber aşacağız.
ÇARESİZLİĞİNİ GÖSTERİYOR
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Sözcü gazetesini okumayın’ çağrısı üzerine) Bunu Erdoğan’ın çaresizliği olarak değerlendiriyorum. ‘Gazete almayın okumayın’ ne demek? Düşünceye karşı olmak demek, farklı düşüncelere eleştirilere tahammül edememek demek. Gazeteler özgürce yayın yaparlar, hükümete yakın gazeteler de var, ‘neden kapanmıyor’ demiyoruz. Her eleştiriye saygı duymamız lazım, herkesin bizim düşüncelerimizi paylaşma zorunluluğu yoktur, medyadan istediğimiz haberi objektif vermesidir, yorumu istediği gibi yapmasıdır.
HER DARBEYE KARŞIYIZ
(İlker Başbuğ’un 27 Mayıs açıklamasının anımsatılması üzerine) 20 Temmuz’dan sonra Türkiye bir sivil darbenin içindedir. Biz hiçbir darbeyi savunmadık. Demokrasinin bu noktaya gelmesinin temelinde darbeler vardır. Biz hem askeri hem de sivil darbelere karşıyız. 12 Eylül’de Kenan Evren ve arkadaşları ne yaptıysa 20 Temmuz’dan sonra benzerini bunlar yaptı. OHAL koşullarında darbe süreci sürüyor. Bugün Erdoğan’ı eleştirme cesaretini kaç kişi gösterebiliyor? Kenan Evren ile kıyaslayınca paralelliği görürüsünüz. O dönem de parlamento askıya alınmış göstermelik parlamento vardı, şimdi de o var. Biz her iki darbeye karşıyız.
ÜNİVERSİTEYE KELEPÇE DARBE FOTOĞRAFI
(BÜ kapısına kelepçe takılması konusunda) Türkiye bir sivil darbenin içinde. YÖK kimin zamanında kuruldu? 12 Eylül darbecilerin yaptığı yasal düzenlemelerin hepsi hala yürürlükte. O dönem üniversiteye nasıl atanırsa hala öyle atanıyor. Erdoğan istediğini atıyor. Tek koşulu var partili olması lazım. Tek görevi Erdoğan’ı alkışlamak. Akademik özerklik çok önemli. Bilim üretilen yerlerde, her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı yerde akademik özerklik vardır. Kelepçe takılması için darbe döneminin daha güzel fotoğrafı olabilir mi? Üniversitenin kapısına kelepçe vuruyorsunuz.
"AK PARTİ’NİN TERCİHİ"
(Emekli maaşlarının düşük olması konusunda) 18 yılın sonunda Türkiye, ekonomik buhranla karşı karşıya. Türkiye borcun faizini ödemek için de borçlanmak zorunda. Peki, bu borçların ödenmesini hangi toplumsal sınıflar üstlenecek? Memura, işçiye, emekliye hak ettiği paralar verilmiyor. Milyonlarca da işsizimiz var. Toplumun üreten kesimi fatura ödemek zorunda kalıyor. AK Parti’nin siyasi tercihi böyle. Geniş kitleler buna karşı çıkıyorsa oylarını ve tercihleri değiştirmek zorunda. AK Parti, TÜİK’e talimat veriliyor. Merkez Bankası başkanını ‘benim dediğimi yapmadı’ diye görevden alıyorsanız, onu da alacaksınız. Bilim insanlarının açıkladığı rakamla sokaktaki vatandaşın rakamı aynı, TÜİK’inkiler farklı.
GEREKSİZ BİR TARTIŞMA
(Fikri Sağlar’ın CHP’ye yönelik eleştirileri konusunda) Gereksiz bir tartışma, herhangi bir değerlendirmem de yok. Gündemde olmayan bir tartışmayı gündeme getirmenin de hiçbir mantığı yok.
BİR KİŞİ KURTARACAK ALGISI TEHLİKELİ
(Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı konusunda) Kendimizi bir kişiye kilitlersek yanlış yapmış oluruz. O şu demek oluyor. ‘Devleti bir kişi yönetecek.’ Bu algı yaratılmaya çalışılıyor, tehlikeli bir algı. ‘Bir kişi gelecek bizi kurtaracak’, biz Ortaçağ’da mıyız? Bizi kurtaracak olan akıl, erdem, istişaredir. Bir felsefe kurtaracak, bir kişi değil. Birlikte, beraber çözüm. Beraber yapacağız bunu.
PARA DEĞİL, İNSAN ÖNEMLİ
(SMA hastaları için başlatılan kampanyaya iktidarın tavrı konusunda) Umut her zaman değerlidir, umudun önüne para konulamaz. Karşı çıkanlar, kendi çocukları aynı pozisyonda olsalardı karşı çıkarlar mıydı? O beyler o annelerin dramını biliyorlar mı? Para her şey değildir. Her şey insan için yapılmıştır. Acı olan bunun hekim tarafından dillendirilmesidir.
chp, kemal kılıçdaroğlu, erdoğan