HDP bölünebilir
06 Temmuz 2015 11:12
AK Parti Grup Başkan Vekili Bostancı, "Daha solda bir siyasal hareketle, etnik kimliğin bayraktarlığını yaptığı bir hareketin ayrışabileceğini söylemek mümkün" dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiyelileşmek istediği mesajını veren HDP'nin Kobani cephesinden gençlerin cenazelerinin gelmesiyle etnik kimliğin siyasal hareketine dönüştüğünü belirten AK Parti Grup Başkan Vekili Bostancı, "Daha solda bir siyasal hareketle, etnik kimliğin bayraktarlığını yaptığı bir hareketin ayrışabileceğini söylemek mümkün" dedi
Siyaset, geride bıraktığımız 7 Haziran seçiminin ardından Ankara yapılacak Meclis Başkanlığı seçimine kilitlenmişti. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen seçimle birlikte AK Parti'nin adayı Meclis Başkanlığı görevine geldi. Kulislerde çeşitli koalisyon seçeneklerinin ve erken seçimin konuşulduğu bir dönemde Yeni Şafak sorularını AK Parti Grup Başkan Vekili Prof. Dr. Naci Bostancı'ya sordu.. İşte o röportaj
7 Haziran seçimiyle ilgili çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Siz sandıktan çıkan neticeyi nasıl değerlendirisiniz, halkın tercihi ne yönde oldu? Ortaya çıkan tabloya baktığımızda oy kullanan seçmenin yüzde 85 oranında yerli yerinde durduğu görülmekte. Yer değiştirenlerin civarı yüzde 13-14 civarında. Seçmenin büyük çoğunluğunun partilerinin siyasetinden memnun olduğu anlaşılıyor. Diğer yer değiştiren seçmenin de tabloda oluşturduğu bir değişiklik oldu. Bu değişim MHP ve HDP oylarının artması neticesini doğurdu, AK Parti ve CHP'de ise bir miktar oy kaybına sebep oldu.
SANDIĞI ÇÖZÜM SÜRECİ ETKİLEDİ
Bu değişimin temel etkeni neydi? Bu noktada Çözüm Süreci karşımıza çıkıyor. MHP, kategorik olarak karşı olduğunu başından beri ifade ediyordu. HDP ise Çözüm Süreci'yle ilgili kafa karışıklığı yaşayan bir parti. Kendi kitlelerini mobilize etmek için heyecan verici bir tarzda etnik kimliği öne çıkardığınızda ve bunu yerleştirmeye çalıştığınız insan hakları evrensel normları bağlamı zayıf kaldığında siz ateşli milliyetçi bir parti olursunuz. Son seçimde özellikle Suriye'de yaşanan olaylar ve Doğu'dan Kobani cephesine giden gençlerin cenazelerinin dönüşü HDP'yi daha aşkın bir biçimde etnik kimliğin bir siyasal hareketine dönüştürdü.
HDP KAFA KARIŞIKLIĞI YAŞIYOR
HDP'nin nasıl bir kafa karışıklığı vardı? HDP, Cumhurbaşkanlığıseçiminden bu yana Türkiyelileşmek istediği mesajını veriyor. Öte yandan özellikle marjinal grupları kendi çatısı altına toplamak istiyor. Bunu yaparken diğer yandan da Syriza'ya benzer popüler bir reddiye cephesi olarak solda da esaslı bir duruş sahibi olmak istiyor. Bütün bu farklılıkları bir siyasal yapının çatısı altında nasıl toparlayacak ben de merakla bekliyorum doğrusu.
HDP, SOL VE ETKİN KİMLİK KANADI OLARAK İKİYE BÖLÜNEBİLİR
Bunun mümkün olamayacağı imasında bulunuyorsunuz. Neden HDP bu unsurları bünyesinde barındıramaz? Çünkü bunlar aynı zamanda içinde uzlaşmaz çelişkiler barındıran unsurlar. Belki güçlü bir siyasi yapıya muhalefet ederken işe yarayabilir ama iş yapıp etmeye geldiğinde çatlamaların olacağı bir toparlama gibi görülüyor. Geleceğe doğru baktığımda HDP'nin içinde daha solda bir siyasal hareketle, etnik kimliğin bayraktarlığını yaptığı bir hareketin ayrışabileceğini söylemek mümkün. Erken bir kehanet gibi görülebilir ama şartlar bunu hazırlıyor gibi görünüyor.
HDP'nin kendi lehine işlettiği bir süreci MHP nasıl kendi lehine işletti? MHP ise bu süreçten ne olur ne olmaz diye endişelenen bir kesimin oyları ile büyüdü. Özellikle HDP için barajı aştı aşıyor ifadelerinin kullanılması MHP için kanatlandırıcı bir etki yaptı. Aynı tema üzerinde ama çelişkili bir tarzda yükselen siyasi hareketler birbirlerinden etkilenirler ve paralel bir gelişme gösterirler.
ÇÖZÜM SÜRECİ TÜRKİYE MESELESİ
Çözüm Süreci bir hata mıydı? Çözüm Süreci çok doğru bir projedir. AK Parti'nin veya başka bir partinin fantezisi değildir. 2000'li yılların başında hangi parti öylesine güçlü bir şekilde iktidara gelse, vesayet rejimine son vererek demokrasi ve özgürlükler temelli bir Türkiye için çaba gösterse o parti için Çözüm Süreci bir yükümlülük olurdu. AK Parti de bu yükümlüğü yerine getirdi. Çözüm Süreci sadece bizim işimiz değil, bu ülkeye karşı sorumluluk hisseden herkesin en temel işlerinden birisi olmalıdır. Kim iktidar olursa olsun durum budur. Kaldı ki bu işler artık Türkiye'nin iç işleri olmaktan çıkmış bir mesele. Bugün Suriye'de yaşanan olaylar bunu daha da öne çıkardı.
CHP, adayı İhsanoğlu'na Meclis için kefil olamadı MHP'nin Meclis Başkanlığı esnasındaki tutumu çok şiddetli eleştirilere maruz kaldı. AK Parti'ye yardım için mi yaptı bu hamleyi? Cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden daha bir yıl bile geçmedi. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu çatı adaylarıydı. CHP, cumhurbaşkanlığı için kefil olduğu kişiye Meclis Başkanlığı için kefil olmadı. Siz bir yıl önce cumhurbaşkanlığına layık gördüğünüz kişiyi bugün meclis başkanlığına layık görmüyorsanız burada bir siyasi tutarsızlık vardır. MHP'ye yapılan eleştiride şöyle bir nokta var; eğer MHP CHP'nin adayına destek verseydi çok övgüler alacaktı. Çekimser kaldığı için çok fazla yergi alıyor. Benim dediğimi yaparsan ben seni överim yapmazsan da yererim yaklaşımı bence siyasi bir ahlak sorunudur. Bu bir partiyi kendi amacının aracı kılmak girişimidir, bu sebeple bu tür bir olayda övgünün de yerginin de bir anlamı yoktur. Sayın Devlet Bahçeli “Biz bu blokun içinde yokuz” demişti. Dolayısıyla aynı siyaseti meclis başkanlığı seçimi esnasında da sürdürdüğünü söyleyebiliriz.
CUMHURBAŞKANLIĞI TARAF DEĞİL
Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanının koalisyon görüşmelerinde gündeme gelmesini nasıl değerlendirirsiniz? Koalisyon partiler arasında olur. Cumhurbaşkanı, milletin seçtiği ve bu çerçevede cumhurun başı olan kişidir, koalisyon görüşmelerinin bir parçası değildir. Biz koalisyon görüşmelerinde programı, Türkiye'nin geleceğini, birlikte nelerin yapılacağını konuşuruz. Halkın cumhurbaşkanını seçmesi de etliye sütlüye karışmayan bir cumhurbaşkanı anlamına gelmiyor. Görüşmelerde sisteme ilişkin konular, yeni bir anayasa konuşulabilir ama getirip de Sayın Cumhurbaşkanı'nı konuşmak gibi bir durum olmaz.
AK Parti'siz koalisyon formülü çıkartılamaz Önümüzdeki günlerde koalisyon için resmi görüşmeler başlayacak. Nasıl bir sonuç bekliyor partileri? Seçimlerin ardından siyasi partilerin bazı açıklamaları oldu. Öfkeli açıklamalar Türkiye'nin siyasal gerçekliğinin rasyonel biçimde yeterince kavranmadığının göstergesidir. AK Parti'yi meclisin en büyük partisi oldu. Matematik olarak AK Parti bütün siyasi partilerle tek başına iktidar kurabilir ama AK Parti dışındaki hiçbir parti AK Parti gibi bütün partilerle tek başına iktidar kurma kudretinde değil. Ancak üç parti bir araya gelirse bir iktidar kurabiliyorlar. Zaten bu talihsiz blok sözleri de bu çerçevede ortaya çıktı.
MÜZAKEREYE AÇIĞIZ
Koalisyon görüşmelerinde esas olan hususlar nedir? Masanın üstündeki koalisyon seçenekleri belli ve sınırlı sayıda. AK Parti ile CHP arasında sosyolojik benzerlik çok fazla değil. MHP ile bu benzerlik daha fazla. Elbette koalisyonlarda tek faktör bu değildir. Geçmişte her iki örneğin de yaşandığını gördük. Esas mevzu kiminle koalisyon yapılacak meselesinden çok bu koalisyonun içeriği ne olacak konusudur. Nasıl bir programla yürüyecek, ne kadar zaman için yürüyecek, ne tür toplumsal ve siyasal hedefleri olacak konularıyla ilgili bir muhakeme gerekir. Ülkeyi hükümetsiz bırakma konusunda bütün siyasi partiler kararlı bir duruş sergilerler ve bu yükümlüğün altına girerlerse buradan bir hükümet çıkar.
AK Parti nerede duruyor? AK Parti en başından bu yana kamuoyunun da yakından gördüğü gibi son derece olumlu. Reddetmeyen, kırmızı çizgilerim şunlardır demeyen, müzakereye açık ve memleketin hükümetsiz kalmaması için bu görüşmeleri yapacağını iyi niyet ve samimiyetle beyan eden bir yaklaşım içindeyiz.
MİLLET KİMİN GERÇEKTEN KOALİSYON İSTEDİĞİNİ GÖRÜR
Koalisyon görüşmelerinin aslında bir erken seçime gidiş imkanı doğsun diye yapılacağı da ifade ediliyor.
Hükümet kurmak istiyormuş gibi yapıp da buradan bir erken seçim çıkarma şeklinde speküle edenler yanlış düşünürler. Millet kimin koalisyon arayışında gerçekten çaba sarf ettiğini de kimin de 'mış' gibi yaptığını görür. Biz milletimizin 7 Haziran seçimlerinde hükümetin kurulması için partilerin bir araya gelmesi için verdiği mesajı aldık. Partilere düşen de bu irade doğrultusunda hareket etmektir. Bile isteye asla hükümet kurmayı istemeden çeşitli temaslar kurup da sandığa gitmek seçmene saygısızlıktır. Bu yaklaşım AK Parti'nin hiçbir ilkesiyle örtüşmez.
Ağır basan bir seçenek var mı? Arkasında halk iradesinin olduğu her siyasi parti bizim için kayda değerdir, başımızın üstündedir. Halkımızın meşru saydığı her partiyi meşru sayarız.
KIRMIZI ÇİZGİ MANTIKLI DEĞİL
Kırmızı çizgiler yapılan açıklamalarda sık duyduğumuz bir kavram. Kırmızı çizgiler nasıl etkiler koalisyon görüşmelerini? Biz sistemdeki bütün partileri biliyoruz onlar da bizi biliyor. Onun için kırmızı çizgilerden bahsetmek yerine ne mümkün ona bakmak gerekir. Sonuçta şunu unutmamak gerekir, ortak bir hükümet hiçbir partinin tek başına sahip olduğu bir hükümet değildir. Ortak hükümet karşılıklı olarak programların esnetilmesi demektir. (Yeni Şafak)
hdp, akp, haber, haberler, naci bostancı