Esad’ın geleceği konusunda görüş ayrılığı
27 Ekim 2018 20:46
Türkiye'nin ev sahipliğinde, Rusya, Almanya ve Fransa'nın katılımıyla gerçekleştirilen Suriye konulu dörtlü zirve sonunda Putin ile diğer liderler arasında Esad’ın Suriye’nin geleceğinde olup olmayacağı konusunda görüş ayrılığı yaşandı.
Türkiye'nin ev sahipliğinde, Rusya, Almanya ve Fransa'nın katılımıyla gerçekleştirilen Suriye konulu dörtlü zirve sonunda ortak bildiri yayınlanırken, Putin ile diğer liderler arasında Esad’ın Suriye’nin geleceğinde olup olmayacağı konusunda görüş ayrılığı yaşandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Almanya Başbakaı Angela Merkel, Suriye konulu dörtlü zirve için İstanbul'da biraraya geldi. Zirve iki saat 45 dakika sürdü. Liderler zirve sonrasında ortak basın toplantısı düzenlediler ve ortak bildiri açıklandı.
Bir gazetecinin sorusu üzerine Putin, Suriye devlet başkanı Esad’a desteklerinin devam ettiğini vurgularken, Erdoğan, “Esad bize göre muteber biri değildir. Suriye’yi kimin yöneteceğine halkı karar verir” dedi. Merkel ve Macron da Suriye’yi gelecekte kimin yöneteceği konusunda kararı halkının vereceğini ve bunun için de öncelikle sığınmacıların güvenli şekilde ülkelerine dönmeleri ve bu seçimde yeralabilmeleri gerektiğini belirttiler.
Liderlerin konuşmalarında dile getirdikleri görüşler şöyle:
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN
"Meseleye sadece askeri yöntemlerle çözüm bulunmaz"diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Akan kanın bir an önce durdurulması öncelik hedef. Sınırda terör örgütlerinin palazlanmasına izin verilemez" şeklinde konuştu.
Sahada tam olarak ateşkesin sağlanması ve hakim kılınması ile akan kanın bir an önce durdurulması hedefimiz var."
"Putin, Macron, Merkel ve BM Suriye Özel Temsilcisi’ni saygıyla selamlıyorum. Konuklarımızı İstanbul’da ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu süreçte ana önceliklerimiz sahada ateşkesin sağlanması ve akan kanın durdurulması hedefimiz var. Bir siyasi çözüme ulaşılması ve ülkeden istikrarın sağlanması için neler yapılması gerektiği fırsatını bulduk. Uluslarası toplum meseleyi sahiplenmedi. Suriyeli siviller ve komşu ülkeler bu yükü çekmek zorunda kaldı. Birçok ülke krizin etkisi sınırlarına ulaşınca fark etti. Astana uluslararası topluma örnek olmuştur. Bu olumlu işbirliğine ne kadar paydaş ülke katkı sağlarsa kalıcı çözüme o derece hızlı ulaşırız."
"Siyasi süreçte somut adımlar atılmasının altını çizdik. Suriye kaynaklı terör tehdidini ele aldık. İşbirliğinin artırılması konusunda mutabık kaldık. Türkiye terör örgütlerinden en fazla zarar gören ülkelerden biridir."
"Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını gerçekleştirdik, 4 bin kilometre karelik alanı güvenli bölge yaptık. Sınırda terör örgütlerinin palazlanmasına izin vermeyiz. Sahade yeni emrivakileri kabul etmeyeceğiz. İnsani boyutunu da konuştuk. Suriye halkına insani yardım konusunda mutabık kaldık. Türkiye, 3.5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapmaktır."
"Zirve katılımcıları olarak çabalarımızı artıracağımıza inanıyorum. Türkiye olarak soruna çözüm bulmak için kararlılığımızı sürdüreceğiz. Bu görüşmelerden İran’ı da bilgilendireceğiz. Kararlılık Suriye halkıyla dayanışmanın gereğidir."
PUTİN
Putin, "Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı. Suriye adım adım barışa doğru ilerliyor. Suriye'de çözüm ancak diplomasi yoluyla mümkün olabilir. Suriye radikal unsurlardan tamamen temizlenmeli" dedi.
"Türkiye tarafına bu toplantı için teşekkür ediyorum. Suriye’de durumun normalleşmesi için el ele çalışmaya devam edecektir. Gerekli reformların yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Suriye topraklarının büyük bölümü teröristlerden arındırıldı, ülke adım adım barışa gidiyor. Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı, Suriye halkı kendi kaderini kendileri tayin etmelidir."
"Bizi son derece titiz bir çalışma bekliyor. Suriye’de şiddet oranı azaltıldı ama radikal güçler temizlenmelidir. Silahsızlandırılmış bölgenin geçici bir tedbir olduğunu düşünüyoruz. Hem muhalifler hem silahlı güçlerin çekilmesi için çalışma yapılmasını bekliyoruz. İnsani yardım konusuna da odaklandık. Mültecilerin ülkeye dönüşleri konuşuldu. Sosyal meselelerin çözümü, ekonominin kalkınması için uluslararası toplumun el ele çalışması lazım. Mültecilerle ilgili bir konferans yapılmasını hedefliyoruz. Suriye’de 1.5 milyon mültecinin yerleştirilmesi için ortam sağlandı. Bu faydalı görüşme için teşekkür etmek istiyorum."
MACRON
Putin'in ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron açıklama yapıyor. Macron, "Bugünkü önceliğimiz terörle mücadele" dedi.
Cumhurbaşkanı Macron, "Anayasa Komitesi'nin bir an önce toplanması gerekiyor. Suriye'de özgür ve şeffaf bir seçim yapılmalı. Suriyelilerin ülkelerine dönebileceği bir çözüm olmalı. İnsani yardım koridorlarının oluşturulması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Sayın Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Amerikan halkına dayanışma dileklerimi iletiyorum. Sinagogdaki saldırıya karşı yanlarındayız. Bugünkü önceleğimiz terör ile mücadeledir. Terörist gruplara karşı mücadelemiz var. Terörle mücadeleyi sürdürürken, insani yardım konusunu da unutmuyoruz. Bu da bizi İdlib konusuna götürüyor. İdlib’e yapılacak bir saldırı insani konular konusunda kabul edilemez. Buradaki risk teröristlerin dağılması ve yeni mültecilere yol açacaktır. İdlib’de kalıcı ve sürdürebilir bir ateşkesin olmasına önem veriyoruz."
MERKEL
Almanya Başbakanı Merkel, "Nihai çözüm için çok önemli bir toplantı oldu. Sadece askeri değil, siyasi bir çözüm hayata geçirilmeli. Soruna BM kapsamında siyasi bir çözüm bulmalıyız" dedi.
"Bu davet nedeniyle teşekkür ediyorum. Üretken ve verimli bir toplantı oldu. İdlib’de ateşkes doğrultusunda verimli bir çalışma yapıldı. Bunun sürdürebilir olması için elimizden geleni yapmaya hazırız. Sadece askeri değil, siyasi bir çözüm hayata geçirilmeli. Kesinlikle kimyasal silahların kullanılmaması konusunda kararlı olduğumuzun bir defa daha altını çizmek isitiyorum. Bütün Suriye halkının oy kullanabileceği bir seçim yapılmalıdır."
"Sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi konusunu el aldık. BM ile bu konuda sıkı bir işbirliği yapılmalı. Geri dönenlerin tutuklanmaması, insani yapının yerine getirilmesi gerekiyor. Siyasi sürecin bu zamanda bulunması önemlidir. İdlib’in barışçıl, insani sorun yaşanmadan çözülmesi gerekiyor."
ZİRVE 2 SAAT 45 DAKİKA SÜRDÜ
Soçi mutabakatının ardından İdlib'deki durum başta olmak üzere, sahadaki genel gelişmeler ve siyasi çözüm sürecinin ele alındığı zirve 2 saat 45 dakika sürdü.
Zirvede, Türkiye'den Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya'dan Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Almanya ve Fransa'dan özel danışman ve temsilciler yer aldı.
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ve Astana platformunun Cenevre'de oluşturduğu "küçük grup"tan temsilciler, bu zirvede ilk kez bir araya geldi.
Suriye konulu dörtlü zirvede ana gündem, İdlib'deki ateşkesin sağlamlaştırılması ve Suriye krizine siyasi çözüm için ortak çabalar oldu.
Sahadaki gelişmeler, Soçi mutabakatının ardından İdlib'deki durum ve Astana ile Cenevre platformlarında sürdürülen siyasi çözüm süreci, zirvenin ana gündemini oluşturdu.
Zirvede, Soçi mutabakatının ardından İdlib'deki durum başta olmak üzere, sahadaki genel gelişmeler ve siyasi çözüm süreci ele alındı.
MİSTURA’NIN SUNUMU
Zirvede, Türkiye'den; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya'dan; Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Almanya ve Fransa'dan özel danışman ve temsilciler yer aldı.
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ve Astana platformunun Cenevre'de oluşturduğu "küçük grup"tan temsilciler, bu zirvede ilk kez bir araya geldi.
Suriye konulu dörtlü zirvede ana gündem, İdlib'deki ateşkesin sağlamlaştırılması ve Suriye krizine siyasi çözüm için ortak çabalar oldu.
Sahadaki gelişmeler, Soçi mutabakatının ardından İdlib'deki durum ve Astana ile Cenevre platformlarında sürdürülen siyasi çözüm süreci, zirvenin ana gündemini oluşturdu.
Suriye krizine kalıcı çözüm bulunmasına yönelik ortak çabaların uyumlulaştırılmasının hedeflendiği zirvenin sonunda dört ülkenin liderlerinin ortak bir bildiri kabul etmesi bekleniyor.
SORU-CEVAP
Sayın Putin, Esad'ı anayasa komitesi konusunda nasıl ikna edecek?
Putin: Ben sizlere metodları sayacak olursam bu yapıcı olmaz. Suriye'nin meşru hükümetine saygı duyulmalıdır. Herkes Suriye rejimi diyor, BMGK kararında ise Suriye Arap Cumhuriyeti hükümeti diyor. Suriye'nin meşru hükümetine saygı duymaktan yola çıkarak, muhalefetle de diyalog kurulmalıdır. Biz Suriye hükümetini her zaman yapıcı bir diyaloğa çağırıyoruz. Sene sonuna kadar şartlar oluşursa, anayasa komitesi faaliyetlerine başlayacaktır. Soçi'de anayasa komitesinin oluşturulması kararı alındı. Ondan sonra hem muhalefetle hem de Cumhurbaşkanı Esad'la anlaşabildik. Bu çalışma kolay bir çalışma değil. Her taraf güvendikleri insanları katmak istiyor. Ancak bu kuruma güven oluşmazsa verimli olmaz. Hem Suriye hükümetiyle hem de İran'daki ortaklarımızla beraber çalışmamız gerekiyor. İran olmadan bu konu çözülemez.
Suriye'nin gelecekteki devlet yapısını ne şekilde görüştünüz? Sayın Esad'ın oradaki yeri ne olacak? İdlib'de askeri harekat gerektirecek bir durum olabilir mi? Bu formatın genişlemesine destek verdiğini söyledi Sayın Erdoğan, kimler katılabilir, ABD olabilir mi?
Putin: Bizim ilkesel tutumumuz şu doğrultudadır. Suriye halkı kendi liderini kendi seçmelidir. Bunun için bir siyasi süreç başlamalıdır. Bugün ilgilendiğimiz konu buydu. Şu veya bu şahsı görüşmedik. İdlib'le ilgili her şeyi zaten anlattım. Rusya, Suriye hükümetini destekleme hakkını saklı tutuyor. İdlib'den Halep topçu ateşine tutuldu. Türk partnerlerimizle bu konuda yaptığımız her şeye hedeflere ulaşılmasına uyuyor. İdlib bölgesine 15-20 km çevresinin silahlardan temizlemek istiyoruz.
Erdoğan: Her şeyden önce Esad'ın durumunu belirleyecek irade Suriye halkının iradesidir. Bize göre Esad 1 milyona yakın vatandaşının hayatına kastetmiştir. Yaşananlar ortadadır. Hala oradaki katliamlar aynen devam etmektedir. Temennimiz artık bu sürecin bitmesidir. Böylece Suriye'de insanların hayatlarını nasıl devam ettireceği sorusu da yanıt bulur. İdlib'de 3.5 milyon insan yaşıyor. Bunların birçoğu da Halep'ten kaçarak geldiler. İdlib'den kaçsalar da kaçacakları tek yer Türkiye kalmıştı. Zaten 3.5 milyon bize iltica etmişti. SAyın Putin'le attığımız adımlarla, İdlib sürecinde 10 maddelik muhtıra burada yeni bir süreci başlattı. Burada kalıcı bir ateşkesi sağlamış olduk. Bu ateşkes orada yaşayan insanları rahatlattı. Bütün o yıkılan binaları gördüğümüzde, bizler siyasetçiler olarak acaba bunun bedelini nasıl ödeyeceğiz diye düşünmek zorunda kalıyoruz. Suriye'den gelen mültecilerle ilgili attığımız adımlar ortada. İnsani olarak birçok desteği vermek durumundayız. İnsani olarak eğitimde, sağlıkta ne gibi destekler verebiliriz bunları konuşma fırsatı bulduk. Genişleyebilir mi dediniz. Bu birlikte atacağımız adımdır. Bu dondurulmuş bir yapı değildir.
Merkel: Kapanış bildirgemizde çok açık şekilde vurguladık. Suriye halkının tamamı serbest seçimlerde kararı kendisi vermelidir. Suriye halkının kendisi gelecekleri üzerine karar verecektir. İdlib konusunda gerçekten de Soçi'deki mütabakatla birlikte böyle bir yola girildiği için mutluluk duyuyorum. Biz bunu kesinlikle destekliyoruz. Elbetteki kolay değil ama son haftalar başarılı olunabileceğini ortaya koymuştur.
Macron: Sayın Erdoğan'ın söylediklerine katılıyorum. Suriye halkının kendi geleceğine karar vermek için gerekli şartları sağlayabiliriz. Beşar Esad'ın görevde kalıp kalmayacağına karar vermek bize düşmez. Burada egemen bir hükümet var, buna saygı göstermek gerekiyor. Ancak uluslararası toplumun da bir söz hakkı var. Soçi'de verilen kararlar doğrultusunda uluslararası toplumun söyleyeceği şeyler var. Suriye halkının egemenliğine saygı göstereceğiz. Bu rejimin artık Suriye'yi temsil etmediğini, bu yüzden bir anayasal çerçeve kurarak tüm Suriyelilerin oy vereceği şartları oluşturmamız gerekiyor.
ORTAK BİLDİRİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde Putin, Macron ve Merkel'in katıldığı Suriye konulu dörtlü zirve sona erdi. Zirvenin ardından ortak bildiri yayımlandı.
Yayımlanan bildiri, "Suriye'nin egemenliği bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü ile BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli taahhütlerini teyit etmişlerdir." denildi.
Dörtlü zirve bildirisinde liderler, teröre karşı mücadeleye devam etme gerekliliğinin altını çizerken, etkili önlemlerin tam olarak uygulanması ve tüm ilgili tarafların hükümlere riayet etmesi suretiyle sağlanacak kalıcı bir ateşkesin önemini vurguladı.
Bildiride liderler, Suriye'de kimyasal silah kullanılmasına karşı olduklarını teyit ederek, tarafların ilgili sözleşmeye riayet etmelerini istedi.
Suriye'de barış için birlikte çalışma taahhüdü
Liderler, Suriye’de barış ve istikrar için gerekli koşulların tesisi siyasi bir çözümün teşviki için birlikte çalışmayı taahhüt etti.
Dörtlü zirve bildirisinde lidreler; BM gözetiminde, en yüksek uluslararası şeffaflık ile hesapverilebilirlik standartlarına uygun olarak, serbest ve adil seçimlerin zeminini oluşturmak üzere Suriye'de anayasal reformu gerçekleştirecek Anayasa Komitesi'nin Cenevre'de kurulması ve erken bir zamanda, şartları gözeterek, bu yıl sonu itibariyle toplanması çağrısında bulundu.
Dörtlü zirve bildirisinde liderler; Mültecilerin ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların tüm ülke genelinde oluşturulması ihtiyacına işaret ederek, geri dönenlerin silahlı çatışma, siyasi baskı veya keyfi tutuklamalardan korunması ve su, elektrik, sağlık ve sosyal hizmetler dahil olmak üzere insani altyapı gereksiniminin altını çizdi.
rusya, suriye, türkiye, almanya, fransa, esad