Erdal Eren'le son roportaj
12 Eylül 2020 11:55
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, 17 yaşında idam edilen Erdal Eren ile Mamak Cezaevinde yaptığı röportajı yazdı.
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, o dönemde foto muhabirliği yapan gazeteci Savaş Ay ile birlikte 17 yaşında idam edilen Erdal Eren röportajını yazdı.
Cezaevinin ana girişine yakın bir yerde adına “Kafes” dedikleri demir parmaklıklı bir yer vardı. Oraya da gittik… İçeride ayakta duran eski arkadaşım Doğu Perinçek'i gördüm.
Kurallar gereği esas duruşta, başı havada duruyordu. Belli ki büyük baskı ve sıkıntı yaşıyordu.
Cezaevinin ünlü komutanı Raci Tetik'ten Doğu ile konuşmak için izin istedim… Albayım Doğu'ya seslendi:
“Doğu, rahata geç. Emin Bey'le konuşabilirsin!”
Ve ben o koşullarda arkadaşıma bir soru sordum:
“Nasılsın Doğu, iyi misin!”
O durumdaki birine bu soruyu sormak hayatımda yaptığım ve hiç unutamadığım en büyük gaflardan biridir.
★★★
Komutan Raci Tetik cezaevinin her tarafını bize gezdirdi ve fotoğraf çekimlerine izin verdi.
Şimdi sıra gelmişti ana binanın bodrum katında yer alan demir parmaklıklıhücreleri gezmeye… O bölümde idamlıklar kalıyordu.
Aşağıya indik.
İçler acısı bir durumdu. Her küçücük hücrede demir parmaklıklar ve sadece ikili bir ranza… Hepsi o kadar. Işık alacak pencere yok.
Bu bölüme inmeden önce Raci Tetik uyarmıştı…
“Orada Erdal Eren'i de göreceksiniz. Biliyorsunuz, yargılandı ve idam cezası aldı. Cezası sanırım bugün yarın onaylanacak ve asılacak. İsterseniz kısaca konuşabilirsiniz.”
Sokak gösterisinde bir askeri tabancayla öldürmüş olmakla suçlanıyordu. Henüz 18 yaşını doldurmamıştı.
★★★
Erdal'ın hücresine vardığımızda manzara aynen şöyle idi:
Hücrenin içinde değil dışında, sallanan bir ampul yanıyor. Erdal içeride tek başına. Yüzünün limon gibi sarı olduğu dışarıdan bile görülüyor. Belli ki asılacağını anlamış.
Rahmetli Savaş Ay anında sordu:
“Erdal belki bu gece veya yarın gece idam edileceksin, ne düşünüyorsun?”
Savaş'ın koluna dirseğimle vurup bağırdım:
“Sen bu işlere karışma. Senin görevin resim çekmek.”
Kafam öylesine altüst olmuştu ki, idam edilecek çocuğun ne dediğini, bu soruya nasıl yanıt verdiğini bile aklımda tutamadım.
★★★
Erdal'a sigara içip içmediğini sordum. İçiyormuş…
Komutandan izin alıp cebimdeki paketi ona verdim.
Yanından ayrılırken o gece idam edilecek genç insana son bir kez daha baktım.
Sonra komutana sordum:
“Albayım ampul niye hücrenin dışında asılı?”
“İçeride olursa parmağını tellere sokup intihar etme tehlikesi vardır da onun için.”
★★★
emin çölaşan, edal eren