Emin Çölaşan : Cumhuriyet rejiminin geleceği söz konusu
24 Temmuz 2020 10:44
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, bugün ve yarın gerçekleştirilecek CHP'nin 37. Olağan Kurultayı öncesi önemli bir yazı kaleme aldı. Çölaşan, "CHP'nin omuzlarında yine çok ağır bir yük var… Zira Cumhuriyet rejiminin geleceği söz konusu." ifadelerini kullandı.
CHP’nin 37. Olağan Kurultayı bugün ve yarın Ankara Bilkent Odeon Gösteri ve Kültür Merkezi'nde "İktidar kurultayı" başlığı altında gerçekleştirilecek. Saat 10.00'da başlayacak kurultayda bugün genel başkanlık seçimi yapılacak.
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, kurultay öncesi kaleme aldığı köşe yazısında önemli değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu'na desteğini açıklayan Çölaşan, "Bugün yapılacak genel başkanlık seçimini Kılıçdaroğlu'nun kazanacağı kesin. Eğer CHP üyesi ve delegesi olsaydım ben de oyumu ona ve ayrıca (kimlerden oluştuğunu bilmediğim) listesine verirdim." ifadelerini kullandı.
"Şimdiki can sıkıcı dönemde ve gelecek yıllarda, onlara başarılar diliyorum" ifadeleriyle kurultay mesajı veren Çölaşan, bugünkü yazısında şunları kaydetti:
Sevgili okurlarım, CHP kurultayı bugün toplanıyor…
Ana muhalefet partisi, Türkiye'de muhalefetin en önemli ve en güçlü sesi. Yani öyle sıradan bir parti değil.
Ülkemiz yıllardan beri çok ilginç, hem de çok vahşi günlerden geçiyor. Halk bezgin.
Toplum umutsuz ama o umutsuz ve sömürülen kesimlerin önemli bir bölümü bile gidip yine AKP'ye oy vermekte sakınca görmüyor.
Sonra da birileri sürekli CHP'ye yükleniyor:
“Ne biçim ana muhalefet partisi bu… Artık biraz çalışsın da sorunlarımıza çözüm bulsun!”
★★★
Şimdi CHP'nin başında veya yönetim kademelerinde görev aldığınızı düşünün.
Elinizde yeterli medya gücü yok.
Birkaç gazete, birkaç televizyon kanalı ve internet haber sitesi.
Başka?
Başka hiçbir şey yok.
Büyük paralar ödenip devşirilen iktidar medyası ise bu açıdan fevkalade şanslı!
Gazeteleri okunmaz, okunur göstermek için hemen hepsi satışlarını yüksek gösterip tiraj sahtekârlığı yapar.
Televizyon kanalları izlenmez ama propaganda yapmayı başarırlar!
Medyanın yüzde 90'ı şu anda iktidarın emrinde ve hizmetindedir.
Kılıçdaroğlu ve yönetimi ağızlarıyla kuş tutmayı başarsa bile iktidar medyasında yer bulmaları söz konusu değildir.
★★★
CHP bir sürü hırsızlığı, yolsuzluğu ve hortumculuğu belgelerle ortaya çıkarır.
Meclis'te soru önergeleri verilir, sorulara yanıt gelmez.
Araştırma önergeleri AKP-MHP çoğunluğunun oylarıyla her seferinde reddedilir.
Meclis'te dile getirilen bir tek görüş bile dikkate alınmaz.
AKP-MHP çoğunluğu ne derse o olur!
Meclis onların emrinde ve hizmetindedir.
Bu koşullarda muhalefet yapmak elbette zor iştir. Sadece söylediklerinizle kalırsınız, eliniz buna mahkûmdur.
Sonuç çoğu zaman sıfıra sıfır elde var sıfırdır.
★★★
CHP çok sesli bir partidir…
Diğer bazı partiler gibi genel başkanın emir kulu olan hazır askerlerden oluşmaz.
Sınırları aşmadığı sürece o partide herkes istediği gibi özgürce konuşur, lideri ve yönetimi eleştirir.
Yani CHP, AKP ya da MHP gibi tek sesli değildir.
★★★
Bazen kendi kendime sorarım…
“Bu CHP daha ne yapsın be kardeşim, neyi ortaya çıkarsın!”
Şimdi genel başkanlığa aday olanları gözümün önüne biraz olsun getirmeye çalışıyorum…
Kılıçdaroğlu her birini ellerinden tutmuş, destek vermiş, en zor günlerinde partide en sorumlu yerlere getirmiş.
Şimdi onlar her şeye karşı çıkmakla yetinmiyor, genel başkanlığa aday adayı olduklarını açıklıyor.
Neden?
Kazanma umudu olmadığını ve bunu en iyi kendileri bildiği halde, isimleri kamuoyunda geçsin diye!
İsteyen, elbette istediği yere aday olabilir ama bu iş öyle değil.
Bence nedeni, sadece ve sadece kişisel popüler olma, ismini medyada geçirme hevesleri.
★★★
Sevgili okurlarım, bu yazdıklarımdan lütfen şu sonucu çıkarmayınız…
CHP'de her şeyin dört dörtlük olduğunu savunmuyorum, öyle bir şey olduğunu da düşünmüyorum.
Elbette yanlışlar yapılıyor, bazı önemli eksikler var.
Kılıçdaroğlu da zaman zaman aynı şeyi yapıyor.
Ama ben yine de, partiyi ve genel başkanı eleştirenlere hep soruyorum:
“Tamam arkadaş haklısın da… Varsayalım Kılıçdaroğlu yenilgiye uğrayıp genel başkanlığı yitirecek. Adayın kimdir, o makamı kimin doldurması gerekir?”
Bu soruma hiç kimseden sağlam bir yanıt alamadım.
★★★
Aday öyle iki günlük acele kurultay hesaplarıyla ve kulislerle ortaya çıkmaz.
O makamı gerçekten hak eden aday kendisini aylar öncesinden topluma kabul ettirir ve kurultayı söke söke alır…
Ve alacağını herkes önceden bilir.
Geçmişteki Bülent Ecevit olayı bunun en somut örneğidir.
★★★
Bugün yapılacak genel başkanlık seçimini Kılıçdaroğlu'nun kazanacağı kesin.
Eğer CHP üyesi ve delegesi olsaydım ben de oyumu ona ve ayrıca (kimlerden oluştuğunu bilmediğim) listesine verirdim.
★★★
Unutmayalım…
O kadar çok ve bazen de insafsızca eleştirilen Kılıçdaroğlu, geçen yıl yapılan yerel seçimlerde muhteşem bir başarı elde etti.
CHP'nin kazandığı ve çoğunu AKP'den ele geçirdiği belediyeler unutulacak gibi değildir:
İstanbul, Ankara, Mersin, Adana, Antalya, Bolu, Bilecik, Kırşehir, Ardahan…
CHP ile birlikte liderinin sadece bu başarısı bile gerçek bir zaferdir.
Üstelik bir tek CHP'li belediyeyi bile kaptırmadılar.
Sezar'ın hakkını Sezar'a verelim!
CHP'nin omuzlarında yine çok ağır bir yük var…
Zira Cumhuriyet rejiminin geleceği söz konusu.
Şimdiki can sıkıcı dönemde ve gelecek yıllarda, onlara başarılar diliyorum.