• USD  34,28
  • EURO  37,18
  • BORSA  8.828,79
  • ALTIN  3.005,56
SON DAKİKA

Ece Güner Toprak: Kadının da adı var...

Ece Güner Toprak: Kadının da adı var...

29 Ağustos 2018 14:29

Av. Ece Güner Toprak belediye başkanı olacağı iddiaları için açıklama yaptı. Babasının ANAP'lı kocasının CHP'li olduğunu söyleyen Toprak"Ben babasını ve kocasını çok seven ama kendi görüşleri olan bir kadınım. Kadının da adı var" diye konuştu.


Avukat Ece Güner Toprak, hakkındaki iddialara ilişkin bir açıklama yaptı.

Açıklamasında, “Ülkemin bu kadar önemli sorunları varken, kendimle ilgili yazdığım için derin üzüntü içindeyim. Ama belli bir merkezden, çok organize şekilde, yüzbinlere dağıtılan hayal ürünü iddialarla dolu bir yazı beni buna mecbur bıraktı” ifadelerine yer veren Toprak, “Benim arkamda kimse yok: Sadece ülkesini seven tek başına dik duran bir kadınım. Kalbim sadece ülkem ve milletim için çarpıyor” ifadelerini kullandı.

Avukat Ece Güner Toprak’ın açıklaması şöyle:

Değerli Dostlarım,

Ülkemin bu kadar önemli sorunları varken, kendimle ilgili yazdığım için derin üzüntü içindeyim. Ama belli bir merkezden, çok organize şekilde, yüzbinlere dağıtılan hayal ürünü iddialarla dolu bir yazı beni buna mecbur bıraktı. (Yazıyı yazan kişi, kimsenin adını duymadığı bir kişi ama yazısı herkese ulaştırıldı.)

-Yalan 1: “Ece Güner Toprak’ın üyesi olduğu ECFR, CFR’ın Avrupa koludur”. CFR; 1921’de ABD’de kurulmuş bir düşünce kuruluşudur. Mevcut başkanı, Richard N. Haass, Cumhuriyetçi, Bush döneminde görev almıştır. Kuruluşun siyasi eğilimi oldukça sağcı, “neo-con” olarak özetlenebilir. ECFR (Avrupa Dış İlişkiler Konseyi) ise tamamen farklı bir düşünce kuruluşudur; 2007’de Avrupa’da kurulmuş, Avrupa’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından biri haline gelmiştir. Başkanı, eski İsveç Başbakanı Carl Bildt’dir (zaten ECFR Konsey Üyesi birçok eski devlet başkanı, başbakan vardır). İki kuruluşun siyasi eğilimleri farklıdır ve tamamen farklı iki kuruluştur. 5 dakika vakit ayırıp Google’e bakan herkes bunu kolayca kontrol edebilirken, böyle bir iddiada bulunmak bir “gazeteciye” yakışır mı? Ben bu kadar bariz konuları yalan/yanlış yazan bir kişiye gazeteci sıfatını yakıştıramam.

ECFR’a Konsey Üyesi olarak (2017 sonu) davet edildim ve kabul ettim. Zira, her zaman ülkemin yönünün ileri demokrasilere dönük kalması gerektiğine inandım, her zaman AB üyeliğimiz yönünde mücadele verdim. ECFR Konsey Üyeliği de bu amaca yönelik bir fırsattır. ECFR her zaman Türkiye ile güçlü diyalogu savunmuştur. ECFR demokrasi ve insan haklarını savunmuştur. Avrupa’da büyümüş, Fransızca ve İngilizceyi ana dil düzeyinde, Almancayı da orta düzeyde konuşan, Avrupalı birçok büyük firma ile müzakere etmiş bir avukat olarak; bu diyalogu kurabilecek, faydalı olabilecek insanlardan biriyim diye düşünüyorum. Ama bu demek değil ki ECFR’ın her üyesi ile aynı fikirde olacağım! Adı üzerinde, bu bir düşünce kuruluşudur, her görüşten insan var. Ben orada Türk SİVİL TOPLUMUNUN bir sesi/temsilcisi olarak varım. Dürüstçe, KENDİ İLKELERİM doğrultusunda konuşacağım/fikir üreteceğim her zaman. Her zaman TÜRKİYE, demokrasi, hak ve özgürlükler, adalet tarafında olacağım.

-Yalan 2: “CHP’nin kazanılması garanti belediyelerinden biri bana verilecekmiş”!! Bu iddiayı şaşkınlıkla okudum ve bana o kadar gülünç geldi ki, önce cevap vermek istemedim ama inananlar olduğunu görünce mecburen cevaplıyorum. (1) CHP ile ilişiğim/ilişkim yok. Parti üyesi değilim. İç meselelerini takip etmiyorum. Tek alakam bir CHP’li ile evli olmak! Ona bakarsanız babam da koyu bir Özal’cı, Anap’lı. Özal’ın yıllarca en yakınındaki isimdi (Başdanışmanı ve ANAP Milletvekiliydi). Ben ise; adım Ece Güner Toprak, kocasını ve babasını çok seven, çok saygı duyan ama kendi görüşleri olan bir kadınım. (Kadının da adı var: Bazıları için bunu anlamak zor olsa da!). Siyasi görüş olarak: merkezdeyim. Kitaplarımın önsözünde siyasi görüşlerimi izah ediyorum.(2) Belediyeciliği ise hiç düşünmedim, aklıma gelmedi, bir gün bile kimseyle konuşmadım!

Benim uzmanlık alanlarım belli; hukuk, yatırımlar, AB, adalet sistemi, anayasa, vs. Bu alanlarda bir gün bu ülkede doğru şartlar oluşursa, o zaman seve seve katkı verir; görev yaparım. Ama şu an değil…

-Yalan 3: “Fox ilişkim yüzünden tüm yatırımcıların bana yönlendirildiği” iddialarına: Ben bu ülkede tam 24 yıldır avukatlık yapıyorum. Fox, yüzlerce müvekkilimden biri. Fox’un avukatı olmamdan çok önce Türkiye’de en çok yatırıma danışmanlık ve avukatlık yapmış 5 avukattan biriydim. Fox’tan önce zaten medya alanında CNN’i temsil etmiş ve CNN Türk’ün kuruluşunu gerçekleştirmiştim. Fox’tan çok önce bu ülkenin en büyük alacak davasını kazanmıştım; 1 Milyar Euro’luk (Nokia adına). Türk, Japon, Avrupalı ve Abd’li büyük gruplar, iyi bir avukat olduğum için bana işlerini emanet ettiler yıllarca. Ülkeme 24 yılda toplamda 10 Milyar dolara yakın yatırımın gelmesine vesile oldum, destek oldum (bu doğru): bu da onlarca fabrika, on binlerce kişiye iş ve aş demektir. Bununla gurur duyuyorum.

-Yalan 4: “Fox’un orta seviyede muhalefet yaptığı, belli ajandaya göre uzaktan kumanda ile hareket ettiği vs.” iddiası hakkında: Bu konu Fox’u ilgilendirdiği için ben fazla söz söylemek istemiyorum ama müvekkilim olduğu için 1-2 gerçeği söyleyebilirim:
Fox’un bir kere “muhalefet yapma” gibi bir görevi yok; Fox ajandası olan bir kuruluş değil. Gazetecileri tamamen bağımsız gazetecilik yapıyor. İnandıklarını söylüyorlar. İyiye iyi, yanlışa yanlış diyorlar: yanlışa yanlış deme cesaretini gösteren ender habercilerden. Onlarca ceza davası, savcılık soruşturması, milyonlarca liralık RTÜK cezaları ve sunucularına ölüm tehditleri altında habercilik yapmaya çalışıyorlar!
Basın özgürlüğü adına bunu yapmaya çalışıyorlar. BU ÇOK ZOR ŞARTLAR altında, her şeye rağmen, bu insanlar gazetecilik yapmaya gayret ediyorlar! Türkiye lehine, demokratik, laik, güçlü, bağımsız, çağdaş bir Türkiye için ellerinden geleni yapıyorlar her gün. Biraz insaf, biraz anlayış ve DAYANIŞMA diyorum…

Şunu da önemle belirteyim: Ben Fox’ta söylenen herşeyle her zaman aynı fikirde değilim (çok farklı düşündüğüm oluyor!) ama benim Fox haberlerine karışma hakkım/yetkim yok ve zaten buna kesinlikle tenezzül etmem! Basın özgürlüğüne gönülden inanmış, gazetecilik mesleğine saygı duyan bir insanım. Ancak bu kanalın 10 yıldır zor şartlarda ilkeli şekilde ayakta durmasına avukat olarak katkı verdiğim için, ifade özgürlüğü için her zaman mücadele ettiğim için de mutluyum.

5- Peki madem bu yazı yalanlarla dolu; bu yazı neden sipariş edildi ve bu kadar organize şekilde dağıtıldı?

Çünkü ülkemizde artık umudun bitmesi isteniyor.

İyi insanların kalmadığına sizleri inandırmak istiyorlar. Ve tabii bazı parti içi çekişmelere beni de (etik dışı şekilde) bulaştırma arzusu.. Ülkemize 1 tek faydası dokunmamış bazı insanlar, faydalı insanları karalamak istiyorlar.. Ben her zaman dürüst bir duruş sergiledim, taraflar üstü güvenilir bir bilgi kaynağı hizmeti vermek istedim milletimize.

Benim arkamda kimse yok: Sadece ülkesini seven tek başına dik duran bir kadınım. Kalbim sadece ülkem ve milletim için çarpıyor.

İşte bu çok rahatsız edici. Slogan atsam, partizan olsam, birinin/bir partinin temsilcisi olsam, ajandam olsa, kimse bu kadar rahatsız olmazdı…

Ama değişmeyeceğim. Kararlılıkla Ülkem için FAYDALI işler yapmaya devam edeceğim. Kendi yolumda yürüyeceğim; bunun için de hiçbir koltuk, hiçbir sıfata ihtiyaç duymuyorum!

Sadece sizlerin dayanışmasına, dostluğuna, desteğine ihtiyaç duyarım. İYİ İNSANLAR, DÜRÜST İNSANLAR bu ülkede hala var, biz milyonlarız ve sivil toplum bu ülkeyi daha iyiye götürecek. SİVİL TOPLUM canlı kalmalı. Birçok projem/fikrim var ve ben buradayım; Ülkemdeyim.

…Kim olduğumu daha ayrıntılı merak edenler “Çare Başkanlık Mı?” veya “Ülkem İçin Çare” kitaplarımı okuyabilirler, özellikle önsözlerini. (İlk kitabımı ve önsözü/kurucu mesajını; www.demokratikanayasaplatformu.com sitesine koydum). Dediğim gibi faydalı şeyler yapmaya çalışıyorum; referandum döneminde teklif edilen sistemi (ve sorunlarını) anlatan tablolarım milyonlar dolaştı, kitap yazdım birçok kişi oradan faydalandı, TV’lerde herkesin anlayacağı dilde anlatmaya çalıştım vs. Sonra 2. Kitabımda SOMUT REFORM ÖNERİLERİMİ yazdım; yargı reformu için, yasama reformu için, yatırımların artması için, ekonomi için, AB üyeliği için, daha güçlü hak ve özgürlükler için, vs. Çalıştım, çok araştırdım, somut öneriler getirdim.

Bu öneriler biraz uygulansa, ekonomik krizden 1 yılda çıkarız!

Bu konu ile vaktinizi işgal ettiğim için özür diliyorum ama bu konu sadece “kişisel” bir konu değil esasında; organize karalama kampanyasının hedefi UMUTTUR; hedef toplumda DAYANIŞMA duygusunu bitirmektir. Umudunuzu canlı tutun! Dürüst insanlarla dayanışmayı canlı tutun.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Av. Ece Güner Toprak.

(Politikyol)


belediye, ece güner toprak, Dayanışma
ÖNCEKİ Kılıçdaroğlu’dan Erdoğan’a 9 soru SONRAKİ Büyük zaferin 96’ncı yılı