Davutoğlu ekibinden Babacan değerlendirmesi: Sürükleyici bir lider görünümünde değil
27 Kasım 2019 13:15
2020 yılından önce partilerine tüzel kişilik kazandırmaya hazırlanan eski başbakan Ahmet Davutoğlu ekibinden 24.25 ve 26. dönem Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, uzun bir sessizlik ardından gazeteci Fatih Altaylı’nın programına konuk olan Ali Babacan’ın performansını değerlendirdi.
Selçuk Özdağ, Babacan’ın ‘Davutoğlu'nun 8 ay önce il başkanlarını belirlediği’ sözleriyle yanlış bilgi verdiğini belirtti ve “Birleşmeye yanıt veremeyince il başkanlarını öne sürdü. İpe un serme misali”
Hülya Karabağlı - Medyafaresi.com Özel Haber
2020 yılından önce partilerine tüzel kişilik kazandırmaya hazırlanan eski başbakan Ahmet Davutoğlu ekibinden 24.25 ve 26. dönem Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, uzun bir sessizlik ardından gazeteci Fatih Altaylı’nın programına konuk olan Ali Babacan’ın performansını değerlendirdi.
Davutoğlu’nun memleket meselelerine manifesto yayınlayarak, yurt gezilerine çıkarak, konuşarak taşın altına el koyduğunu belirten Özdağ, “ Babacan, memleket meseleleriyle ilgili bugüne kadar hiç konuşmadı dün televizyon programında da genel ifadeler kullandı, özel, spesifik çözüm önerilerini sunmadı” dedi. “Performansı konusunda ben bir şey demeyeyim halk karar versin” diyen Özdağ’ın, “Sürükleyici bir lider belirleyici bir lider görünümünde değil” sözleri dikkat çekti.
“ İpe un serme işi bu”
Selçuk Özdağ, Babacan’ın dünkü konuşmasında ve Altaylı’nın sözlerinde yanlışlık olarak nitelendirdiği iki noktaya düzeltme yaptı. Babacan’ın programda, ‘ 8-9 ay önce Sayın Davutoğlu size birleşelim, birlikte hareket edelim dedi mi? sorusuna, evet yanıtından sonra 30 il başkanını belirlediği biçiminde yanlış bilgi verdiğine dikkat çeken Özdağ, “ Babacan’ın bu sözleri doğru değildi, böyle bir şey yoktu. İpe un serme işi bu. Sayın Davutoğlu’nun teklifini izah edemeyince gel birlikte arabayı yokuşa sürme hikayesi bu” diye konuştu.
Özdağ, Altaylı’nın Davutoğlu’na atfettiği milletvekili transferine ilişkin sözlerin de kendisiyle yapılan bir röportaja ait olduğunu hatırlattı .
Davutoğlu'na yakınlığı ile bilinen Ak Parti Manisa 24-25 ve 26. dönem Manisa milletvekili Selçuk Özdağ, Medya Faresi’ne, uzun bir sessizlikten sonra Fatih Altaylı’ya konuk olan Ali Babacan’ın performansına ilişkin sorularına şu değerlendirmelerle yanıt verdi.
“Memleket meseleleriyle ilgili bugüne kadar hiç konuşmadı dün de genel ifadeler kullandı”
Biz arkadaşımız hakkında yorum yapmayı doğru bulmam ama iki husus var orada, 8-9 ay önce Sayın Davutoğlu size birleşelim, birlikte hareket edelim dedi mi? diye sordu. O da evet dedi ve 30 il başkanını belirlemiştir diyerek yanlış bilgi verdi. Babacan’ın bu sözleri doğru değildi, böyle bir şey yoktu. İpe un serme işi bu. Sayın Davutoğlu’nun teklifini izah edemeyince gel birlikte arabayı yokuşa sürme hikayesi bu. Türkiye’nin birliğe ihtiyacı var. Altaylı programın sonuna erken seçim kararı olanlarla milletvekili transferi yaparız. Bunun dışında ‘milletvekili transferi yaparız’ sözleri de sayın Davutoğlu’na ait değil. Ben bunu bir röportajımda kullandım. Erken seçim kararıyla ilgili bu sözler benim sözlerimdi. Sayın Davutoğlu, milletvekili transferlerine sıcak bakmıyor, etik ve ahlaki bulmuyor. Erken seçim kararı alınır, süresi biter ve bize bir numara çekmeye kalkarlarsa bizimle görüşen milletvekilleriyle oturup konuşuruz.
Memleket meseleleriyle ilgili bugüne kadar hiç konuşmadı dünkü konuşmasında da genel ifadeler kullandı, özel spesifik çözüm önerilerini sunmadı. (Performansını nasıl buldunuz sorusuna) Ben bir şey demeyeyim halk karar versin.
Ama Sayın Altaylı programın sonuna doğru, “Herkes bir lider arıyor. Benim sizden edindiğim izlenim bir liderden çok bir organizatör. Şöyle bir hissiyat oluşmadı bende Ali Bey takacak milyonları arkasına yürüyecek gidecek diye bir hissiyat oluşmadı. Siz bir liderden çok bir organizatör gibi davranıyorsunuz. " dedi. Ben de buradan hareketle, sürükleyici bir lider belirleyici bir lider görünümünde değil.
Babacan ne dedi?
-Ak Parti’den ayrılmam bir gece verilmiş bir karar değil. Partinin kurucuları arasındaydım. Kuruluşta önemli prensip, değerler vardı. “Önce insan” diyorduk. İnsan haklarının ihlal edildiğini, hukukun üstünlüğünün örselendiğini söylüyor bunları düzeltmek için yola çıktık. Bu amaçla da çaba harcadık. Hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları evrensel ilkeler. Örselenmeleri bizi rahatsız etti. Düzeltmek için mücadele ettik. Üstümüzde çok önemli bir sorumluluk hissettik.
-Sayın Cumhurbaşkanımız ayrılmamı çok istemedi. Türkiye’deki problemlerin mevcut yönetimle çözülemeyeceğini görmek beni buna mecbur bıraktı. Bunu yapmasaydık büyük bir vicdan azabı duyacaktık.
-Sorumluluk sahibi olduğumuz zamanla ilgili hiçbir sorumluluktan kaçamayız. Reddi miras yapamayız. Günahıyla sevabıyla sorumlu olduğumuz dönemdir. Ama Türkiye’de parti içi demokrasi ile parti içi disiplin ciddi bir sorun. Siyasi Partiler Yasası’nda parti içi demokrasiyi işletecek mekanizmaları mecbur hale getirilmesi gerekiyor. İçeride her şey tartışılmalı, özeleştiri yapılmalı. Ama sonunda partinin bir politikası olur, onda ortaklaşılır.
-Kasım 2002’deki parti grubu gerçek bir istişare kuruluydu. Kritik konularda, zor dönemeçlerde istişare ile başarılı kararlar alındı. O müessese çalıştırılmazsa hatalar oluyor, parti için de ülke için de sonuçları iyi olmuyor.
-OHAL koşulunda, 15 Temmuz sürecinde Anayasal değişiklik oldu. “Ben bunu savunamam” dedim. Savunsam gidip “hayır”a oy verirlerdi. Ki bu başkanlık sistemi kısa süre sonra Türkiye’nin en önemli ekonomik krizi ile anıldı. Koalisyonlar kalkacak denmişti, artık seçimlerden önce ittifaklar kuruluyor. Başkanlık Sistemi’nin vaatleri sonuçsuz kaldı.
-Ekonomi programlarının iç piyasada karşılığı yok. Türkiye’ye bir öngörülebilirlik getirmekten uzak bu programlar.
-Ailemle ilgilenme imkanım oldu. Katıldığım toplantılarda insanları dinleme imkanım oldu. Bu son 4 yıl insanları dinlemek için çok iyi bir fırsat oldu. Çok önemli yeni akımlar var dünyada. Bunu bilelim ki Türkiye’nin geleceğini belirleyelim.
-(Abdullah Gül bu hareketin neresinde?) Abdullah bey Cumhurbaşkanlığında Meclis’ten gelen kanunların büyük bölümünü onayladı. Ama hazırlanma sürecinde “bu haliyle önüme getirmeyin” diyordu. Onaylama oranın fazla olmasının sebebi bu. (Partili Cumhurbaşkanı gibi mi?) Türkiye adına doğru şeylerin yapılması için. Bunun üstünden pirim de yapabilirdi. Şahsi ajandası böyle olmazdı. Abdullah Gül ile vizyonumuz aynı. Ama Cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra “Başka partiye üye olmam” demişti. Bugün kendisi çalışmalarımıza destek veriyor. Ayda 1-2 oturuyoruz. Dışarıdan bilgisi, tecrübesiyle destek veriyor. Nihai kararları biz veriyoruz. Yeni bir siyasi hareket başlatırken bu ilişkin çok şeffaf olması lazım.
-Bu ana akım bir çalışma olacak. Niş, dar gruplu bir çalışma değil, geniş kesimlerin üstünde mutabık olabileceği bir çalışma olacak. Bizim ne ittifak ne de ortak aday hedefimiz var. Çalışmalarımızı uygulamak amacımız. Bir kişinin adaylığı için parti kurulamaz. Abdullah Gül başka bir gün gelip partinin başına geçemez. Bu konuda akitleştik de başladık.
-Toplumda hala siyasi itibarını koruyan kim varsa görüşüyoruz.
–(Sadullah Ergin’in, Beşir Atalay’ın bagajını taşımak zor gelemeyecek mi?) Henüz netleşmiş isimler yok. Türkiye’nin geleceği için biraraya geliyoruz. Gençlerin, kadınların, Ak Parti’den farklı görüşlere sahip kişilerin de olması gerekiyor. Ak Partililerin ağırlıklı olduğu bir kadro olmayacak.
-Beşir Atalay, Nihat Ergün, Sadullah Ergin ile yakın çalışıyoruz. Vaktiyle de aynı kabinelerde yer aldığımız için olayların aslını biliyoruz.
-Gönlümüz geçen tarih 2019 sonuna kadar tüzel kişiliği kuracağız. Sonra teşkilatlanma aşaması olacak.
-Katkı vermek isteyen çok kişi var. Ben sadece referanslı olan 700 kişiyle görüştüm. Anadolu’da destek olmak isteyen çok kişi var.
Hülya Karabağlı - Medyafaresi.com Özel Haber
selçuk özdağ, politika haberleri, internet haberleri, Davutoğlu ekibinden Babacan değerlendirmesi