• USD  34,28
  • EURO  37,18
  • BORSA  8.828,79
  • ALTIN  3.005,56
SON DAKİKA

Cumhurbaşkanı'nın skandal sözlerle ilgisi ne?

Cumhurbaşkanı'nın skandal sözlerle ilgisi ne?

19 Aralık 2020 10:59

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, profesör unvanlı Ebubekir Sofuoğlu'nun skandal sözlerini köşesine taşıdı ve "Prof. Sofuoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımız da vurguladı” derken neyi kastediyor?" diye sordu.


Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, profesör unvanlı Ebubekir Sofuoğlu'nun skandal sözlerini köşesine taşıdı ve "Prof. Sofuoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımız da vurguladı” derken neyi kastediyor?" diye sordu.

Zeyrek'in bugün yayımlanan "Erdoğan’ı adres göstermek!" başlıklı yazısı şöyle:

Sakarya Üniversitesi'nden Prof. Ebubekir Sofuoğlu'nun konuşmalarını duymuşsunuzdur. Üniversiteler için alenen “Neredeyse fuhuş yuvası” dedi. Haliyle kıyamet koptu. Sadece muhalefet değil iktidar mensupları da sert tepki gösterdi. Sakarya Üniversitesi ile savcılık ayrı ayrı soruşturma başlattı. Sonuçlarını yakında göreceğiz.


Olay yeterince, konuşuldu. Ben bugün olayla ilgili duyduğunuz, okuduğunuz, söylediğiniz, yazdığınız görüşleri tekrarlamak niyetinde değilim. Olayın başka bir boyutuna dikkatinizi çekmek istiyorum. Prof. Sofuoğlu'nun konuşmasını dinledim. 

O cümlesi aynen şöyle başlamış: 

“Sayın Cumhurbaşkanımız da vurguladı, neredeyse fuhuş evleri.”

Siz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın böyle bir sözünü, vurgusunu, imasını hatırlıyor musunuz? Ben hatırlayamadım. Doğrusu, ihtimal dahilinde dahi görmedim. Peki Prof. Sofuoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımız da vurguladı” derken neyi kastediyor? Sofuoğlu'nun konuşmasının tamamını dinledikten, kastını tam olarak anladıktan sonra gazete arşivlerinde geniş çaplı bir araştırma yaptım. Bakın ne buldum:

2013 yılının ekim ve kasım ayında ülkede tuhaf bir tartışma yürüyor. Üniversite öğrencilerinin kızlı erkekli kaldığı evlere polis baskınları yapılıyor. Muhalefet partileri, gazeteciler, köşe yazarları “yaşam tarzına müdahale ediliyor” diye kıyamet koparıyor.

O günlerde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 5 Kasım 2013 Salı günü partisinin TBMM'deki grup toplantısında kürsüye çıkıyor ve operasyonları şu sözlerle açıklıyor:

“Kim ne yazarsa yazsın. Herkesin çocukları bize emanettir. Biz kızların erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmedik, etmiyoruz (…)


Bazı yerlerde ihtiyaca cevap veremediğimiz için evlerde kalma noktasında sıkıntılar yaşanıyor. Buralarda güvenlik güçlerimize, emniyete, valiliklerimize gelen istihbari bilgiler geliyor. Bu istihbari bilgilerden hareketle de emniyetimiz, valiliklerimiz buna müdahale ediyor. Niye birileri bundan rahatsız oluyor? Bazı gazeteciler, köşe yazarları bundan rahatsız oluyor diye biz bu ihbarları bir tarafa atamayız. Emniyet teşkilatımız ihbarları değerlendirir üzerine gider.

İhbarlar aynı apartmanlardan, daire komşularından geliyor. Çünkü buralarda nelerin olduğu belli değil. Karma karışık her şey olabilir sonra anneler babalar feryat ediyor ‘devlet nerede' diye. Devletin nerede olduğunu anlatmak için bu adımlar atılacaktır. Muhafazakar demokrat iktidar olarak müdahil olmak zorundayız. Bu yaşam tarzına müdahale değil.”

★★★

Yazının başında dikkat çekmek istediğim “başka boyut” tam da şu:

Bürokraside, akademide, iş dünyasında, hatta sosyal medyada tavassutla, torpille, yandaşlıkla ayakta kalanlar, her türlü uçuk kaçık düşüncelerine, icraatlarına, yasaklarına, keyfi uygulamalarına, görevi ihmallerine “yukarıyı” adres gösteriyorlar.

Erdoğan'ın 2013'te “buralarda nelerin olduğu belli değil” diye ifade ettiği boşluğu, bugün, 2020'de Prof. Sofuoğlu kendi kafasına göre dolduruyor. Sanıyor ki Erdoğan'ı referans gösterdiğinde, nasıl doldurursa doldursun kimse ona dokunamayacak.

 


deniz zeyrek, bürokrasi, sofuoğlu
ÖNCEKİ Profesörün tacizleri için savcılığa başvurdular SONRAKİ Yılmaz Özdil'den yobaz hoca'ya kapak: Camiye almazsan Cemevinden kaldırırlar