Baykal: Köprüden önce son çıkış
20 Ocak 2017 10:36
Deniz Baykal: Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımız ‘ben liderime güveniyorum’ diye düşünüyor olabilirler ama herkes bugün var, yarın yok...dedi
Yeni anayasa oylamasında kritik dönemece girildi. Büyük bir sürprzi olmazsa paket Meclis’ten ‘referandum’ şartıyla geçecek. Türkiye önümüzdeki aylarda ülkenin sisteminin değişeceği referandumda oy kullanacak. Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya milletvekili Deniz Baykal, ‘gergin’ atfosferi Habertürk’e değerlendirdi. Kübra Par’ın sorularını yanıtlayan Baykal çarpıcı açıklamalarda ve uyarılarda bulundu.
“Daha önce 18 defa Anayasa değişikliği yapıldı” diyen Deniz Baykal “Bu son değişiklik onların tümünden farklıdır çünkü hiçbiri anayasal sistemimizin temelleri ile oynamamıştı. Demokratikleşmeye ve hukuk devletini güçlendirmeye yönelik olarak atılan adımlardı ve hemen hepsinde partiler arası uzlaşma büyük ölçüde gerçekleşmişti” diye konuştu.
MHP’NİN DESTEĞİ
Baykal pakete MHP’nin de destek verdiğinin hatırlatılması üzerine ise “Onu seçimde göreceğiz. Geçmiş seçimde aldıkları oy üzerinden hesap yaparak bu teklife meşruiyet kazandıramazlar. O oyu alırken ‘Anayasa'yı böyle değiştireceğiz’ dediler mi? Özellikle MHP, ‘Anayasa'nın bu şekilde değiştirilmesine destek vereceğim’ dedi mi? Tam tersine ‘Başkanlığa karşıyız’ dedi. Milletvekilleri arasında ve tabanda ciddi tartışma var. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermiş seçmenler elbette partilileriyle dayanışma içinde olma gereği hissedeceklerdir. Buna saygı duyuyorum ama onların da çok önemli bir kısmı meselenin içyüzünü anladıkça ‘Ya bu da olmaz, bu yanlış’ diyeceklerdir, diyorlar… 1920'den itibaren monarşi bitti, egemenlik milletin oldu. Millet adına egemenliği Meclis temsil etti. TBMM ne yapar? Kanun yapar. Kanun nedir? Hukuk. Biz hiçbir kişiye itaat etmeyiz. Kanuna itaat ederiz. Kanun, milletin yani hepimizin ortak iradesidir. Şimdi bu önerilen sistem işte bunu değiştirmek, Meclis'in de üstünde bir otorite yaratmak istiyor” yorumunda bulundu.
Getirilmesi planlanan sistemin ‘sakıncalarına’ dikkat çeken Baykal “Şu anki sistemde Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetten yargılanabiliyor, oysa yeni sistemde her türlü suçtan yargılanabilecek. Bu, Cumhurbaşkanı'nın denetlenebileceği anlamına gelmiyor mu? Geçmişte, Cumhurbaşkanı'nın 700 milyarlık bütçenin tek kuruşunu harcaması mümkün değildi. Yani soruşturulması gereken bir icraat yapma yetkisi yoktu. Kararname çıkararak bir uygulama yapma konumunda değildi. Sorumluluğu olmayan bir Cumhurbaşkanı, elbette sadece vatana ihanetten soruşturulur. Şimdi 700-800 milyarlık bütçeyi tek bir adamın eline veriyorsunuz ve milletvekillerine bunu denetleme hakkı tanımıyorsunuz” diye konuştu.
MHP’nin “Çiftbaşlılık krize neden olabilir, devletin bekası tehlike altında. Bunu önlemek için acilen fiili durumu yasal hale getirmemiz lazım” eleştirisini yorumlayan tecrübeli siyayetçi buna ilişkin ise “Buna iki cevabım var. Bir, şu an acil bir beka sorunu olduğu iddiası abartılı bir iddiadır. İki, bu sorunun kaynağını yanlış teşhis eden bir yaklaşımdır. Türkiye'nin büyük sorunları var. Nereden geldi o sorunlar? Kim getirdi? Sen o sorunları getirenlere diyorsun ki: “Al götür Türkiye'yi.” Zaten söz dinlemeden alıp götürdüğü için bu hale geldi Türkiye. Bu Anayasa önerisi, tek adam düzeni getiren ve ülkenin fren ihtiyacını görmeyen bir öneri… Türkiye'yi bu hale getiren o değil mi? Şimdi ne değişti de MHP'nin gözünde Türkiye'nin kurtarıcısı haline geldi?” dedi.
‘100 YILLIK BİRİKİME İHANET ETMİŞ BİR MECLİS DAMGASINI YEMEMEMİZ LAZIM'
Baykal AKP’lilere de çağrı yaparak sözlerini şöyle sürdürdü “Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımız ‘Ben liderime güveniyorum' diye düşünüyor olabilirler ama herkes bugün var, yarın yok… Sonra kim gelecek? Ben, Meclis'in şimdi bir tarihi sorumluluk anında olduğunu düşünüyorum. Bu, TBMM için köprüden önceki son çıkış. Sonra Meclis kendisini terk etmiş olacak. 100 yıllık birikime ihanet etmiş bir Meclis damgasını yemememiz lazım. Bu çıkarsa, Meclis tarihini ve temel değerlerini inkâr etmiş olacaktır. Çok ağır bir mesuliyettir. Bugün sadece duyguları ile hareket ediyorlar. Yarın ortaya çıkacak manzarayı bugünden görmek lazım. Bu yanlış bir şey, bu kişisel hegemonyaya götürür. Millete soracaksın ama ‘Seçilen hâkim-i mutlak olsun' diyemezsiniz. Bir tek kişiye bu yetkiler verilemez, verilmemeli. Kim olursa olsun verilmemeli… Bir CHP'li Cumhurbaşkanı seçilecek olsa dahi ilk işi bu Anayasa'yı değiştirmek olmalıdır.”
CUMHURBAŞKANI’NIN YETKİLERİ
Baykal “Şu anki sistemde Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetten yargılanabiliyor, oysa yeni sistemde her türlü suçtan yargılanabilecek. Bu, Cumhurbaşkanı'nın denetlenebileceği anlamına gelmiyor mu?” sorusuna ise şu şekilde yanıt verdi; “Geçmişte, Cumhurbaşkanı'nın 700 milyarlık bütçenin tek kuruşunu harcaması mümkün değildi. Yani soruşturulması gereken bir icraat yapma yetkisi yoktu. Kararname çıkararak bir uygulama yapma konumunda değildi. Sorumluluğu olmayan bir Cumhurbaşkanı, elbette sadece vatana ihanetten soruşturulur. Şimdi 700-800 milyarlık bütçeyi tek bir adamın eline veriyorsunuz ve milletvekillerine bunu denetleme hakkı tanımıyorsunuz…. Elbette bir cumhuriyet olarak devam ediyoruz ama tam demokrasi hedefinden sapıyoruz. Bir ülkede seçimlerin yapılması ve rejimin cumhuriyet olması, o ülkede özlediğimiz hukuk devleti ve demokrasi olduğu anlamına gelmiyor. İran İslam Cumhuriyeti bir cumhuriyet. Libya cumhuriyet, Mübarek'in Mısır'ı cumhuriyetti, Sisi'ninki de cumhuriyet… Bu mudur? Hukuk devleti ve demokrasi olmadan rejimin cumhuriyet olması, anlam ifade etmez. Türkiye, tek adam vesayetine doğru gidiyor. Yasamanın yürütme üzerinde hiçbir denetleme imkânı yok. Yargı da tamamen Cumhurbaşkanı'nın kontrolü altına giriyor.
tbmm, deniz baykal, referandum, anayasa, başkanlık