Ali Babacan'dan içkiye zam ve LGBT eleştirisi
08 Temmuz 2020 12:24
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, içkide alınan vergiyi eleştirirken, LGBTİ’lerin yaşam tarzına saygı duyulması gerektiğini söyledi.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan
Medyascope’ta soruları yanıtlayan Babacan, vergiler yükseldiğine kaçak sorunu yaşandığını ifade etti. AKP hükümetlerinde Dışişleri ve ekonomi bakanlığı yapan DEVA Partisi lideri, mevcut ekonomi yönetimini eleştirdi.
Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
*Şu an muhalefet partilerinin başarılı olma ihtimali yüksek. İktidarın mecbur kalmadıkça erken seçime gideceğini düşünmüyorum. A planımız seçime hazır bir siyasi parti olmak. Mümkün olan en kısa zamanda seçime girme yeterliliğine sahip olmak istiyoruz.
*“Koalisyon dönemleri bitecek” diyenler, bugün ittifak yapıyor. Bizim partimizin şu anki çalışması, toplumun çok farklı kesimlerinin ortak gelecek için partimiz üzerinde ittifak kurmasına yönelik.
’17-25 dosyaları tekrar incelenmeli’
*17-25 Aralık (yolsuzluk soruşturmaları), yargı ve polis teşkilatına nüfuz etmiş, kök salmış bir grubun belli dosyaları uzun zaman birleştirerek, bekleterek, yerel seçimlere üç ay kala hükümeti düşürmek için yolsuzluk iddiaları üzerinden yapılmış minik bir darbe teşebbüsü. 17-25 Aralık dosyalarının bir noktada tekrar incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. O günkü iddiaların tarafsız değerlendirilmesi gerekiyor.
*15 Temmuz’u planlayanlar hak ettikleri en ağır cezayla karşılaşmak zorunda. Fakat FETÖ sürecinde aynı durumdaki insanlar farklı mahkemelerde farklı kararlarla karşılaştılar. OHAL döneminde anayasa rafa kalktı ve haksızlıklar yapıldı. (Kontrollü darbe tartışması) Ben o görüşe katılmıyorum. Bu kadar can kaybedilmiş, binlerce gazimiz var. Bunlar çok veballi işler, ben böyle bir işe kalkışılabileceğini düşünmüyorum. Darbe teşebbüsünden sonra Türkiye’de çok farklı bir ortam oluştu. “Allah’ın lütfu” ifadesi kullanıldı, o ortam istismar edildi.
LGBTİ ve İstanbul Sözleşmesi
*(Eşcinsellere özgürlük vaat ediyor musunuz) Her bir vatandaşımızın tercih ettiği yaşam tarzına saygılıyız. Aile kurumunun güçlü tutulmasını da çok önemsiyoruz ama iki konuyu birbirine karıştırmıyoruz.
*(İstanbul Sözleşmesi) Türkiye uluslararası bir anlaşmaya imza attıysa, geri adım atmamalıdır. Bu konu konuşulacaksa toplumsal mutabakat sağlanması lazım. İşine geldiğinde imza at, oy kaybettiğinde propaganda için geri adım at; bunlar doğru şeyler değil.
Medya ve gençler
*Gazeteciler rahat değil. Sınırlı sayıda özgür medya var ama kapatma, yasaklama eğilimi var. Özgürce tartışan ülke yanlışa düşmez, kendisi için doğruyu bulur. Ancak şu anda böyle bir ortam yok. Hükümetin sahip olduğu mecralarda, ne isteniyorsa insanlar onu konuşuyor.
*Sosyal medya insanlara büyük bir özgürlük alanı açıyor. Hükümetin teknolojiyi nasıl susturacağına değil, nasıl geliştireceğine kafa yorması lazım. Nihayetinde teknoloji ve gençlik kazanacak, teknoloji ve gençlikle savaşamazsınız.
KHK’lar
*KHK’lı bir vatandaşın suçsuz olduğu kesinleştiyse, haklarının derhal iade edilmesi lazım. Hukuk devletine yakışan budur. Böylesine bir yargı sisteminde dahi suçsuz olduğu kesinleşen bir vatandaş varsa, haklarının iade edilmemesi zulümdür.
*Emeklilik meselesi son derece karmaşık hale geldi. Sosyal adaletin ve finansal sürdürülebilirliğin birlikte mümkün olabileceğini düşünüyoruz ama ciddi bir çalışma ve mutabakat zemini lazım.
İçki ve sigaradaki vergiler
*Sigara vergilendirmesi ABD ve Avrupa’dan çok farklı değil. Ama ölçüyü kaçırmamak lazım, vergiyi çok yükselttiğinizde kaçak sorunu oluyor. Türkiye’de ciddi bir kaçak sigara sorunu var.
*Alkolde vergi kopmuş gitmiş durumda, kabul edilebilir bir şey değil. Komşularımızda yarı fiyatına, üçte bir fiyatına alkol satılıyor. Türkiye’de bu vergilerin yüksek olması kaçakçılığı doğuruyor.
‘Kapatarak yönetemezsiniz’
*Türkiye salgın öncesinde zaten ekonomik bir krizle karşı karşıyaydı. Kredi notu zaten dört basamak aşağı indirilmiş, kurumlar güvenini kaybetmişti. Merkez Bankası zaten salgın öncesinde, bir inat uğruna rezervini kaybetmişti.
*Güven, itibar olmayınca Türkiye cezbedici olamıyor. Kendi vatandaşının sermayesini de yurtdışına veya yastık altına kaçırıyor. Devlet müdahaleci olunca rekabet ortamı bozuldu. Devlet eliyle zengin olanlar ve kaybedenler var. Ama fırsat eşitliğine ihtiyacımız var.
*Türkiye böyle devam ederse fakirlik tuzağına düşer. Bu koca ülkeyi içeri kapatarak yönetemezsiniz. Güven ve itibarını kaybetmiş bir yönetimle ne yaparsanız yapın, bu ülkeyi toparlamanız mümkün değil.
*Türkiye’de bir hafta 10 gün sonrasına dair kimsenin fikri yok. Gelebilecek kararları, adımları tahmin edemiyorsunuz çünkü kurumların söylediklerinin bir kıymeti yok.
lgbt, ali babacan, vergi, içki, deva