Akşener'den Erdoğan'a: Macron’a Destek Çıktın
28 Ekim 2020 11:48
Ekonominin geldiği son duruma da dikkati çeken Akşener, "Dolar 8 lirayı geçmiş, Euro 10 liraya yürüyor. Bu tabloya bakınca, senin keyif çayı içesin geliyor mu Sayın Erdoğan?" ifadesini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.r. Fransa ve Türkiye arasında yaşanan gerilime dair açıklamalarda bulunan Akşener, Erdoğan ve Macron arasındaki gerilime ilişkin, "Takındığın bu tavırla, Macron’u pişman etmedin, bilakis Macron’a destek çıktın" diye konuştu. Dövizdeki önlenemez yükselişe ilişkin de konuşan Akşener, Erdoğan'ın Malayta'da bir yurttaşla yaşadığı polemiği hatırlattı. "Sayın Erdoğan, geçtiğimiz hafta sonu Malatya’ya gitti, Ve ülkemizin gerçeğiyle yüz yüze geldi… Bir vatandaşımız “Eve ekmek götüremiyoruz.” deyince, durumu “abartılı bulup”, dertli vatandaşa “Al sen keyif çayı iç.” dedi. İ
şte size vatandaşına yabancılaşmış bir iktidarın, ve onun başındaki insanın geldiği son durum. Gerçekten ibretlik" ifadesini kullanan Akşener, "Dolar 8 lirayı geçmiş, Euro 10 liraya yürüyor. Bu tabloya bakınca, senin keyif çayı içesin geliyor mu Sayın Erdoğan?" dedi.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: "Aziz Milletim, değerli milletvekilleri, kıymetli basın mensupları; Sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.Grup toplantımıza hoş geldiniz. Yarın, Cumhuriyetimizin 97’inci yıl dönümünü kutlayacağız. Yani, Türk milletinin şeref gününü kutlayacağız! Bu şerefi pek de benimsememiş gözüken iktidar, bu kutlu günü, gönlümüzce kutlamayı yasaklasa da; Bizler bu şerefi, evlerimizde, ailelerimizle, sevdiklerimizle kutlayacağız. Bizler bu şerefi, işyerlerimizde çalışma arkadaşlarımızla kutlayacağız. Bizler bu şerefi, sosyal medyada dostlarımızla kutlayacağız. Bizler bu şerefi, fırsat bulduğumuz her yerde, milletçe tek yürek olarak kutlayacağız. Onlar varsın, yandaş medyalarında, sosyal medya videolarında, mitinglerinde, kongrelerinde, Atatürksüz, Cumhuriyetsiz bir Türkiye yalanını yaşamaya devam etsinler; Bizler, Atatürk gerçeğini, Cumhuriyet gerçeğini, tam bağımsız Türkiye gerçeğini, şerefle yaşamaya devam edeceğiz. Çünkü, Cumhuriyet şereftir. Çünkü bu şeref, bize şanlı tarihimizin bir armağanıdır. Çünkü bu şeref bizimdir, Çünkü bu şeref, memleketin tüm evlatlarınındır. “Selam şanlı mazimize! Selam yarına! Selam zafer ordusunun silahlarına! Ey geçmişin yiğitleri! Selam sizlere! Ey yarının şehitleri! Selam sizlere!” Bize bu güzel günü, insanca ve özgür yaşama onurunu hediye eden, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm istiklal kahramanlarımıza, bir kez daha minnet ve şükranlarımı sunuyorum.Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Türk Milleti.
Değerli milletvekilleri; İnançlar kadar, inanç hürriyeti kadar, inançlara saygı da kıymetlidir. Çünkü dünya saygıyla güzelleşir. Hele o saygının muhatabı, Rabbimizin elçileriyse, bu çokdaha kıymetlidir. Maalesef bugün, bütün dünyada, gerçek gündem ile muktedirlerin gerçeklikleri arasında, büyük bir makas var. Hangi ülkede işler kötüye gitse, hemen bir günah keçisi bulunup, her şey ona yükleniyor. İslam düşmanlığı da, yabancı düşmanlığı da, bunun en yaygın örneklerinden. Saygısız ve düşmanca bir dil ile söylenen yalanlar, vatandaşları oyalamanın en popüler yolu. Biz bunu, ülkemizden de iyi biliyoruz, Batı’dan da iyi biliyoruz. Milli çıkarlardan önce, kendi şahsi çıkarları üzerinden siyaset yapanları, ülkemizde de görüyoruz, Batı’da da görüyoruz.
‘MACRON’U KINIYORUM’ Nefretten beslenen siyasetçilerin, Dünya’ya verdikleri zararı, Tüm Dünya milletleriyle beraber, biz de yaşıyoruz. Bunun son örneği Fransa… Kendi iktidarını kurtarmak için, Peygamberimize hakaret etmeyi, Müslümanlara hakaret etmeyi mübah gören, Emmanuel Macron’u, ve onun temsil ettiği bu barbar zihniyeti kınıyorum. Ne var ki, bizim kınamak ve kınanmaktan öte dertlerimiz var. Dünya da yansa, vatandaşımızın derdini öncelemek zorundayız. Kınamakla kalmayıp, ülkemizi güçlü, vatandaşımızı müreffeh kılmalıyız ki; Macron gibiler böyle densizlikleri yapmadan önce 40 kere düşünsünler! Türkiye’nin karakteri, bize saygısızlık yapana hakaret etmek değil, bize saygısızlık yapanı pişman etmektir. Ama bu, lafla olmaz. Ağız dalaşına girmek, güçsüzlerin, acizlerin başvurduğu bir yoldur. Güçlü olan, ağız dalaşına girmez. Güçlü olan, “Ey Fransa, Ey Amerika, Ey İsrail” deyip, perde arkasında al gülüm, ver gülüm yapmaz. Güçlü olan, vatandaşını boykota çağırıp, kendi işini milletine yıkmaz. Güçlü olan, gerekeni yapar. Ama güçlü olmak için, akıllı bir dış politika yürütmek gerekir. Güçlü olmak için, üreten, sağlam bir ekonomiye sahip olmak gerekir. Güçlü olmak için, memlekette demokrasiyi, hukuku ve adaleti hakim kılmak gerekir.
ERDOĞAN’A MACRON TEPKİSİ Hakarete karşı, daha büyük bir hakaretle cevap verirseniz, Macron’un Fransız kamuoyundaki gücünü artırırsınız. O nedenle Sayın Erdoğan’a sesleniyorum; Takındığın bu tavırla, Macron’u pişman etmedin, bilakis Macron’a destek çıktın. Türk dış politikasını, egona meze yapmaktan artık vazgeç. Yabancı ülkelerin ergen tavırlı liderlerine, hak ettikleri cevabı, aynı ergen tavırla değil, devlet adamlığıyla ver. Bulunduğun makama yakışan da, ülkenin menfaatine olan da budur. Aziz milletim, değerli milletvekilleri; Hayatın her alanında, akılla hareket etmek zorundayız. Aklın olmadığı yerde, işler mutlaka sarpa sarar. Ülke yönetimindeyse, akıl vazgeçilmezdir. Yaşadığımız zorluklar karşısında, aklımızı kullanamazsak, düze çıkmamız mümkün olmaz. Ülkemizin ve milletimizin geleceğini etkileyecek, bir bütçe dönemine daha girdik. İşte o sözünü ettiğim akla, bugünlerde çok daha fazla ihtiyacımız var. Ne var ki, iktidarın hazırladığı bütçede akıl var mı, işte orası koca bir muamma. 2021 BÜTÇESİ Şöyle özetleyeyim: 2021 bütçesi, iktidarın 2023 hedeflerini, 2053’e erteliyor. Yani bugünün sorunlarını gidermiyor, dertli vatandaşımıza, 30 yıl sonrasının hayallerini pazarlıyor. 2021 yılı bütçesinin ve üzerine oturduğu Yeni Ekonomi Programı’nın, bir vizyonu olmadığı gibi, ülkemiz için çizdiği bir yön de yok. Ana hatlarından anlıyoruz ki; Bu bütçe, Türkiye’nin fakirleştiğinin itiraf belgesidir. Bu bütçe, Türkiye’nin, aynı 1990’lı yıllarda olduğu gibi, yeniden “bütçe açığı – borçlanma - faiz sarmalına” girdiğini söylüyor.
meral akşener, erdoğan, macron