MHP'de kurultayı kim açacak çatışması
02 Haziran 2016 11:57
MHP’de yaşanan kurultay krizi, Genel Merkez ile parti içi muhalefet arasında karşılıklı hamle savaşına döndü
Genel Merkez, 19 Haziran’daki tüzük kurultayı için tüzüğün 64’üncü maddesini işaret ederek, “Genel başkanın inisiyatifi olmadan kurultayın açılışı ve değişiklik” olamaz dedi. Parti içi muhalefet ise bu hamleye Tüzüğün 62’inci maddesiyle karşılık verdi. Adaylar, “Büyük Kongre, partinin en üst düzeyde yetkili ve sorumlu karar organıdır” diyerek, delegelerin açılışı da değişikliği de yapabileceğini savunuyor.
MHP Genel Merkezi, Çağrı Heyeti’nin 19 Haziran’da düzenlenmesini istediği tüzükkurultayına katılmayacağını açıkladı. Parti kurmayları, Genel Merkez'in katılmayacağı kurultaydan çıkan sonucun da hukuksuz olacağını savunuyorlar. Kurultaydan çıkacak olan tüzük değişikliğini tanımayacaklarını belirten Genel Merkez yetkilileri, gerekçelerini de Tüzüğünün 64’üncü maddesine dayandırıyor.
AÇILIŞ YAPILAMAZ
MHP tüzüğünün “Büyük Kongrenin Açılışı” başlıklı 64’üncü maddesinde, “Büyük Kongre, Parti Genel Başkanı veya teşkilât işlerini yürüten Genel Başkan Yardımcısı yahut Genel Başkanın görevlendireceği Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden biri tarafından usulüne uygun olarak yoklama yapıldıktan sonra yeterli çoğunluk sağlanmışsa açılır” hükmünü içeriyor. Parti kurmayları, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin inisiyatifi olmadan bir tüzük kurultayının yapılamayacağını iddia ediyorlar.
SON VE KESİN KARAR YETKİSİ
Hürriyet’e konuşan Genel Başkan Adayı Meral Akşener’in avukatı Feridun Bahşi ise 64’üncü maddeye karşı tüzüğün 62’inci maddesini işaret etti. 62’inci maddede, “Büyük Kongre, partinin en üst düzeyde yetkili ve sorumlu karar organıdır. Parti teşkilâtının bütün birimleri ile her türlü Parti faaliyeti ve Parti politikası hakkında son ve kesin karar verme yetkisine sahiptir” hükmü yer alıyor. Büyük kongre delegesenin herşeyin üstünde olduğunu vurgulayan Bahşi, açılışın da yapılıp, tüzüğün de değiştirebileceğini iddia ederek şunları söyledi:
“Genel merkez ne işine gelirse onunla ilgili yorum yapıyor. MHP Genel Merkezinin mahkeme kararı karşısında herhangi bir görevi, sorumluluğu yoktur. Genel Merkez kongre yapamaz. Hele hele 10 Temmuz’da sabahtan tüzük değişikliği, öğleden sonra seçimli kongre yapmak zaten mümkün değildir. Çünkü hazirun listesini kesinleştirmeden seçime geçme imkanı yok. Bunu yapabilmek için seçimli kongrenin ilanın 15 gün içerisinde olması gerekir. Bu mümkün değil. Kafalarına göre imam arıyorlar. Bu yapılanlar abesle iştigaldir. Üç kişilik Çağrı Heyeti, tüzük kurultayının yapılması için tek yetkili durumdadır. Tüzük değişikliğini tanıyacaklar. Tanımazlarsa kendileri seçimli kongreye geçemiyorlar.
EN ÜST DÜZEYDE KARAR ORGANI
Tüzüğün 62’inci maddesine göre, bir partinin büyük kongre delegeleri, parti ile ilgili her türlü yetkiye sahiptir. Büyük kongre adına iş görürler, partinin sahibidirler. En üst düzeyde karar organıdır. Yani burada büyük kongrenin parti ile ilgili alamayacağı hiçbir kongre kararı yoktur. Büyük kongre, 19 Haziran’da herhangi bir yetki kullanırsa, Genel Merkez yetkililerinin yapabileceği birşey olacağını sanmıyorum. Büyük kongre Tüzüğün 64’üncü maddesini de aşar. 16 il başkanı bu davayı açtı. Çağrı Heyeti bu kongreyi yapmazsa, 16’sının davadan çekilmediği sürece Çağrı Heyeti kongreyi yapmak zorunda, yapmazsa cezai sorumluluk gerektiren bir durum ortaya çıkar. 40 yıllık hukukçuyum, Genel Merkez’den yapılan açıklamaları hukukun hiçbir yerine koyamıyorum.”
mhp, kurultay, tüzük, çağrı heyeti, genel merkez