Kılıçdaroğlu: Erken seçim ihtimali daha yüksek
23 Temmuz 2015 10:56
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ben erken seçim ihtimalini daha yüksek görüyorum. Koalisyon için iyi niyetli atılmış adımlar var ama gerçekçi olarak baktığımızda bunun bazı zorlukları var" dedi.
AKP-CHP koalisyon görüşmeleri sürerken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Yeni Şafak’a açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu hükümeti kuramaz da Cumhurbaşkanı görevi size verme gereği duyarsa görevi almak için saraya gider misiniz?" sorusuna "Umarım beni saraya çağırmaz" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu'nun Yeni Şafak'ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
AK Parti ve CHP arasında koalisyon görüşmeleri daha başlamadan 14 maddelik ilkeler açıkladınız. 'Olmazsa olmaz' dediğiniz hususlar nelerdir?
14 ilkemiz, biri hariç aslında evrensel ilkelerdir. Bunların içinde belki tartışma konusu olabilecek bir madde, cumhurbaşkanının anayasal sınırlara çekilmesi... Bu ilke belki tartışma konusu olabilir. Bize göre aslında bu da tartışma konusu olmamalı. Zaten cumhurbaşkanı anayasal sınırları içinde görev yapmak zorunda.
Koalisyon görüşmelerinde bu maddeyi masaya getirip bir ön şart olarak öne sürer misiniz?
Biz cumhurbaşkanının görüşmeler sırasında ne taraf olmasını ne de tartışılmasını isteriz. Sayın Cumhurbaşkanı anayasal sınırları içinde kalmalı, koalisyon görüşmelerinin bir parçası olmamalı. Eğer cumhurbaşkanını anayasal konumunda tutabilirsek ve öyle kalabilirse bizim açımızdan herhangi bir sorun yok.
'Cumhurbaşkanının tartışılmamalı' dediniz; bu yeni bir açılım mı?
Sayın Cumhurbaşkanı seçimler sırasında alanlara çıktığı andan itibaren tarafsızlığı konusunda bizde yarattığı düşünce 'Artık Sayın Cumhurbaşkanı tarafsız değil' şeklinde oldu. Çünkü açıkça iktidara oy istiyor. O zaman anayasa ile tanımlanmış ve yemin ile perçinlenmiş alanı dışına çıkmış oluyor. Bunun dışına çıkmadığı sürece herhangi bir sorunumuz yok zaten Sayın Cumhurbaşkanıyla. Ama çıktığı zaman doğal olarak biz eleştiri konusu yaparız.
Koalisyon için muhakkak üzerinde durulması gereken öncelikler neler?
Eğer bir hükümet kurulacaksa, bu hükümet birinci olarak 'yüksek profilli' olmalı. İkincisi, 4 yıllık süre için kurulmalı. Üç, samimi temeller üzerinde inşa edilmeli. Yani karşılıklı güven olması lazım. Eğer bu 3 koşul birarada olmazsa bu hükümet başarısız olur, ne size fayda sağlar ne de bize fayda sağlar. Bunu Sayın Davutoğlu'na da söyledim, kendileri de hak verdi. Biz tabanımızı neden koalisyon kurduğumuz konusunda elbette ikna etmeliyiz. Kuşkusuz Adalet ve Kalkınma Partisi de kendi tabanını 'CHP ile neden koalisyon kuruyoruz' hususunda ikna etmeli.
Neden koalisyon peki?
Türkiye'yi bekleyen çok temel sorunları var. Dikkat ederseniz yüksek profilli bir hükümet ihtiyacındayız demiyorum, zorundayız diyorum. Türkiye'nin Kürt sorunu gibi bir sorunu var; çözülmesi gerekir. 12 Eylül darbe hukuku var; değişmesi lazım. Başta anayasanın değişmesi lazım. Duygularımızdan, algılarımızdan arınarak ve aklımızı egemen kılarak Türkiye'nin bu temel sorunlarının çözümü noktasında biraraya gelmemiz lazım.
Koalisyon toplumu rahatlatır mı?
Evet, toplumsal bir rahatlama sağlayacaktır. Bu koalisyonun Türkiye'ye getireceği katkılardan birisi de o aslında. Yıllar yılı gerilen taraflar biraraya gelecekler. Gerilimden uzak bir toplum çıkacak ortaya aslında.
Siyasal bir uzlaşının ortaya çıkabileceğine inanıyor musunuz?
İnanmanın ötesinde diliyorum. Böyle bir tablonun ortaya çıkmasını istiyorum ama çok zor olduğunu da biliyorum. Bunları söylerken Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlara bakılırken 13 yıldır ülkeyi tek başına yöneten bir siyasi parti ve o iktidara muhalefet eden başka bir parti var. Bunlar biraraya gelip ülkeyi beraber yönetecekler. Gerçekçi olmamız lazım, bunun zorluğunu da düşünmemiz gerekiyor. Tabii ben arzu ederim. Demokrasilerde uzlaşı çok önemlidir. Siyasi partiler doğal olarak elbette farklı dünya görüşüne sahiptir, farklı kültürleri var. Dolayısıyla ülkeyi yönetme konusunda yüzde 100 koalisyon içinde bütün talepleri hayata geçirmek mümkün değildir. Ama uzlaşı kültürünü oluşturmak zorundayız.
17-25 Aralık konusu koalisyon görüşmelerinde gündeme geldi mi?
Hiç önümüze gelmedi ve hiç de tartışma konusu olmadı. Ben sadece bir örnek olarak verdim. Zaten bu konu yargının ve parlamentonun görevidir, icra organının değil. Dolayısıyla bu konu bizim alanımız değil. Diğer yandan yolsuzluklar konusunda ben Sayın Davutoğlu'nun duyarlılığını biliyorum. Aynı duyarlılığı biz de taşıyoruz. Diyelim ki parlamentoya bir yolsuzluk dosyası geldi. Bizim bütün vekillerimiz bu işin araştırılmasını isterler. Bir yerde bir şey varsa çıkmalı, bir şey yoksa da onun aklanmasına izin verilmeli. İyi niyetle yola çıkmalıyız. Bizim vekillerimiz düşüncelerini daha özgürce ifade
edebilirler ama sonuç olarak bizde bir parti disiplini de var, onu da sağlarız. Disipline aykırı hareket ederse onu disiplin kuruluna veririz.
AK Parti ile CHP'nin özellikle 'dış politika'da ayrışıyor. CHP Türkiye'nin tam olarak nerede durmasını istiyor?
Biz mevcut dış politikanın tamamen değişmesini istiyoruz. Ortadoğu'daki siyasal oluşumlara taraf veya karşı taraf olmak istemiyoruz. Tümüyle daha yukarıdan bakan, daha uzlaşmacı ve sorun çıktığında başvurulan ülke konumunda olmak istiyoruz. Tümüyle barış eksenli bir dış politika yürütülmesini istiyoruz. Suriye, İran, Irak, Libya ve İsrail'le ilişkilerimizin düzelmesini istiyoruz. Tabii Adalet ve Kalkınma Partisi bu politikayı değiştirme iradesine sahip mi sorusu koalisyonun zor alanlarından birisi. Çünkü bu politikanın mimarlarından biri Sayın Davutoğlu. Biz bu politikanın tamamen değişmesini istiyoruz.
'Paralel yapı ile mücadele' AK Parti'nin en çok önem verdiği konular arasında. Koalisyon olursa bu konuda duruşunuz ne olacak?
Biz devlette paralel yapıyı kabul etmeyiz ve doğru da bulmayız. Devletin bir yapısı vardır, o yapıyı anayasa belirlemiştir. Bunun dışında paralel bir devlet yapılanmasını hem doğru bulmayız hem de kabul etmeyiz. Ama bunu yaparken insanları inançları veya kimlikleri dolayısıyla suçlamamamız gerekir. O özel bir alan ama o kişi kendi düşüncesini yasalardan bağımsız olarak farklı bir süreç içinde değerlendiriyor ve paralel bir yapı oluşturmak istiyorsa her demokratik devlet paralel yapılarla mücadele eder. Bu da gayet doğaldır.
Bir erken seçim ihtimalini mümkün görüyor musunuz?
Evet. Ben erken seçim ihtimalini daha yüksek görüyorum. Koalisyon için iyi niyetli atılmış adımlar var ama gerçekçi olarak baktığımızda bunun bazı zorlukları var.
Muhalefet blokunun biraraya gelmesini önerdiniz. Hatta Sayın Bahçeli'ye Başbakanlık teklif ettiniz. Ancak tepkisi sert oldu. Sizi üzdü mü bu?
13 yıllık iktidara karşı yüzde 60'lık muhalefet blokunun biraraya gelip ülkeyi pekâlâ daha rahat yönetebileceğini düşünüyordum. Bu konuda çağrı da yaptım. Ama Sayın Bahçeli bunu uygun görmedi. Benim düşündüğümden çok daha sert cevap verdi. Siyasette bu tür sert söylemlere alışık olduğumuz için beni pek üzmedi ama şaşırttı. Çok iyi niyetlerle yapılmış bir teklif, üstelik bir başbakanlık teklifi ve hayata geçirilme şansı çok yüksek bir öneriydi. Olmadı. Söylenecek çok şey de yok. Sayın Bahçeli'ye özel kırgınlığım yok, onu da söyleyeyim.
Öngörünüz ne olur, bir erken seçim olursa?
CHP açısından çok fazla şey değişmez. Bazı anketler bizi bir puan artmış gösteriyor. Bir puan artar mı, bilmiyorum ama MHP oy kaybedebilir. Bu da hükümet kurma aşamasında biraz rijit davranmasıyla ilgili olabilir. Ama bence şöyle değerlendirmek en doğrusu; diyelim ki bir erken seçim oldu Adalet ve Kalkınma Partisi tekrar iktidar oldu. Tek başına iktidar olmak için 18 vekil eksiği var, bunu 25 sayı artırdı. Bu çoğunlukla 4 yıllık bir iktidar çok zor olur ve bu muhalefetle götüremez. Karar veremez, anayasayı değiştiremez, Kürt sorunu gibi devasa bir sorunu çözemez. Hele Ortadoğu'daki bu politika böyle devam ederse Türkiye çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalır. O nedenle koalisyon gerçekten de çok sağlıklı bir çıkış yolu.
Sayın Davutoğlu hükümeti kuramaz da Sayın Cumhurbaşkanı görevi size verme gereği duyarsa görevi almak için saraya gider misiniz?
Umarım beni saraya çağırmaz.
chp, kemal kılıçdaroğlu, abdülkadir selvi, haber, haberler, yeni şafak