Hollanda özür dilemeyecek
13 Mart 2017 09:09
Hollanda Başbakanı Rutte, Türkiye ile ilişkilerin yumuşatılmasından yana olduklarını ancak bunun için özür dilemeyeceklerini söyledi.
Hollanda hükümeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın "istenmeyen kişi" ilan edilerek sınır dışı edilmesi konusunda Türkiye'nin "özür dileyin" çağrısını reddetti. Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Türkiye ile gerilimin yumuşatılmasından yana olduğunu ancak özür dilemeyeceklerini söyledi.
"DELİ MİSİN?"
BBC Türkçe'nin haberine göre Rutte, katıldığı bir televizyon programında, Türkiye'nin "özür dileyin" çağrısının anımsatılması üzerine "İlişkilerin yumuşatılmasından yanayız. Ama özür dileyerek değil. Deli misin?" yanıtını verdi.
Hollanda, Cumartesi günü Türk seçmenlerle buluşmak üzere Rotterdam'a giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Bakan Kaya'nın inişlerine izin vermedi. Kaya, iniş izninin iptal edilmesinin ardından karayoluyla Hollanda'ya geçti.
Bakan Hollanda'daki o fotoğrafları paylaştı
Rotterdam'daki Türk Başkonsolosluğu'na gitmek isteyen Kaya'ya Hollanda polisi izin vermedi ve "persona non grata" (istenmeyen kişi) ilan edilen Türk bakan, Almanya'ya sınır dışı edildi. Dışişleri Bakanı Bert Koenders de gündemlerinde Türkiye'den özür dileme seçeneği bulunmadığını vurguladı. Hollandalı bakan, Türkiye ile diyalog arayışının sonuç vermemesi halinde "sert önlemler almaya hazır olduklarını" söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda'nın tavrını "skandal ve terbiyesizlik" olarak nitelendirdi ve bedelini ödeyeceklerini söyledi. Erdoğan ayrıca, daha önce "Nazi kalıntısı" olarak tanımladığı Hollanda'nın bu davranışının Avrupa'da Nazizm'in "hâlâ ayakta olduğunu" ortaya koyduğunu da belirtti.
Fransa'da açıklama yapan Mevlüt Çavuşoğlu'ndan satır başları şöyle:
"Kendi başkonsolosluğumuza girişimizi engelliyorlar. Bir kadına karşı yapılan utanç vericidir. Bunlar ne kullanıyorlar, ne yiyip ne içiyorlar bilmiyorum ama gerçekten sınırı aşmışlar. Ve yine kendi başkonsolosluğumuza girişimize izin vermiyorlar. Burası Viyana sözleşmesine göre, başkonsolosluklar o ülkenin toprağıdır. Benim toprağıma girmesini sen engelliyorsun. Hem de büyükelçilik aracında, maslahatgüzarı da engelliyorlar. Maslahatgüzarımızı ve başkonsoloslarımızı tutukluyorlar. Bunların hangisi kabul edilebilir bir uygulama? Peki bunların hangisi altta kalacak bir uygulama? Biz bunun hesabını sormaz mıyız? Biz bunun hesabını soracağız.
hollanda, dışişleri bakanı, bert koenders, fatma betül sayan, mevüt .avuşoğlu