• USD  34,28
  • EURO  37,18
  • BORSA  8.828,79
  • ALTIN  3.005,56
SON DAKİKA

HDP’li Beştaş, 15 yaşındaki Vedat Ekinci’nin ölümünü Meclis’e taşıdı

HDP’li Beştaş, 15 yaşındaki Vedat Ekinci’nin ölümünü Meclis’e taşıdı

02 Ağustos 2019 14:19

“Bu ölüm de göstermiştir ki; , yaşam hakkı kolluğa yönelik “önleme hukuku “ adı altında getirilen düzenlemeler ile yok sayılmakta ve şiddet meşrulaştırılmaktadır” diyen Beştaş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a 17 maddelik soru yöneltti.


“Hakkari’de Vedat Ekinci adlı bir çocuk öldürüldü, duydunuz mu? Bu konuda ne yaptınız?”

HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Hakkari’nin Derecik ilçesine bağlı Çemekurk köyünde yaşayıp, sınır ticareti yaparak geçimlerini sağlayan köylülerin üzerine dönüş yolunda Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait helikopterden açılan ateş sonucunda 15 yaşında hayatını kaybeden Vedat Ekinci’ye Meclis gündemine taşıdı.

“Bu ölüm de göstermiştir ki; , yaşam hakkı kolluğa yönelik “önleme hukuku “ adı altında getirilen düzenlemeler ile yok sayılmakta ve şiddet meşrulaştırılmaktadır” diyen Beştaş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a 17 maddelik soru yöneltti.

Son aylarda kolluğun “yanlışlıkla vurduğunu” ifade ettiği olayların artmış olduğuna dikkat çeken Beştaş’ın, Fuat Oktay’a soru önergesi ve gerekçesi şöyle:

Türkiye’de uzunca bir dönem tartışılan meselelerden birisi de asker ve kolluğun orantısız güç kullanımı sonunda meydana gelen sivil ölümlerdir. Genellikle “dur ihtarına” uymadığı gerekçesiyle kolluğun önleme sorumluluğunun ötesine geçen orantısız güç kullanımı neticesinde çok sayıda sivil ölüm gerçekleştiyse de mevcut yasal düzenlemeler ve yargı organlarının cezasızlık uygulamaları nedeniyle konu meşru bir zemine taşınmaktadır. Ancak meydana gelen vakalarda, kolluğun önleme sorumluluğunu başka yöntemlerle gerçekleştirmesi mümkünken silah kullanarak yetkisini aşmış olduğuna tanık olmaktayız. Bilhassa son aylarda kolluğun “yanlışlıkla vurduğunu” ifade ettiği olaylar artmış durumdadır.

1 Ağustos 2019 tarihinde 15 yaşındaki Vedat Ekinci adlı çocuk, Hakkâri ili Derecik ilçesi, Samanlı Köyü, Çemekurk mevkiinde erzak taşımakta iken askeri noktadan açılan ateş sonucu yaşamını yitirmiştir. Valilik tarafından yapılan açıklama ise “01.08.2019 günü Kuzey Irak sınırından İlimiz Derecik İlçesi sınırına 2 kilometre mesafede sınırlarımız dışında Ülkemiz Sınırına terör örgütü tarafından yoğun olarak kullanılan bölgeye kaçak yollarla girmeye çalışan şahıslara Sınır Birliklerimiz tarafından dur ihtarında bulunulmuştur.

Ancak dur ihtarına uymayarak sınırımıza doğru Kuzey Irak tarafından ilerleyen şahıslara angajman kuralları gereği uyarı ateşi yapılmıştır. Bölgenin engebeli ve kayalık olması sebebiyle seken mermi çekirdeği 1 vatandaşımızın yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Yaralı vatandaşımız olay yerinde bulanan Hudut Birliklerimize ait araçlar ile Derecik Sahra Hastanesine kaldırılmış, yapılan tüm müdahalelere rağmen maalesef hayatını kaybetmiştir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur." şeklinde olup Vedat Ekinci’nin ölümü meşru bir zeminde ifade edilmiştir.

Geçtiğimiz aylarda yine Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi Onbaşılar köyünde koyunları otlattığı esnada askeri bölgeden açılan ateş sonucu ağır yaralanan 46 yaşındaki Sertip Şen, hayatını kaybetmişti. Sertip Şen’le ilgili yapılan soruşturmada silahın sözleşmeli Er H.A’ya ait olduğu, ateş eden kişinin ise Uzman Çavuş M.T. olduğu, Şen’in askeriyeye ait HK33 Piyade Tüfeği silahıyla öldürüldüğü tespit edilmiş ise de gözaltına alınan Uzman Çavuş M.T. adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakılmıştır. Benzeri bir olay 14 Nisan 2019 günü sabaha karşı Diyarbakır Sümerpark’ta gerçekleşmiş olup arkadaşı ile oturmakta olan Recep Hantaş, polis kurşunu ile öldürülmüş, kolluk “yanlışlıkla vurduğunu” ifade etmiştir. Buna ilişkin tutuklanan kolluk görevlisi ise CİMER’e yapılan başvuru neticesinde tahliye edilmiştir.

Recep Hantaş cinayeti zanlısı polis K.B.’nin oğlu A.B., babasının tutuklanmasından 12 gün sonra, 26 Nisan’da saat 00:10’da Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER), babasının tahliyesi talebiyle başvuruda bulunmuş; CİMER, 24 Mayıs’ta talebi Adalet Bakanlığı’na iletmiştir.

Bakanlık ise aynı gün başvuruyu Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirmiş ve bunun üzerine Diyarbakır 5’inci Sulh Ceza Mahkemesi, aynı gün K.B.’nin tahliyesine karar vermiştir. Tüm bu gelişmeler ise kolluğun gerçekleştirdiği ölümlerin meşru görüldüğüne ve cezasızlık politikasının ise yeni ölümleri beraberinde getirdiğine ilişkin mevcut kaygıları artırmaktadır.

1- Hakkari/Yüksekova’da Vedat Ekinci adlı bir çocuk öldürüldü, duydunuz mu? Bu konuda ne yaptınız?

2- Valilik tarafından yapılan açıklama bağlamında “dur ihtarına” uyulmamasının karşılığı ölüm müdür? Kolluk dur ihtarına uyulmama durumunda kişiyi engelleyici hamle yapması gerekirken neden bu yetkiyi aşarak kişileri doğrudan öldürmektedir?

3- Valilik tarafından yapılan açıklama 15 yalındaki bir çocuğun ölümünü meşru zemine taşımakta olup bu tür yaklaşımların sivil ve çocuk ölümlerini artırması karşısında neden önlem almıyor ve idari mercilerin “yaşam hakkı” karşısında daha duyarlı olmalarına yönelik bir tutum geliştirmiyorsunuz?

4- Sınır birlikleri olarak adlandırılan askeri personel, durdurma yetkisi kapsamında neden başka yöntemler denemek yerine öldürmeyi tercih etmiştir?

5- Silah kullanma yetkisini orantısız bir şekilde kullanarak Vedat Ekinci’nin ölümüne neden olan askerler hakkında adli ve idari işlem başlatılmış mıdır?

6- Kolluğun “yanlışlıkla öldürdüğünü” itiraf ettiği Recep Hantaş’ın ölümü nedeniyle tutuklu bulunan polis memurunun oğlu tarafından CİMER’e yapılan başvuru neticesinde tahliye edildiği bağlamında, öldürenler CİMER’e başvuru yapınca tahliye mi oluyor?

7- Recep Hantaş’ı vuran kolluk görevlisinin CİMER vasıtasıyla tahliye edilmesi ile bu tür cinayetlerin meşru görüleceği kaygısını neden taşımıyor ve bu tahliyeyi gerçekleştirmekten ötürü neden sorumluluk duymuyorsunuz?

8- Yoksa kolluğun gerçekleştirmiş olduğu sivil ölümlerini “normal” mi görüyorsunuz?

9- Sertip Şen’i öldüren çavuşun da serbest bırakıldığı nazara alındığında güvenlik görevlileri işledikleri suçlardan ötürü hangi gerekçe ile korunuyorlar?

10- Cumhurbaşkanlığı neden yaşam hakkı ihlal edilenlerin değil de yaşam hakkını ihlal edenlerin yanında yer alıyor?

11- Bu tutum, mevcut iktidarın bu tür ölümleri desteklediği ve meşru gördüğü anlamına mı geliyor?

12- Son 17 yılda askerler tarafından açılan uyarı ateşleri sonucu ve dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle açılan ateş sonucu kaç yurttaş yaşamını yitirmiştir?

13- Son 17 yılda uyarı ateşi açarak yaşam hakkı ihlalinde bulunan kaç güvenlik görevlisi hakkında soruşturma başlatılmış, kaç dava açılmıştır?

14- Son 17 yılda açılan davalar neticesinde kaç güvenlik görevlisi beraat etmiş, kaçı mahkûm edilmiştir?

15- Güvenlik görevlilerinin açtıkları ateşler yahut ortada bırakılan mühimmat patlamaları neticesinde çok fazla can kaybına neden oldukları bilinmekle birlikte neden ceza almamaktadırlar?

16- Neden yaşam hakkı ihlali karşısında güvenlik görevlileri korunmaktadır?

17- Ceylan Önkol’un ölümünden sorumlu olanların yahut Roboski katliamının sorumlularının etkin bir şekilde yargılanmamalarının bu tür ölümleri artırdığını düşünüyor musunuz? Bu konuda yargı mekanizmasının etkin bir şekilde işlemesi ve bu tür ölümlerin önlenmesi için bir çalışma yürütülmesi gündeminizde olacak mıdır?

(Turkiyegundemi.com)


hdp, haber, meral danış beştaş, Vedat Ekinci
ÖNCEKİ Bir cennete daha el atıldı,bu kez AKP'liler de isyan etti SONRAKİ Hablemitoğlu'ndan Rasim Ozan tepkisi