Erdoğan’dan bürokrasiye dolar fırçası

14 Ocak 2017 14:25

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Sorunumuz süratli hareket edememek. İlgili kurumlarımız ihtiyatlı bir şekilde harekete geçiyorlar. Son günlerde yaşanan döviz spekülasyonlarında olduğu gibi milletimizin morali bozuluyor" dedi.

umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ,Borsa İstanbul Kuruluş Yıl Dönümü Programı ve Yeni Hizmet Binasının açılış töreninde konuştu. Erdoğan’ın gündeminde doların ‘önlenemeyen yükselişi’ vardı.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları

Borsa üzerinden faizler üzerinden ülkemizi krizlere sürükleme çabaları hep oldu. Büyük projeleri engellemek için kredileri zorlaştırmak için her yolu denediler. Şunu herkes biliyor artık. Eski Türkiye yok. Türk ekonomisinin çapı çok çok büyüdü. Buna rağmen ülkemize yönelik ekonomik saldırılar durmuş değil. Milletimiz bu oyunu gördüğü için istikbalin önemli parçası ekonomimize sahip çıkıyor. 15 Temmuz geceleri darbecilerin silahlarını durduran halkımız ülkesine ekonomik saldırılara karşı siper oldu. Demokrasi nöbetleri gibi ekonomi nöbetleri tuttular. Biz direndikçe saldırı çıtasını yükseltiyorlar. Biz de bunların alternatiflerini üretiyoruz.

Bizim bu saldırıyı karşılayacak gücümüz ve imkanlarımız vardır. Tüm çabalarımıza rağmen üstesinden gelemediğimiz hastalığımız yüzünden bu görüntü oluyor. Sorunumuz süratli hareket edememek. İlgili kurumlarımız ihtiyatlı bir şekilde harekete geçiyorlar. Son günlerde yaşanan döviz spekülasyonlarında olduğu gibi milletimizin morali bozuluyor.Atılması gereken adımlar konusunda hızlı ve kararlı olunması gerekir. Döviz kurundaki şişkinliğin giderilmesiyle birlikte bekle gör politikasının sona ereceğini ümit ediyorum. Esasen ortada üstesinden gelinemeyecek bir mesele yok. Tüm sıkıntılara rağmen geçtiğimiz yıl ülkemizin aldığı pay tüm zamanların rekorunu kırdı.

Özellikle Avrupa Birliği ve ABD gibi ülkelere ihracatımız tarihimizin en yüksek seviyelerine ulaştı. Dünya genelinde ürün fiyatlarında yaşanan düşüş ve parite etkisidir. Hiçbiri de bizim elimizde olmayan bu sorunlar olmasaydı, Türkiye’nin ihracatı çok daha yüksek olacaktı. Türkiye ekonomisinin çok kısa bir sürede bugünkü sıkıntıları atlatacağına yürekten inanıyoruz. Biz her sıkıntımızda olduğu gibi ekonomideki sorunlarımızı da savunmada değil hücum pozisyonunda aşabiliriz.

Eğer kısır döngüye girersek önümüzdeki engelleri aşamayız. Salt finans değil, reel ekonomi bu noktada çok çok önemlidir. Zaten dikkat ederseniz, salt finans sektörü bile o rakamları reel ekonomiyle ilişkilerinin zaman zaman iktidarımızdan önce elindeki o finans imkanlarını reel sektördeki adımlarla kullananlar hem kendini hem ülkeyi batırdırlar. Ekonomi insandır. İnsana dair herşeydir. Bizim insanımız şu anda dimdik ayaktadır. Dünyada hiçbir toplumun gösteremeyeceği kahramanlıkla bu millet yeni destanlar yazmaya hazırdır. Omurga sağlam olduktan sonra ufak tefek yaralar bizi yolumuzdan alıkoyamaz.

Geçenlerde yine söyledik bu işi geciktirmeyin. Kendinize güvenin ülkeye güvenin ülkede istikrar var. Güven var. Bu iki sihirli kavramı asla ihmal etmeyin. Şimdi bir şey daha söylüyorum. Risk alın. Risk almadıktan sonra bu iş yürümez. Benim ekonomi tahsilinde hocalarımdan öğrendiğim ekonomi risktir derler. 40 yıllık siyasi yaşamımda inanmışımdır buna. Hayat risktir. Hayır diyemezsiniz. Nerede ne zaman gideceğimiz belli mi? Değil. Hiç ummadığınız anda ummadığınız olaylarda ölümle de başbaşa kalırsınız hastalıklarla da. Buradan bir kez daha ülkesinin ve milletini seven bu topraklara karşı sorumluluk hisseden herkesi harekete geçmeye davet ediyorum. Yatırımlarımızı siparişlerimizi üretimimizi ticaretimizi artırmak için ekonomi çarklarının işleyişine ivme kazandırmak zorundayız.

İlgi yeniden artıyor ülkemize yeni yatırımlar için ziyaretimize gelip nasıl adımlar atacağız diye konuşanlar var. 2 milyon dolarlık yatırımla ülkemize giren veya 2 milyon doları getiren ki vatandaşlık imkanını alabilecek. Bunlar önemli adımlar. Bunun da riski var. Buna karşı çıkanların olduğunu da biliyorsunuz. Derdimiz başka bizim istiyoruz ki küresel bir yapıyı, adeta bir küresel vatandaşlık anlayışıyla ülkemizi merkez alıyoruz. Bu ülke kendisine güvenen ve yatırım yapan hiçkimseyi mahçup etmemiştir. Etmeyecektir. Bizim iş dünyamızın da çok güçlü bir şekilde sahaya inmesi gerekiyor. Döviz oyununu ikide bir bize dayatanların başında patlatacak şekilde bozmalıyız.