Erdoğan: Ortada çok garip bir senaryo var
24 Nisan 2018 13:28
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu. Erdoğan dün TBMM'deki 23 Nisan özel oturumunda yaşanan gerginlikle ilgili CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in sözlerine sert tepki gösterdi.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:
Adıyaman’da bu gece 03.34’te 5.1 büyüklüğünde malum deprem oldu. Çok şükür can kaybı yok, 13 yaralımız var. Maddi hasarlar da zaten giderilir.
Seçim Kanunu'ndaki değişiklik paketi başta olmak üzere tatile girmeden yapmamız gereken çok önemli çalışmalar var. Bunları süratle tamamladıktan sonra hemen seçim çevrelerine dağılacak, inşallah sahada gece-gündüz çalışmaya başlayacağız.
Milletimizin ve tüm çocuklarımızın dün coşkuyla kutladığımız 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı bir kez daha tebrik ediyorum.
'GERÇEĞİ TEKRAR HATIRLATMAK İSTİYORUM'
Dün Meclis Genel Kurulu'nda şahit olduğumuz görüntüleri, yapılan tartışmaları tasvip etmediğimi bir kez daha ifade etmek isterim. Kendi hastalıklı siyasetlerini, ülkemizin milli bayramını zehirlemek için kullananları buradan şiddetle kınıyorum. Milletimizin 15 Temmuz destanını önemsizleştirmek, kendisinin o gece darbecilerin açtığı yoldan kaçtığını gizlemek isteyen zatın hezeyanları artık şehitlerimize saygısızlık boyutuna ulaşmıştır. Dün yalan yanlış ifadeleri kullananlara ben buradan gerçeği tekrar hatırlatmak istiyorum.
15 temmuz gecesi i saat 23:17, anamuhalefetin başındaki zat Atatürk Havalimanı’nda. Orada tankların başlarındakilerle görüşmeler yapılıyor, sonra tanklar yolu açıyor ve Bay Kemal oradan Bakırköy’e kaçıyor. Ve Bakırköy belediye başkanının evinde misafir ediliyor. Orada kahvesini yudumlarken bir taraftan da gelişmeleri takip ediyor.
'DÜN ORADA BİR TERBİYESİZ VARDI'
Tabii biz daha sonra Marmaris’ten Atatürk Havalimanı'na geliyoruz. Benim Marmaris’ten gelişimin nasıl olduğunu, dün orada bir terbiyesiz vardı. Nasıl olduğunu nasıl biliyorsun? Olayı yaşayan benim. İnsanda ahlak denilen bir şey olur.
Dün orada bir terbiyesiz vardı, kalkıp İstanbul emniyet müdürüyle şöyle konuşmuşuz, oraya da böyle inmişiz. İnsanda izan, ahlak denen bir şey olur. Sen 23.17’de oradasın, biz ise Marmaris’ten oraya uçağımızla geliyoruz.
İndikten sonra on binler orada. Sen CHP’lileri kandırabilirsin, ama o on binleri kandıramazsın. Siz her zaman kuyruğu kıstırıp kaçtınız zaten. Sizler Bağdat Caddesi’nde alkışlayanlardan oldunuz. Ve o gece bütün bu olaylar olduktan sonra, o gece 16 saat süren bu operasyonu biz bizzat havalimanında yönettik. Bay kemal, sen neredeydin o saatlerde? Sen kahve yudumlarken, biz Atatürk Havalimanı’nda bakan arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım ve tüm o milli kahramanlarla beraber oradaydık.
Ertesi gün cuma ve biz oradan ayrılmadık. Operasyon bitti, bitene kadar orada biz dimdik durduk. Genelkurmay’ı vekaleten orada Ümit Paşa’ya verdik. Bay Kemal bunları biliyor musun?
Dün baktın ki Cumhurbaşkanı balkonda oturuyor, konuşma yok. Oradan bol bol sallıyorsun. Ve edepsizce el kol hareketi yapıyorsun. Sen bu el kol hareketini, yaptırmam ya… AK Parti genel başkanına belki yapabilirsin, ama bu ülkenin cumhurbaşkanına yapamazsın. Bir defa haddini bileceksin. Ama bunlarda böyle bir şey yok. Böyle bir ahlak anlayışı yok. Dolayısıyla da dün tabii oradaki gelişmeler gerçekten bir afet, bir felaketti.
'HER ŞEY OLABİLİR'
Önce Bay Kemal 15 tane adamını gönderdin sen sözde İYİ Parti’ye. Peki bu 15 tane adamın senin sözde İYİ Parti’yi kabul etti mi? Kabul etmedi. Niye? Dün baktım ki sözde İYİ Parti’nin koltuklarında senin 15 adamın yok, hâlâ CHP koltuklarında duruyor. Niye oraya gitmediler? Demek ki gönderdiğin yeri beğenmediler. Demek ki anlaşamadın, ikna edemedin. Ve bundan sonra senaryo nasıl çalışacak bilemiyorum. Her şey olabilir, onu da söyleyeyim. Ama sözde İYİ Parti, dün orada bir üç-dört kişi vardı. Arka koltuklar boş, onlar nerede? Onlar CHP grubunun sıralarında. Ama böyle bir fırsat oldu ve bu fırsatı sözde İYİ Parti değerlendirmiş oldu.
'ÇOK GARİP BİR SENARYO ORTADA, PİYASADA'
En güzeli şu, şu anda çok garip bir senaryo ortada piyasada. Hafta sonuna kadar bakalım nasıl oynanacak. Bizim böyle bir sıkıntımız hamdolsun yok. Biz bu konuda adımımızı atmışız, bir taraftan manifestomuzu bir taraftan seçim beyannamemizi hazırlıyoruz ve yoldayız. İlkini ayın 6’sında açıklayacağız, bu manifestomuz olacak. Ardından da inşallah aday tanıtım toplantımızda da seçim beyannamemizi tüm milletimize açıklama imkânını bulacağız.
'BİR DEFA HADDİNİ BİLECEKSİN YA'
Bu zat, geçtiğimiz günlerde yine mezhepçi saplantılarına yenik düşerek Osmanlı’ya iftira attı. Ya bu ne edep dışı bir yaklaşımdır. Osmanlı’yı, kurucu unsuru olan Yörüklere, Türkmenlere zulmetmekle itham eden bu zatın gönül dünyasının milletimizden ne kadar uzak olduğunu bu vesileyle bir kez daha görmüş olduk. Bir defa haddini bileceksin ya. Onlara teslim ettiği halde, can güvenliğini onlara teslim ettiği halde sen nasıl oluyor da Yörüklerden, diğer obalardan Osmanlı'yı koparmaya çalışıyorsun? Bizim ecdadımız bırak Yörüklere zulmetmeyi, Avrupa’nın içlerinden Afrika’nın derinliklerine kadar zulüm gören kim varsa hepsinin yanında olmayı kendine görev bilmiştir. Bu zatın iflah olmayacağı iyice anlaşılmıştır. Bu zatın boyunun ölçüsünü, tabii yüreği yetip meydana çıkabilirse inşallah 24 Haziran’da göreceğiz.
'NİYE SAĞDA-SOLDA ADAY ARIYORSUN YA?'
Ve dün Meclis’te tüm Türkiye’nin gözü önünde yaşanan hadiselerin takdirini ben milletime bırakıyorum. Sadece dünkü görüntünün dahi, Türkiye’nin yönetim değişikliğine gitmesinin ne kadar isabetli olduğunu ispatladığına inanıyorum. Bay Kemal zaman geçirme, gel hemen aday oluver. Niye sağda-solda aday arıyorsun ya? Gel aday oluver. Benim aziz milletimin sana muhabbetini de görelim. Hiç vakit kaybetme ve yola erken çık.
'ACABA ŞU ANDA BU 7’NCİ OHAL DAHİL, BİR TANE FABRİKADA BÖYLE BİR GREV SÖZ KONUSU MU?'
OHAL’in üç ay daha devam etmesi kararını aldık. Aynı gün yaşanan başka bir önemli hadise vardı. OHAL ile ilgili rahatsızlığı da değerlendirmem lazım. Bay Kemal, bir defa sen memurdun. O zaman OHAL kararları nasıl alınır, nasıl devam eder, etmez bilmezsin. Ama bil ki bu ülkede OHAL ile idare edildiği günler, bizim OHAL kararlarını uyguladığımız gibi cereyan etmiş dönemler değildi. O zamanlar fabrikalar sürekli greve giderdi. Ve bu grevlerle fabrikalar çalışamaz hale gelirdi. Buradan tüm sanayi kesimine seslenmek isterim. Acaba şu anda bu 7’nci OHAL dahil, bir tane fabrikada böyle bir grev söz konusu mu? Böyle bir şey olduğu anda zaten en büyük tutanağımız ne? OHAL, anında müdahalemizi yapıyoruz. Ve OHAL çok ciddi bir çözüm kaynağımız oluyor. Ve şu süreç içerisinde Türkiye’de sanayi durmamıştır. Bunları durdurmaları da söz konusu değildir. Huzurun olduğu bir ortam var, böyle bir ortamda OHAL’in olmamasını talep ediyorlar? Niye? Çünkü tezgâh bozulacak da onun için. Size biz bu tezgâhı bozdurmayız.
Akıl veriyor; “Afrin’e girmeyin.” Niye girmeyelim Afrin’e? Dertleri başka, çünkü terör örgütleri oralarda cirit atıyor. Cirit atmaya devam etsin, bunu istiyor. Bunlara kalsa, “Cudi’de ne işiniz var, Tendürek’te ne işiniz var” Bay Kemal, biz o Cudi’den, Gabar’dan hatta Kandil’den çıkmayacağız bunu bilesin.
'ETKİSİZ HALE GETİRİLEN TERÖRİST SAYISI 4 BİN 272'
Bugün yine sordum, şu anda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 4 bin 272. Kuzey Irak’ta ne oldu? 353. Yurtiçinde ne oldu? 258. Durmak yok, yola devam.
'ONLAR MEHMETÇİĞİMİZLE BERABER SURİYE’NİN KUZEYİNDE ÖLÜMÜ ÖLDÜRDÜLER'
Bakınız çok enteresandır, kendileri gidişimizden rahatsız oldu. Sağ olsun sonra kendisi de gidip karakol ziyareti yaptı. Bu iyi bir gelişme. Ve biz bu yolda Mehmedimizle hep beraberiz. Biz bu yolda ÖSO ile de beraberiz. O ÖSO’daki kardeşlerimizin Mehmetçik ile beraber vermiş oldukları mücadeleyi biz bir kenara koyamayız. Onlar Mehmetçiğimizle beraber Suriye’nin kuzeyinde ölümü öldürdüler. Ve bayrağımızı kendi bayraklarıyla beraber oradaki kurumlara diktiler. Mesele bu. Bay Kemal ne dedi? “Bunlar teröristtir” dedi. Düşünün benim Mehmedimle beraber o arazide hayatını hiçe sayan, şehadet şerbeti içen sayısı 200’ü aşan bu insanlara terörist diyecek kadar alçalan kişiler bunlar.
'GRUP KONUŞMAMIZDA BEN İKİ DEFA SEÇİMLERİN 2019 KASIM’DA YAPMAKTA BEİS GÖRMEDİM'
MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli, erken seçim teklifi yaptı. Bunun için 26 Ağustos tarihini kendileri teklif ettiler, biz henüz kendi içimizde müzakeresini yapmadığımız için grup konuşmamızda ben iki defa seçimlerin 2019 Kasım’da yapmakta beis görmedim. Arkadaki odamızda arkadaşlarımızla bir istişare yaptım. MGK ve Bakanlar Kurulu toplantılarımızın ardından istişarelerimiz sürdü. Bahçeli ile daha önceden planlanan kararlaştırılmış bir görüşme kararı vardı. Onu da gerçekleştirerek erken seçim meselesini kendisiyle değerlendirme imkânını bulduk. İstişarelerimiz devam etti. Bilindiği gibi anamuhalefet partisi eskiden beri erken seçim çağrısı yapmıştı. Biz anamuhalefetin böyle boş işlerine alışık olduğumuz için milletimiz ne istiyor ona baktık ve hareket tarzımızı da ona göre belirledik. Daha biz herhangi bir açıklama yapmadan anamuhalefet partisinin ‘hodri meydan’ diyerek ortaya atıldığını gördük.
'TÜRKİYE’Yİ İÇİNE DÜŞTÜĞÜ ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARINDAN KURTARMA KARARI ALDIK'
Halbuki bizim önümüzde kullanabileceğimiz 1.5 yıllık bir dönem vardı. Yani 1.5 yıl daha bu koltukta oturmamız mümkündü. Uzun istişareler sonunda bu 1.5 yıllık dönemden fedakârlık yaparak Türkiye’yi içine düştüğü erken seçim tartışmalarından kurtarma kararı aldık. Ağustos ayının geç bir tarih olduğunu da değerlendirdik. Seçimlerin 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılmasının doğru olacağını kesinleştirdik.
'BURADAKİ AMAÇ SÖZ KONUSU PARTİYİ SEÇİME SOKMAK DEĞİL'
Böylece Türkiye’yi 16 Nisan 2017 halkoylamasının ardından artık adından ‘eski’ diye söz ettiğimiz, ama seçimlere kadar yürürlükte olan sistemden de kurtarma imkânını elde etmiş oluyoruz. 24 Haziran’ı ilan etmemizin ardından Meclisimizde gereken süreçleri tamamlayarak hemen erken seçim kararını aldık. YSK ile seçim takvimini yavaş yavaş oluşturuyor. Seçime 10 siyasi parti katılıyor. Tabi bu arada eski Türkiye siyasetinin hastalığı olarak bildiğimiz garip bir durumla da karşılaştık. O da anamuhalefet partisinden 15 vekil bir başka partiye geçerek bu partinin Meclis’te grup kurabilmesini sağladılar. 15 vekilin kendi siyasi iradeleri dışında parti talimatı olarak bu işi yaptıklarını gösteriyor. Buradaki amaç söz konusu partiyi seçime sokmak değil. Bu tuhaf operasyonun gayesini önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Siyasette ittifakları hukuken meşru kılan biziz, biz. Bunun adımlarını biz attık.
'AK PARTİ İLE MHP’NİN İTTİFAKI ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE 81 MİLYONUN GÖZÜ ÖNÜNDE YAPILMIŞTIR'
Çıkmış Siirt’den benim aday olduğum dönemi anlatıyor. Ya bilmiyorsun ya, bu anlattıklarının hepsi yalan ya. Sizin karakteriniz de yalan var. Onu da doğru öğrenememişsin. Kaldı ki bu işin şekli bununla yakından uzaktan alakalı değil. Ama bir şey uyduracaklar ya. Bir yalan, iftira uyduracaklar ya. Biz buralara öyle gökten zembille inmedik. Biz buralara çalışarak geldik. AK Parti ile MHP’nin ittifakı şeffaf bir şekilde 81 milyonun gözü önünde yapılmıştır. Karşımızdakiler ise karanlıkta birbirlerine göz kırparak iş tutuyorlar. Tek gayesi Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı olan bir ittifak kurmaya çalışıyorlar.
Anamuhalefetin etrafında kümelenen bu tezgâh bizim meselemiz değildir. İşte o geçmişteki Güneş Motel olayının içerisinde olanları nasıl milletim cezalandırdıysa, bunlara da vereceği ceza odur. Biz bugüne kadar hep olduğu gibi bundan sonra da sözümüzü sadece milletimize söyleyeceğiz.
'BİZ ÖYLE MASA BAŞI KURULMUŞ BİR PARTİ DEĞİLİZ'
Bir seçim maratonunu biz zaten başlattık. Biz zaten arazideyiz. Şimdi de seçime kadar geçecek süreyi en verimli şekilde kullanmaya çalışacağız. Büyükşehirlerden sadece İzmir ve İstanbul kaldı. Bunları da yapacağız. Biz partiyiz parti. Biz öyle masa başı kurulmuş bir parti değiliz. Ve bu partinin ilkeleri, çalışması her şeyi bir farkın ifadesidir.
Seçim iklimine girdiğimize göre ilk mitingimizi İzmir’de yaparak bismillah diyeceğiz. Pazar günü de İstanbul’da gençlik kollarımızın il kongresini miting havasında değerlendireceğiz. Yine inşallah Mayıs ayı içerisinde Avrupa’daki ilk kapalı spor salonu toplantımızı da inşallah yine bir Avrupa ülkesinde gerçekleştireceğiz. Bütün hazırlıklar tamam, şimdiden hangi ülke olduğunu açıklamak istemiyorum.
Bizim yeni dönemde milletimize taahhütlerimiz şunlar olacaktır. Yeni dönem daha fazla demokrasi dönemi, daha güçlü hukuk devleti dönemi olacaktır. Daha fazla refah, daha fazla zenginlik, daha geniş özgürlük dönemi olacaktır. Kalıcı huzurun, kalıcı güven ortamının dönemi olacaktır. Her ne kadar nüfus artış hızımız arzu ettiğimiz düzeyde olmasa da hala dünyanın en genç nüfusa sahip ülkelerinden biri olarak 24 Haziran’ın asıl gençlerimizin seçimi olacağına inanıyorum. Gençlerimize ve çocuklarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını vesayetlerden darbelerden uzak bir şekilde hayata geçirebilecekleri bir zemin oluşturuyoruz.
Dünyayı 360 derecelik bir bakış açısıyla tarayacak hiçbir coğrafyadan uzak kalmamaya özen göstereceğiz.
Özellikle insani dayanışma, işbirliği, dostları çoğaltma konusunda daha çok mücadele edecek hem de sahadaki faaliyetlerimizi artıracağız.
Suriye’de Tel Rıfat ve Münbiç’te, diplomatik öncelikli olarak çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
'İNŞALLAH ALTINI BELİRLEYİCİ HALE GETİRMENİN DE ADIMLARINI ATACAĞIZ'
İnşallah bu yılda da ilk çeyrekte bu oranı yakalarsak şimdiden söylüyorum hiç şaşmayın. Kur üzerinde oynanan oyunların kayda değer bir ekonomik gerekçesinin olmadığı her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Şimdi bizim attığımız adım nedir? Milli para ve yerli para. İnşallah bu kur oyunun da bozacağız. Hatta hatta bir diğer adımı da söylüyorum. İnşallah altını belirleyici hale getirmenin de adımlarını atacağız.
Bütçe disiplinimizden ve reform gündemimizden taviz vermeden faiz ve enflasyon başta olmak üzere ekonomimizi tehdit eden tüm sorunların üstesinden yeni dönem daha kolay geleceğimizi düşünüyorum.
Yatırımlar bizim vazgeçilmezimizdir, yatırımlara devam. Bu yılın sonunda üçüncü havalimanımızı açıyoruz. Bu yıl sonuna kadar İstanbullumuzda dev bir proje olarak Kanal İstanbul’un ihalesini gerçekleştireceğiz. Aynı şekilde yine boğazdan üç katlı tünelin adımlarını da atacağız.
Ülkemizin değişik yerlerindeki malum imar noktasındaki çirkin yapılarla ilgili de adımlar süratle atılacak. Vatandaşımız, benim binamın geleceği ne olacak bu endişeleri taşımaktan kurtulmuş olacaklar.
Elbette meydanı haramilere bırakmayacak, kem söz sahiplerine hadlerini bildirmekten de geri kalmayacağız.
Anamuhalefeti ve onun kâğıttan kayığına binmeye çalışanlarını kendi halinde bırakmak en doğrusudur.
istanbul, yatırım, kağıt, kayık