Dervişoğlu cezaevlerindeki tabloyu özetledi: Uyuşturucudan 81bin, hırsızlıktan 45bin
25 Mart 2020 21:10
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında cezaevlerinin içinde bulunduğu tabloyu anlattı.
Türkiye Gündemi (Ankara)
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında cezaevlerinin içinde bulunduğu tabloyu anlattı. Dervişoğlu, “Uyuşturucudan 81.000 bunun yüzde kaçı kaçakçıdır bilmiyorum. Hırsızlıktan 45.000, terörden 37 bin cinayetten 30 bin, yaralamadan 33 bin, sahtekarlıktan 7 bin cinsel suçlardan 22 bin dolandırıcılıktan 3 bin yağmadan da 27 bin kişi var şu anda ve Ceza evlerimizin kapasitelerinin iki katından fazla bir tutuklu hükümlü sayımız var” dedi.
Tutuklu gazetecilerin durumunun ne olacağına ilişkin de birçok sorun olduğunu ifade eden Dervişoğlu, adalet duygusunun zedelendiği toplumlarda zedelemeyen hiçbir şeyin kalmayacağının altını çizerek bu konuyla ilgili ölçülendirmelerinin “Teröre bulaşmamış, terör örgütlerini övmemiş, onların çalışmalarına destek vermemiş olanlarını, hedeflerine alt yapı oluşturmamış sadece insan hakları ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde ifadelerini yazıya döken basın mensuplarını kastediyorum” dedi.
Dervişoğlu’nun basın toplantısındaki açıklamaları şöyle:
İNFAZ İNDİRİMİNE GİTMEK YERİNE, “YARGILANMANIN YENİLENMESİ” YOLU TERCİH EDİLMELİ
“Bilindiği gibi İnfaz Yasası değişikliği ile ilgili ilk öneri 22.09.2019 tarihinde MHP tarafından gündeme getirilmiş, FETÖ’cü hakim ve savcılarca yapılan soruşturma ve yargılamaların adaletsizliği gerekçe gösterilmişti.
Böyle bir durumda infaz indirimine gitmek yerine, yapılan haksız ve adaletsiz yargılamaların sonuçlarını ortadan kaldırabilmek ve konunun esastan ele alınmasını sağlamak adına “Yargılanmanın Yenilenmesi” yolunun tercih edilmesinin daha doğru olacağını dile getirmiştik.
Mahkemelerin yoğunluğu ve yeterli sayıda hakim ve savcının bulunmadığından bahisle, adalet mekanizmalarındaki zafiyetin kötü sonuçlarının vatandaşın sırtına yüklenmesi kabul edebileceğimiz bir durum değildir.
Soruşturma ve Yargılama aşamasındaki özensizlik, tutuklamanın tedbir değil cezalandırma aracı olarak kullanılması, uzun tutukluluk süreleri, iddianame hazırlama süresi konusunda savcıların serbestliği, hakim/savcıların eylem ve kararlarından dolayı sorumsuzlukları gibi sıralanabilecek birçok husus sorunun temelini teşkil etmektedir.
Sorunun temeline inerek düzeltmek yerine infaz indirimi ile sonuçlarını ötelemek bir iktidar pratiği haline gelmiştir.
Anayasa ile güvence altına alınmış olan “Adil Yargılanma Hakkı” önceleri FETÖ, sonra melez bir zihniyet, şimdilerde ise saray rejiminin talep ve arzularına hizmet ettirilmeye çalışılmaktadır.
Palyatif tedbirlerin kolaycılığına kaçmak yerine meseleye daha toptancı bir bakışla yaklaşmamız, daha köktenci ve kalıcı çözümler ortaya koymamız gerekmektedir.
Bugünün şartlarında; hükümlüler, tutuklular ve onların ailelerinin, hükumetin yanlış uygulamalarından kaynaklı maddi ve manevi mağduriyetlerine gönlümüz razı değildir. Ancak bu durum, bu zamana kadar savunageldiğimiz doğrulardan vazgeçeceğimiz anlamına da gelmez.
Getirilen İnfaz Yasası düzenlemesinde; Terör,Türklüğe ve Atatürk’e hakaret, kadına şiddet, kadın ve çocuklara karşı işlenen cinsel suçlar, cinayet, teröre finans temin eden zehir tacirliği ve her türlü kaçakçılık, organize suç örgütleri, toplumun kanını emen rüşvet, irtikap ve yolsuzluk, kişi ve zümrelere geçmişe ve geleceğe yönelik cezai muafiyetler oluşturacak düzenlemelere karşı duruşumuz tavizsiz ve nettir. Bütün bu görüşlerimizi iktidar partileriyle karşılıklı olarak müzakere edecek sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşacağız”
Dervişoğlu, iktidar kanadı tarafından hazırlanan af yasa taslağı ile ilgili partisinin düşüncelerine dair şunları söyledi;
“İktidar kanadı bu öneriyi bize dün getirdi oldukça da kapsamlı bir öneri. Ben az önce sıraladığım maddelerde İYİ Parti'nin kırmızı çizgilerini ifade etmek için o sıralamayı yaptım. Ayrıca bu saydıklarımızı geçmişten günümüze de defaatle biz kamuoyu ile paylaştık. O sebeple dün paylaştıklarımızın yazıp söylediklerimizin hilafına bir tarafın tarafı olmayacağımızın da bilinmesini istiyorum. Hazırlıklar yapılıyor beklentimiz bu görüşmenin yarın olmasındadır ama bilmiyorum belki ertelenebilir. Bu işlerin oldubittiye getirilecek işler olmadığı kanaatindeyiz.”
PALYATİF TEDBİRLER YETERLİ OLMAZ ANCAK SORUNU ÖTELER
İnfaz düzenlemelerinin bu konuyla alakalı yeterli olacağı kanaatini taşımadığını ve yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğinin altını çizen Dervişoğlu, “Hakim ve Savcılar Kurulu yapısı üzerinde bilmek lazım ceza kanunlarının ve ceza muhakemeleri usul kanunumuzun yeniden gözden geçirilmesi lazım. Bu alanlarla çok oynadılar ciddi tahribatlar yaşandı. Dolayısıyla bu işin meslek erbapları da bizimle aynı görüşü paylaşıyor palyatif tedbirler yeterli olmaz; ancak sorunların ötelenmesine vesile olur. Meseleye toptancı bir bakış açısıyla yaklaşmak ve radikal çözümler önermek gereklidir diye düşünüyoruz.” dedi.
Af tasarısıyla ilgili kimin serbest bırakılması gerektiği üzerine tartışılması gerektiğini vurgulayarak hazırlıklarının devam ettiğini belirten Dervişoğlu bu konuyla ilgili olarak bir noktaya dikkat çekmek istediğini belirtti. Dervişoğlu, “Siyasi tutsak tanımlamasını doğru bulmuyorum. Teröre bulaşmamış, terör örgütüne destek vermemiş Türkiye'nin içinde bulunduğu birtakım hadiselere yol göstericilik yapmamış sadece siyasi düşüncelerinden ötürü insanların cezaevlerinde tutulması da insan hakları açısından çok yerinde bir şey değildir diye düşünüyorum. Ama işte buranın hepsinde ince ayrıntılar var onların teferruatı ile konuşulması lazım. Kolaycılığa kaçırmasın derken ifade ettiğim şey de odur.” dedi.
Af taslağı ile ilgili oldukça tartışılan bir başka konuya da değinen Dervişoğlu, “Cinsel suçlarla alakalı olarak da kadına şiddetle ilgili çocuk istismarı ile ilgili neler var enine boyuna tartışacağız onları ama sizlerle paylaşmak isterim yani cezaevinde kimler var bilin diye; Uyuşturucudan 81.000 bunun yüzde kaçı kaçakçıdır bilmiyorum. Hırsızlıktan 45.000, terörden 37 bin cinayetten 30 bin, yaralamadan 33 bin, sahtekarlıktan 7 bin cinsel suçlardan 22 bin dolandırıcılıktan 3 bin yağmadan da 27 bin kişi var şu anda ve Ceza evlerimizin kapasitelerinin iki katından fazla bir tutuklu hükümlü sayımız var. Şimdi burada asıl ele alınması gereken Türkiye'de öyle bir sosyal cinnet ortamı gerçekleşmiş ve yaşanmış ki ve Türkiye uzun zamandır öyle sorumsuzca yönetilmiş ki böyle bir tabloyla karşı karşıyayız.” dedi.
Tutuklu gazetecilerin durumunun ne olacağına ilişkin de birçok sorun olduğunu ifade eden Dervişoğlu, adalet duygusunun zedelendiği toplumlarda zedelemeyen hiçbir şeyin kalmayacağının altını çizerek bu konuyla ilgili ölçülendirmelerinin “Teröre bulaşmamış, terör örgütlerini övmemiş, onların çalışmalarına destek vermemiş olanlarını, hedeflerine alt yapı oluşturmamış sadece insan hakları ve düşünce özgürlüğü çerçevesinde ifadelerini yazıya döken basın mensuplarını kastediyorum. Bunlar önemli şeyler ve kendi içinde ayrı satırbaşları vardır.” şeklinde olduğunu ifade etti.
tutuklu, Müsavat Dervişoğlu, iyi parti