Cumhuriyet Fazilettir..Kutlu olsun..
29 Ekim 2016 09:44
93. yılın coşkusunu yaşayan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri yolumuzu aydınlatıyor. 1923’ün ardından Cumhuriyetin ilanıyla atılan dev adımlar geleceğimize de yol gösteriyor.
Cumhuriyet fazilettir çünkü
Kulluktan yurttaşlığa geçişin adıdır
Cumhuriyetten önce her birey Osmanlı hanedanının kulu ve bu kulların oluşturduğu topluluğa da tebaa denirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve saltanatın kaldırılmasıyla kul olarak tanımlanan bireyler, yasalarla belirlenmiş hak ve özgürlüklere sahip yurttaşlık hüviyetini kazanırken tebaanın yerini de millet ve ulus kavramı almıştır. Saltanatın kaldırılması ve anayasaya “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi konularak teokratik rejimden, halkın iradesine dayanan yönetim biçimine geçilmiştir.
Cumhuriyet fazilettir çünkü
Çağdaş düşünebilen özgür bireylerin yaratılmasıdır
Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim alanındaki ikiliğe son verilmiş, medreseler kaldırılarak Ortaçağ kökenli eğitim anlayışına son verilmiş, laik ve çağdaş bir eğitim sistemine geçilmiştir.
Cumhuriyet fazilettir çünkü
Ümmetçilikten ulus anlayışına geçiştir
Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi olarak görülen Halifeliğin kaldırılması, Tekke ve Zaviyelerle birlikte dini unvanların yasaklanması ve 1937 yılında anayasaya laiklik ilkesinin girmesi sonucunda din ve devlet işleri birbirinden ayrılmış, ümmetçilikten ulus anlayışına geçilmiştir.
Laiklik ilkesi Cumhuriyetin temel taşını oluşturmakta, hukukun üstünlüğü ilkesi, gücünü laiklikten almış ve Türk Devrimi laiklik ilkesi ile anlam kazanmıştır. Laiklik ilkesinin yaşama geçmesi ile fikri hür, vicdanı hür bireylerin yetişmesi için zemin hazırlanmıştır.
Cumhuriyet fazilettir çünkü
Kadınların önce padişahın sonra da erkeklerin kulu olmaktan çıkmasıdır
Türk Medeni Kanunu ile kadınlar, boşanma, erkeklerle eşit ölçüde miras edinme ve istedikleri işte çalışabilme hakkını elde etmiş, resmi nikâh zorunluluğu ve tek eşle evlilik esasının getirilmesi ile ailede erkekle eşit konuma gelmiştir. Medeni Kanun’un en önemli kazanımlarından birisi de resmi nikâh zorunluluğu sayesinde nikâhları yasal güvence ile korunmuş, erkeklerin keyfiyetine göre boşanmalarına yasal engel getirilmiştir.
Cumhuriyet fazilettir çünkü
Kadınların seçme ve seçilme hakkına kavuşmasıdır
Vergi almak için bile olsa küçük ve büyükbaş hayvanların bile sayımını yapıp kayda geçiren Osmanlı, kadınları nüfus sayımında kayda almazken Türkiye Cumhuriyeti kadınlara 1930 yılında yerel düzeyde tanıdığı seçme ve seçilme hakkını, 5 Aralık 1934’te ulusal düzeyde kabul etmiştir. Bu sayede Türk kadını Fransa, İtalya, Belçika ve İsviçre gibi Batılı ülkelerin kadınlarından 16 yıl önce seçme ve seçilme hakkına kavuştu. 1935 yılında yapılan iki dereceli seçimlerde TBMM’ye 18 kadın milletvekili girebilmiştir.
Cumhuriyet fazilettir çünkü
Eğitimde ve yönetimde fırsat eşitliği tanınmasıdır
Türkiye Cumhuriyeti başlattığı eğitim seferberliği ile bir yandan eğitimli insan sayısını artırırken diğer yandan parasız yatılı okulları, Köy Enstitüleri ve Halkevleri ile eğitimi büyük kentlerde oturanların ve parası olanların elde edebildiği bir hak olmaktan çıkarmış, ülkenin her yerinde yoksul insanların da bu haktan yararlanmasını sağlamıştır. Cumhuriyet kurulduğunda nüfusun yüzde 13’ü okuryazardı. Kadınlar bu okuryazar nüfusun sadece yüzde 3’ünü oluşturuyordu. Atatürk daha ulusal kurtuluş mücadelesi sürerken 21 Temmuz 1921’de Ankara’da Maarif Kongresi toplayarak eğitime verdiği önemi göstermişti.
3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat Yasası kabul edilirken Şer’iyye ve Evkâf Vekâleti kaldırılmış, aynı yıl ilkokullarda, 1927’de ise ortaöğretimde karma eğitime geçilmiştir. Ortaöğretimde öğrenci sayısı 1923-1928 yılları arasında yüzde 1.4, lisede okuyan öğrenci sayısı ise yüzde 2 oranında artış göstermiştir.
1929-1930 ders yılı başında Arapça ve Farsça dersleri kaldırılarak yerine Fransızca, İngilizce ve Almanca dersleri konmuştur. 1929 yılında çıkarılan yasa ile teknik alanda mühendis, yabancı dil, tarih, coğrafya, matematik, resim, müzik, beden eğitimi alanlarında öğretmen yetiştirilmesi amacıyla çok sayıda öğrenci Avrupa ülkelerine gönderilmiştir. Bu öğrencilerin eğitimlerine tamamlayıp dönmesiyle üniversitelerde yok denecek kadar az olan öğretim üyesi sayısı hızla artmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonraki ilk yirmi yıl içinde çok sayıda fakülte, yüksekokul ve konservatuvar açılmıştır. Bu okullardan yetişen yoksul, köylü çocukları, mühendis, doktor, kaymakam, öğretmen, milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı, subay, ressam, müzisyen, tiyatro oyuncusu olma şansına kavuşmuştur.
Cumhuriyet fazilettir çünkü
Ulusal bağımsızlığın ekonomik bağımsızlıkla perçinlenmesidir
Cumhuriyeti kuran kadro ekonomik bağımsızlık olmadan ulus olarak bağımsızlığın sürdürülemez olduğunun bilincindeydi. Osmanlı’da sanayi ya askerin ya da sarayın ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş tesislerden ibaretti. Geri kalan sanayi tesisleri yabancıların elindeydi. Osmanlı sanayileşmenin bilincine vardığında ise karşısında yabancılara verilen imtiyazlar ve dış borç engeline takılıyordu. Koca imparatorluğun Avrupa’nın ucuz hammadde kaynağı işlevi görmekten öte ekonomik bir değeri yoktu.
Atatürk ve arkadaşları, ekonomik bağımsızlığın önkoşulunun üretmek ve sanayileşmek olduğunun bilinciyle 17 Şubat’ta 1923 tarihinde İzmir İktisat Kongresi’ni toplayarak yeni devletin ekonomi politikalarını belirledi. Lozan Antlaşması ile kapitülasyonlardan kurtulan Türkiye, Düyun-u Umumiye borçlarını öderken hızla sanayileşme hamlesine başladı. Bir Merkez Bankası bile olmayan devlette özel sektör teşvik edilirken özel sektörün sermayesinin yetmeyeceği alanlara devlet yatırım yaptı. Sanayiyi İstanbul ve Marmara bölgesi dışında bütün Anadolu’ya yaydı. Önce kamu adına bu yatırımları yapacak ve özel sektöre kredi verecek bankalar kuruldu. Sümerbank ve İş Bankası bir taraftan özel sektöre kredi verirken diğer yandan ekonominin bugün bile can damarı olan sanayi tesislerini kurdular. Devlet bir ile fabrika yaparken sadece üretimi düşünmedi, o ilin ahalisinin sosyal ve kültürel açıdan da gelişmesini hedefledi. Bir sanayi tesisinin yanına tiyatro, sinema, okul, spor salonu ve lojmanlar da tesis etti.
Cumhuriyeti kuran kadro millileştirme hamlesini de eşzamanlı olarak başlattı ve yabancıların elindeki işletmeleri satın aldı.
Dünyayı altüst eden 1929 buhranına rağmen ülke bir uçtan bir uca, fabrikalar, demiryolları, limanlar, maden ocakları ile donatıldı. Merkez Bankası, Maden Tetkik Arama Enstitüsü, Sümerbank, Etibank, Kayseri Uçak Fabrikası, Şişe Cam Fabrikaları, madencilik şirketleri, Karabük Demir Çelik, SEKA, Porselen Fabrikası, Azot Sanayi, Sümerbank Bez ve ayakkabı fabrikaları, Nazilli Basma, Alpullu, Eskişehir ve Uşak Şeker Fabrikaları, Elektrik İşleri Etüd Merkezi ilk akla gelenler.
Cumhuriyet Fazilettir çünkü
“Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesi ile hayalperest dış politikadan dönüştür
Cumhuriyeti kuran kadrolar, Osmanlının çöküş döneminden edindiği deneyimle, savunulabilir sınırlar öngörmüş, Misakı Milli’yi panislamist, panturanist ya da Osmanlıcı dış politika anlayışına karşı gerçekçi, ölçülü ve barışçı bir dış politika anlayışı geliştirmiştir.
Bir arada yaşamanın adıdır Cumhuriyet
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı: Cumhuriyet, bizi biz yapan değerlerin karşılığıdır
Güçlü Türkiye için güçlü demokrasi şart
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç: ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller’ yetiştirmek boynumuzun borcudur
Batı’nın gelişimi bu atılımla sağlandı
Eczacıbaşı Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı: Batı’nın yüzyılları alan gelişimi
bu atılımla az zamanda sağlandı
Özgür düşüncenin temel taşıdır
Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Symes Başaran: Cumhuriyet; bağımsızlık ve
özgür düşüncenin temel taşıdır
'Cumhuriyet birey olmaktır'
Aysel Çelikel Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı
Cumhuriyet çünkü
Cumhuriyet, uzun yıllar sadece ulusal egemenliğin hâkim olduğu bir yönetim biçimi olarak algılandı ama Cumhuriyet aslında Türkiye’yi çağdaş, laik, demokrat Türkiye yapan devrimlerdir.
Medeni Kanun’un sağladığı yaşam biçimidir, kadın erkek eşitliğidir, birey olmaktır, vatandaş olmaktır ve bütün kültür ve sanat dallarıdır.
Cumhuriyeti bunun için kutluyoruz ve bunun için Cumhuriyete sahip çıkıyoruz. Bunun için Atatürk ‘benim en değerli eserim Cumhuriyet’ demiştir. Bunu derken devrimleri kastetmiştir.
Hedef özgür insan yetiştirmektir
Prof. Dr. Kemal Kocabaş Yeni Kuşak Köy Enstitüler Derneği Genel Başkanı
Cumhuriyet çünkü
* Cumhuriyet emektir... Çünkü haklı bir Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ürünüdür.
* Türk insanı Cumhuriyetle birlikte orta çağdan yeni çağa doğru onurlu yürüyüşünü başlatmıştır.
* Cumhuriyet Mustafa Kemal’in ifadeleriyle, “Manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kuralı” temel almaz... Çünkü Mustafa Kemal’in manevi mirası “akıl ve bilimdir”.
* Cumhuriyet “Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür” kuşaklar yetiştirmeyi hedef almıştır. Çünkü hedef özgür insanı yetiştirmekti.
Gençlerimiz en önemli sermayemiz
Rona Yırcalı Türk Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Cumhuriyet çünkü
Çağdaş ve gelişen bir Türkiye geleceğini Cumhuriyetin taşıdığı değerlere borçluyuz. Türk Eğitim Vakfı, bu anlayışla yarım asırdır eğitim yolunda seferberliğine ve hizmetlerine devam ediyor. İnanıyoruz ki; eğitim Cumhuriyetle desteklenir, Cumhuriyet eğitimle gelişir. Bir ülkenin sahip olduğu en önemli sermaye, yarınlarını emanet edeceği bilgi ve yetenekle şekillenmiş aydınlık geleceğin temsilcisi olan gençlerdir.
En büyük bayram
Prof. Dr. Muhammed Şahin MEF Üniversitesi Rektörü
Cumhuriyet çünkü
Bir ulusun yeniden doğuşu, vazgeçilmez değerimiz, verilen özgürlük mücadelesinin simgesi, bir olma ruhumuz, bağımsız yaşama azmimiz, ortak gururumuz, geleceğe güven duygumuz, en büyük sorumluluğumuz, en büyük bayramımız, her koşuldaki kararlılığımız, Cumhuriyet, 93 yıldır Cumhuriyet, sonsuza kadar Cumhuriyet!
Çağdaş yönetim
Fahamettin Akıngüç Kültür Üniversitesi Kurucu Onursal Başkanı
Cumhuriyet çünkü
Eğitimin temel öğeleri olan insana, bilime, kültüre, sanata, araştırmaya, özgür düşünceye ve emeğe değer veren en kapsamlı yönetim biçimidir.
Cumhuriyet çünkü çağdaş uygarlığın lokomotif öğesi olan eğitimi, insan ve toplum yararı ilkesiyle koruyan ve kucaklayan tek yönetim şeklidir.
En büyük referansımız
Hakan Ateş Deniz Bank Genel Müdürü
Egemenliğin kayıtsız şartsız millet iradesine teslim edildiği, tüm bireylerin sosyal yaşama katılabildiği bir yaşam biçiminin; ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarma gayesinin ilk adımı, bundan 93 yıl önce atıldı. DenizBank olarak biz de kurulduğumuz günden bu yana Cumhuriyetin değerlerini referans alarak, içinde faaliyet gösterdiğimiz coğrafyaya olumlu yönde destek sunmak, ülkemizin ekonomik ve toplumsal gelişimine katkı sağlamak için çalışıyor; bunu ticari faaliyetlerimizin ötesinde sosyal sorumluluğumuzun bir parçası olarak görüyoruz. Cumhuriyetimizin çatısı altında, tarihimizden aldığımız güç ve heyecanın çalışmalarımıza kazandırdığı ivmeyle, ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz.
Bağımsızlığın temeli
İstanbul Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi:Cumhuriyet ile kazandığımız değerler, bağımsızlığımızın ve özgür düşüncenin temel taşlarını oluşturmaktadır. Milletimiz çağdaş eğitimle tanışmış, kadınlarımız hayatın her alanında eşit bireyler olarak yerlerini almışlardır. En büyük rehberimiz olan Cumhuriyeti bizlere armağan eden Atatürk ve arkadaşlarını minnetle anıyoruz.
En değerli eser
Birleşmiş Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel: 93 yıl önce çok zor koşullar altında ve olanaksız olarak kabul edilen bir mücadeleyle kurulan Cumhuriyetimiz, geçen her yıl üzerine yepyeni taşlar eklenerek büyüyen değerli bir eserdir. “Bu ülkenin bize verdiklerini bu ülke insanlarıyla paylaşmaya devam edeceğimizi”, ülkemizin her alanda daima en önde olması için çalışacağımızı vurgulamak istiyoruz.
Hep Cumhuriyet
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Şeref Fayat: Hep Cumhuriyet. Cumhuriyet gençlerimiz, ülkemiz için çok önemli, buna sahip çıkmalıyız. Cumhuriyet çocukları yetiştirmeliyiz ki Cumhuriyetimize yüz yıllar boyunca sahip olunabilsin. Cumhuriyet değerlerinden vazgeçebilecek bir Türkiye olabileceğine de en ufak bir ihtimal vermiyorum.
atatürk, 29 ekim, cumhuriyet, çağdaş