• USD  34,28
  • EURO  37,18
  • BORSA  8.828,79
  • ALTIN  3.005,56
SON DAKİKA

CHP’li Girgin: Silikozise bağlı gerçek ölüm oranlarını bilmiyoruz

CHP’li Girgin: Silikozise bağlı gerçek ölüm oranlarını bilmiyoruz

06 Mart 2020 16:56

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, ülkemizin kanayan yaralarından biri olan meslek hastalıklarının önemine ve aciliyetine işaret etmek amacıyla; acı sonuçlar doğurduğu bilinen silikozisin araştırılması için bir önerge verdi.


“Kot kumlama işçileri kendi arkadaşlarının ölümlerini basın yoluyla iletmelerine rağmen, SGK istatistiklerinde meslek hastalılarına bağlı ölüm oranları hep sıfır olarak yayımlanmaktadır”.

Turkiyegundemi.com (Ankara)

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, ülkemizin kanayan yaralarından biri olan meslek hastalıklarının önemine ve aciliyetine işaret etmek amacıyla; acı sonuçlar doğurduğu bilinen silikozisin araştırılması için bir önerge verdi.

Silikozis hastalığının en çok madenlerde, taş ocaklarında, yol-tünel yapımında, kuvars değirmenlerinde, cam hammaddesinin üretiminde, inşaat sektöründe, diş protezi yapımında ve seramik sektöründe görüldüğünü belirten Girgin, uzmanlardan aldığımız bilgilere göre bu hastalığın bahsedilen sektörlerde görülen kristal silika tozunun solunması, bu tozun akciğerlerde birikmesi ve akciğerlerin bu toza verdiği reaksiyon sonucu gelişen bir akciğer hastalığı olduğunu, soluyan işçilerde silikozisin yanında, tüberküloz ve akciğer kanseri riskinin de arttığına değindi.

SGK VERİLERİ GERÇEK YAŞAMDAN UZAK

Girgin, “SGK istatistiklerinde meslek hastalılarına bağlı ölüm oranları hep sıfır olarak yayımlanmaktadır” diyerek, silikozise dair şu istatistikleri sundu: “SGK istatistiklerine göre silikozis yasal tanısı alanların sayısı 2013’te 351 meslek hastalığı tanısı içerisinde 57’si, 2014’te 494’ten 36’sı, 2015’te 510’da 100’ü, 2016’da 594’te 118’i şeklinde tedrici olarak yükseldiği görülmektedir. Yalnız, ilginç bir şekilde 2017 yılında meslek hastalığına tutulan toplam sigortalı sayısı sadece iki kişi olup meslek hastalığı sonucu kaybedilen gün sayısı sıfır ve meslek hastalığına bağlı ölüm sıfır şeklindedir. Yani yeni tanı konulan silikozis vakasının 2017’de kayıtlara geçmediği görülmektedir. SGK istatistiklerinde meslek hastalılarına bağlı ölüm oranları hep sıfır olarak yayımlanmaktadır. SGK istatistiklerinin 2018 ve 2019 yılları verileri web sayfasında yer almamaktadır. 2017’de yayımlanan rakamlar ise (toplam 2 meslek hastalığı) gerçek yaşamdan çok uzak görünmektedir."

MECLİSİN İNİSİYATİF ALMASI ŞART

Ülkemizdeki gerçek slikozis oranının diğer meslek hastalıklarında olduğu gibi tutarlı verilerle ortaya konmadığını belirten Girgin, hangi sektörlerde ağırlıklı olarak silikozis görüldüğü ve bu iş kollarının coğrafi dağılımını inceleyen bir çalışmanın olmadığını, bu nedenlerle, TBMM’ye, işçilerin silikozise maruz kalmaları ve buna bağlı gelişen meslek hastalıklarının bütün boyutlarıyla araştırılması için önerge verdiklerini söyledi

Araştırma önergesi ve gerekçesi şöyle.

Silikozis, solunabilir boyuttaki kristal silika (SiO2) tozunun solunması, bu tozun akciğerlerde birikmesi ve akciğerlerin bu toza verdiği reaksiyon sonucu gelişen bir akciğer hastalığıdır. Madenlerde, taş ocaklarında, yol-tünel yapımında, kuvars değirmenlerinde, cam hammaddesinin üretiminde, inşaat sektöründe, diş protezi yapımında, seramik sektöründe ve kumlamacılık yapılan tüm sektörlerde silika maruziyeti olabilir. Silika tozu silikozis gelişimine neden olmasının yanında birçok hastalık gelişiminden de sorumludur. Silika maruziyeti olanlarda tüberküloz ve akciğer kanseri riski artar.

Ülkemizde bu konuda tek yayımlanan veri olan SGK istatistiklerine göre silikozis yasal tanısı alanların sayısı 2013’te 351 meslek hastalığı tanısı içerisinde 57’si, 2014’te 494’ten 36’sı, 2015’te 510’da 100’ü, 2016’da 594’te 118’i şeklinde tedrici olarak yükseldiği görülmektedir. Yalnız, ilginç bir şekilde 2017 yılında meslek hastalığına tutulan toplam sigortalı sayısı sadece iki kişi olup meslek hastalığı sonucu kaybedilen gün sayısı sıfır ve meslek hastalığına bağlı ölüm sıfır şeklindedir. Yani yeni tanı konulan silikozis vakasının 2017’de kayıtlara geçmediği görülmektedir.

Ülkemizde silikozise bağlı en büyük trajedi kot kumlamacılığına bağlı olarak yaşanmış ve çok sayıda genç işçi silikoz hastalığı nedeniyle ya hayatını kaybetmiş ya da zor koşullarda yaşamları sürdürmektedirler. Kot kumlamacılığı ülkemizde 1990’lı yıllarda faaliyete geçen bir sektör olup, ilk hastalar 2000’li yıllarda görülmeye başlamıştır. Bu konuda yapılan ilk çalışmada bu sektörde çalışanların %53 (77/143)’ünde silikozis tespit edilmiş olup, dört yıllık takipte dokuzunun (%6,2) ortalama 24 yaşlarında yaşamını kaybettiği, yaşam akta olanlar arasında da silikozis oranının %53’ten %96’ya çıktığı tespit edilmiştir.

Ülkemizde görülen silikoz olguları ile ilgili yapılan bir derlemede (Turkish Thoracic Journal 2018), en yüksek silikozis görülme riskinin kot kumlamacılığında (%96) ve taş ocaklarında (ağır maruziyet olan durumlarda %90’a kadar) olduğu, diş teknisyenlerinde, eğer kumlama yöntemi kullanıyorsa silikozis gelişme riskinin diğer diş teknisyenlerine göre 2-5 kat daha fazla arttığı bildirilmektedir. Teflon tava üretimi, elektrik kablo üretimi gibi daha önce bildirilmemiş alanlarda da ülkemizde silikozis geliştiği gösterilmiştir. İstanbul Meslek hastalıkları Hastanesinin 2008-2010 yıllarına ait verilerinin yayınlandığı bir çalışmada, en çok silikozis görülen meslekler sırasıyla kot kumlamacılığı (%50,5), diş teknisyenliği (%12,0) ve kömür madeninde çalışma (% 6,7) iken, Dokuz Eylül Üniversitesi Meslek Hastalıkları Polikliniğinin 2013-2015 verilerine göre tanı koyulan 60 silikozisli olgunun %80’ini (eşit sayıda) seramik sektöründe çalışanlar ve diş teknisyenleri oluşturmaktadır.

Silikozis, maruziyet sona erdikten sonra da ilerlemeye devam ettiği için, tanı konulduktan sonra da sağlık gözetimi periyodik olarak devam ettirilmelidir. Küçük ölçekli ve kaçak faaliyet gösteren birçok sektörde silikoz açısından sağlık gözetimi yapılmamaktadır. Sağlık Gözetimi yapılan büyük ölçekli iş yerlerinde, bu gözetimin yapılmasında hizmet alımı yapılan firmaların güvenirliği, ürettikleri işin kalitesi, film çekim kalitesi, ILO okuma süreçleri sağlıklı bir şekilde

 

denetlenememekte, bu konuda merkezi bir otorite eksikliği bulunmaktadır. ILO film değerlendirmesi, ILO tarafından yasal süreçlerde, maluliyet belirlemede ve tazminat amaçlı kullanılmamasını önerirken, ülkemizde maluliyette ön planda yer almaktadır. ILO film değerlendirmesi ticari bir argümana dönüştüğü için, bu değerlendirmeler en kaliteli hizmeti veren değil, en ucuz hizmeti veren tarafından sağlanmaktadır.

Ülkemizdeki gerçek silikozis oranı, diğer meslek hastalıklarında olduğu gibi tutarlı verilerle ortaya konmuş değildir. Hangi sektörlerde silikozis görüldüğü ve bu iş kollarının coğrafi dağılımını inceleyen resmi bir çalışmamız yok. Silikozise bağlı gerçek ölüm oranlarını bilmiyoruz. Kot kumlama işçileri kendi arkadaşlarının ölümlerini basın yoluyla iletmelerine rağmen, SGK istatistiklerinde meslek hastalılarına bağlı ölüm oranları hep sıfır olarak yayımlanmaktadır. SGK istatistiklerinin 2018 ve 2019 yılları verileri web sayfasında yer almamaktadır. 2017’de yayımlanan rakamlar ise (toplam iki meslek hastalığı) gerçek yaşamdan çok uzak görünmektedir.

Bu bağlamda; işçilerin silikozis maruziyetinin ve buna bağlı gelişen meslek hastalıklarının bütün boyutlarıyla araştırılması için Anayasa’nın 98, içtüzüğün 104. ve 105. Maddeleri gereğince meclis araştırılması açılmasını arz ederim. 19.02.2020

...

ÖNCEKİ Ev kadınları haftada ortalama 74 saat çalışıyor SONRAKİ CHP'li Engin Özkoç'a saldırı planlı mıydı?