Nurgül Yeşilçay
Onu ilk fark ettiğim zamanı da çok net hatırlıyorum. İzlediğim tek diziydi “İkinci Bahar”. O zamanlar kimse Gülsüm karakterinin bir gün gerçek bir star olacağını bilmiyordu. Sadece yeşil gözlü genç bir kadın konuşuluyordu. Ne kadar güzel olduğu, ne kadar güzel oynadığı... 17 senedir kamera karşısında Nurgül. “Asmalı Konak”ta Özcan Deniz’le öyle güzel oynadılar ki “Selvi Boylum Al Yazmalım”dan bu yana Türkiye, hiçbir ekran çiftini birbirine bu kadar yakıştırmamıştı. Nurgül’ün ekrandaki başarısı, ünlü yönetmenlere teker teker onun kapısını çaldırdı yıllar boyu. “Anlat İstanbul”, “Eğreti Gelin”, “Adem’in Trenleri”, “Yaşamın Kıyısında”, “Vicdan”, “7 Kocalı Hürmüz”... Fatih Akın’dan Atıf Yılmaz’a kadar uzandı serüveni. Özellikle Fatih Akın’ın “Yaşamın Kıyısında” filminde sergilediği performans... Bu başarıyı işini sevmeden elde etmek mümkün mü? Değil elbette. Nurgül anlatsın: “Oyunculuk çok büyülü bir meslek. Yanınızdan bir hayat akıp giderken, bizler sizlere başka hayatları büyüteçle gösteriyoruz. Başka karakterlere bürünmeden önce, biz inanıp, sevip, onlarla yaşamaya başlıyoruz. Sonra sizler de severseniz, varlığına inanıyorsunuz.” Sezon boyu en dizi izlemeyenin bile bir iki cümleyle de olsa fikir sahibi olduğu tek yapım “Paramparça”nın Gülseren’i olarak hünerlerini izledik bu sezon da Nurgül’ün! “Nedir Paramparça’nın sırrı?” diye sorduk: “Rahmetli Osman Yağmurdereli bir gün ‘Bir dizi var olan starlarının yanında yeni starlar yaratıyorsa o dizi başarılı demektir’ demişti. Bu bana hep doğru gelmiştir. ‘Paramparça’ dizisinin de genç starlar, fenomenler yarattığı su götürmez. Ayrıca alışılmışın aksine hızlı bir kurgusunun olması diziye dinamik katıyor. Her kesimden, yaş grubundan izleyiciye hitap ediyor olması da ayrı bir etken. Ağır trajik olayların yanında komediyle seyirciyi rahatlatmayı da göz ardı etmiyor. Ve her zaman söylediğim gibi bizim sektörde kimse tek başına iş yapamaz. Yüz kişilik bir ekip ile çalışıyoruz. Herkesin kendi branşında en iyilerinden biri olması da fark yarattı.”